Mustafa Durmuş
30
Ekim 2015
1
Kasım Genel Seçimleri’ne sayılı saatler kala, 13 yıldır tek başına ülkeyi
yöneten AKP’nin bu geçen sürede Türkiye insanının ekonomik yaşam standardını ne
kadar ilerlettiği sorusu önem kazanıyor. Zira AKP seçim çalışmaları sırasında sıklıkla,
insanlarımızın refah seviyesini ne kadar ilerlettiğinden, Türkiye toplumunu ne
kadar iyi ve mutlu bir toplum haline getirdiğinden dem vuruyor ve kendileri
dışındaki yerli, yabancı herkesin, tüm siyasal partilerin bunu çekemediğini ve
bu yükselişi durdurmak için bir şer cephesi oluşturduğunu ileri sürüyor.
Demokrasi,
barış, yaşam güvenliği, Orta Doğu batağı, IŞİD gibi konularla ilgili olarak
yaşananlar, havuz medyasının gerçekleri çarpıtma gayretlerine rağmen aslında
apaçık ortada. Bu nedenle de işin bu kısmına değinmeyeceğiz. Ancak acaba ekonomik refah ve mutluluk açısından gelinen nokta nedir?
Gerçi
bu ülkede yaşayanlar artık yüksek işsizlik ve yüksek enflasyona alışmaya
başladılar. Gelir ve özellikle servet bölüşümü son derece adaletsiz, son derece
kötü. Türkiye ekonomisinin bu 13 yılda yapısal sorunlarının daha da
derinleştiğini ve krizlere karşı kırılganlığının arttığını ise kamu ve özel sektör
dış borçlarının birkaç katına çıkmasından, doların 3,00TL’yi bulmasından, yüksek faiz
oranlarından, hane halkı borcunun milli gelir içindeki payının 10 kat büyüyerek
% 60’lar yaklaşmasından biliyoruz.
Bu
veriler ortada iken, bir avuç azınlığın dışında, insanların iyi bir yaşam sürmesinden söz
edilebilir mi? Bu sorunun yanıtını bizim de üyesi olduğumuz bir uluslar arası
örgüt verdi. Uluslar arası Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) iyi bir
yaşam sürmenin kriterlerini ya da iyi bir yaşamın göstergelerini birkaç gün
önce yayımladığı bir raporunda (http://www.oecdbetterlifeindex.org)
açıkladı.
Örgüt
bu çalışmasını kendi üyesi olan 34 ülke ile sınırlı tutuyor. Bu ülkeler
arasında Türkiye de var. Toplamda 23 göstergeye ya da kritere bakılıyor ve bu
kriterler 11 alanda toplanıyor. Bunların arasında; insanların elde ettikleri
kazançların miktarı, konut maliyetleri, yaşam sürelerinin uzunluğu ve hatta
çalışma saatlerinden geriye kalan zaman gibi çok çeşitli göstergeler var.
Rapora
göre, genelde OECD ülkelerinin büyük bir kısmı bu göstergelere uygun olarak iyi
bir yaşam sürüyor. Ancak ülkeler arasında büyük farklılıklar da mevcut. Örneğin
Kuzey ülkelerinden Norveç’te insanlar çok iyi standartlarda bir yaşam sürerken,
Türkiye ve Meksika’da insanların iyi bir yaşam sürmelerinden, buna bağlı olarak
da mutlu olmalarından söz edebilmek mümkün değil.
Araştırmada
her bir göstergeye bir puan ya da not veriliyor ve bu puanlar üye ülkelerin
OECD ortalamasına göre standart sapmasını temsil ediyor.
Bu
bağlamda OECD ortalaması “0” olarak belirlenmiş. Böylece “1’e yakın puanlar
yüksek derecede iyi olma” halini, “-1’e yakın değerler ise kötü olma” halini
gösteriyor.
ABD’’li
bir araştırma şirketi olan PEW Research Center ise bu 23 göstergenin her birine
eşit değerler vererek ülkeleri analiz etmiş (Jacob
Poushter, Measuring the ‘good’ life around the world, http://www.pewresearch.org, 29 October 2015). Buna göre Norveç ve İzlanda gibi Kuzey
ülkeleri; istihdam olanakları, iş güvenliği, temiz hava ve temiz suya erişim
gibi konularda sırasıyla; 0,74 ve 0,67 ile en iyi yaşam koşullarına sahip
ülkelerin başını çekiyorlar.
Buna
karşılık listenin en kötüleri Meksika ve Türkiye. Sırasıyla Meksika’nın puanı –
1,48 ve Türkiye’nin puanı -1,27. Türkiye’nin kötü puanının başında insanların
önemli bir kısmının haftada 50 saatten fazla çalışıyor olması ve sanitasyon
gibi hizmetlere yeterince erişememesi (-3,34) geliyor.
Türkiye’nin
bazı göstergelere göre puanları ise şöyle sıralanıyor:
Finansal
servet: -1,28
İstihdam
imkânları : -2,28.
İş
güvenliği: -1,43.
Çalışma
saatlerinin uzunluğu: -3,82.
Sanitasyon
hizmetleri: -3,32.
Kişi
başına düşen oda sayısı: - 1,38.
Temiz
havaya erişim: -1,03.
Temiz
suya erişim : - 2,18.
Yaşam
süresi : -1,70.
15
yaş bilişsel yetenek : -1,31.
Eğitim
başarısı: -2,64.
Yaşam
tatmini: -1,27.
Türkiye genel puanı:
-1,27.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder