7 Mayıs 2020 Perşembe

AVM’LERİN ERKEN AÇILMASINDAKİ BU ISRAR NEDEN?




AVM’LERİN ERKEN AÇILMASINDAKİ BU ISRAR NEDEN?

Mustafa Durmuş

6 Mayıs 2020

Hükümet 11 Mayıs’tan itibaren alış veriş merkezlerinin (AVM) kademeli olarak açılmasına karar verdi.

Buna göre; AVM’lerin içindeki restoran, kafe, eğlence mekânları, oyun parkları, sinemalar ve kuaför dükkânları gibi mekânların dışında kalan mağazalar, dükkânlar açılacaklar.  Bunlar genelde tekstil ürünleri, hazır giyim satan zincir mağazalar, zücaciye dükkânları ve cep telefonu satış yerleri gibi yerler.

Alınan karar bazı kısıtlayıcı önlemleri de içeriyor.  İnsanlar öncekinden farklı olarak, kontrollü bir biçimde bu merkezlere alınacaklar (yani fiziki mesafelenme uygulanacak) . Örneğin her 10 metre karelik alana en fazla 1 müşteri düşecek şekilde bir planlama yapılacak. İçerden biri çıkmadan diğer bir müşteri giremeyecek. Ayrıca maske ve dezenfektan kullanımı şart olacak.(1)

AVM’ler sermaye birikim modelinin tipik göstergeleri

Türkiye’de (özellikle de son 17 yılda) sayısında patlama görülen 436 adet faal AVM var. (2) Bunların 41 tanesi Ankara’da. 22 ilde henüz hiç açılmamış olan AVM’ler ağırlıklı olmak üzere İstanbul ve Ankara’da yoğunlaşmış durumda.

Diğer yandan 2017 yılında bu merkezlerdeki doluluk oranın ancak yüzde 50’ler civarında olması (3) böyle bir perakende alış veriş modelinin ekonomik açıdan doğru bir model olup olmadığını sorgulatıyor.

Son 17 yılın birikim modeline uygun olarak yapılan inşaat alanındaki yasal düzenlemelerden de yararlanan ve daha çok da siyasal iktidara yakın sermaye gruplarının bu AVM’lerin asıl yapımcıları olduğu görülüyor.
AVM’lerin 2108 yılında toplam 130 milyar lira ciro yapması ve 2019 yılında bu rakamın 160 milyar liraya çıkması (beklenti) (4) bu merkezler aracılığıyla yaratılabilecek sermaye ve servetin büyüklüğünü gösteriyor.

AVM’lerin bazı sahipleri dönemin de yeni zenginleri
Ankara’da isimleri son zamanlarda sıklıkla anılan bazı zengin sermayedarlar bu kentin önde gelen AVM’lerinin resmi hissedarları arasında yer alıyor. Mesela (5)  250 mağazayı barındıran Armada AVM’nin  en büyük ortakları  S. Bezci ve R. Hisarcıklıoğlu; 103 mağazalı Galleria AVM’nin ortakları Durali, Salih ve Mustafa Bezci kardeşler; 191 mağazaya sahip bulunan Panora AVM’nin   ana ortakları S. Bezci, S. Aygün, R. Hisarcıklıoğlu, B. Akar ve  Z.Fındıkoğlu gibi Ankara’nın en zenginlerinden oluşuyor.

Ancak büyük inşaat firmalarının AVM’lere yoğun ilgisinin de olduğu gözden kaçmıyor. Örneğin Ankara’da; Tepe Prime AVM ve Bilkent Center (Tepe İnşaat), Optimum Outlet Ankara AVM (Rönesans Grubu), Next Level (Pasifik İnşaat), Nata Vega AVM (Nata İnşaat ve MNM Orman İşletmesi), Kızılay AVM  (Karsaklar Renkyol İnşaat), Kentpark AVM (Megatürk İnşaat) bunlardan bazıları.

Perakende mağazacılık yapan grupların da (daha az sayıda olsalar da) bu AVM’lerde söz sahibi oldukları görülüyor. Örnek olarak Ankara’nın ilk AVM’lerinden olan Ankamall 1. Etap AVM’nin ana ortaklarından biri Migros,  Acity Outlet’in sahibi ise A1 Grup Alışveriş Hizmetleri A.Ş. 

Ankara’daki 41 AVM’nin 15’i (yüzde 37) ve mağazaların 1,963’ü (yüzde 47) gelir ve servetin göreli olarak en yüksek olduğu, aynı zamanda da salgınla ilgili tedbirler konusunda en titiz davrandığı bilinen orta sınıfların yaşadığı Çankaya bölgesinde bulunuyor.

2018 krizi sırasında (döviz kurunun hızla yükselmesi nedeniyle), iflasları önlemek için alınan bir kararla; bu AVM’lerde daha önce dolar ya da avro cinsinden yapılmış olan kira sözleşmeleri TL’ye dönüştürüldü. Ancak yurt dışından doğrudan kredi kullanan ve yabancı sermayeli ortağı bulunan AVM yapımcılarının (Migros/Ankamall ve Gordion AVM örneğinde olduğu gibi)  mağazalarla yaptığı sözleşmeler bu kuralın dışında tutuldular.
Salgından bu yana tüm AVM’ler kapandılar. Bazı AVM’lerdeki süpermarketlerin açık kalmasından hareketle (örneğin Ankara 365 AVM’de Migros hiç kapanmadı) ve kapatılmaya ilişkin İç İşleri Bakanlığı’nın her hangi bir genelgesinin olmaması nedeniyle, bu merkezlerin salgın nedeniyle düşen talep yüzünden kendiliğinden kapandığı anlaşılıyor.

Salgın devam ederken AVM’ler neden açılır?

Dünyada; ABD’de Trump yönetimi aldığı kararla AVM’lerin (yeme içme mekânları da dâhil olmak üzere) açılması kararını alırken, (6) Avrupa’da bu kararı şu ana kadar sadece Hırvatistan aldı. (7)

Türkiye’de (salgının sürmesine rağmen), ikinci bir salgın dalgası riski hala varken  bu merkezlerin açılmak istenmesinin nedenlerinden biri; AVM sahibi sermaye gruplarının kiraları tahsil edememesi ve buralardaki mağaza sahiplerinin, kira, faiz ve işçi ücretleri gibi sabit giderlerini karşılamakta zorlanmaları yüzünden hükümete bu mekânları açması yönünde baskı yapmaları olabilir.  Özellikle de söz konusu sermaye gruplarının siyasal iktidarla olan yakın ilişkileri göz önüne alındığında bu mantıklı bir yanıt olabilir.

Aslında bu aceleci davranışı açıklayan daha mantıklı bir başka yanıt mevcut.  Şöyle ki salgınla birlikte gelen kısıtlamalar nedeniyle genel olarak (zorunlu tüketim malları dışında) mallara olan talepte ciddi bir düşüş yaşandı. Bu hem insanların sokağa çıkamamaları ya da daha az çıkmak istemelerinden, hem de gelecekle ilgili belirsizlikler yüzünden tüketim harcamalarını kısmalarından kaynaklandı.

İşler düşük, devlet desteği sona eriyor

Bu durum ise mağazaların gelirlerini ciddi olarak düşürdü. Diğer yandan ücretler, SGK primleri gibi sabit ödemeler devam etmek durumundaydı. Bazı mağazalar erken işçi çıkartarak bunu savuşturmaya çalışırken, daha kurumsallaşmış olanlar “kısa vadeli çalışma ödeneğine” başvurdular ve işgücü maliyetlerinin önemli bir kısmını buradan karşılamaya başladılar. 

Diğer taraftan AVM’lerin (salgın henüz geçmeden, tüketici güven endeksleri de bu yönde düzelmeden) açılması kararı bu mağazaların sahiplerini düşündürmeye başladı. Öyle ki AVM’ler açılıp işe geri dönüşler başladığında bu ödenek kesilecek. Buna karşılık işlerin ve hâsılatın normale dönmesi daha uzun zaman alacak.

Bir başka anlatımla; işe geri dönüşle bu ay sonunda üç ayı tamamlanacak olan kısa vadeli çalışma ödeneği sona erecek. Öte yandan salgın hala sürüyor ve (alınan kısıtlayıcı önlemler de dikkate alındığında)  halkın bu merkezlere beklendiği ölçüde yönelmesi çok zor olacak. Bu durumda bu maliyetleri işyerlerinin sahipleri tekrar üstlenmek durumunda kalacaklar.

Yani hem yeterli iş olmayacak, hem de ödenek kesilecek. Oysa AVM sahipleri açısından bu ödeneğin 3 ay daha uzatılması (bu arada salgının iyice bir hız kesmesi)  çok daha rantabl olabilirdi.  Belli ki böyle bir uzatma talebine sıcak bakılmadı.

Bu nedenle olsa gerek, Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) Başkanının, Nisan sonunda bir TV programına canlı bağlantı biçiminde katılarak, AVM’lerin açılmasını hükümetin istediği anlamına gelen sözlerini (daha sonra yazılı olarak reddetse de (8) ciddiye almamak mümkün değil.

Hükümetin olası nedenleri
Bu sorunun akla gelen iki yanıtı olabilir. İlk kısa çalışma ödeneğinin geldiği boyutla ilgili. Dün itibarıyla 300,000 firmanın ve 3,2 milyon işçinin bu ödenekten faydalanmak için başvurduğu ileri sürülüyor. (9)
Bu başvuruların ne kadarının AVM çalışanları tarafından yapıldığı tam olarak bilinemese de, böyle milyarlarca lirayı bulacak olan desteğin üç ay daha uzatılmasını sağlamak, son zamanlarda ödemelerini yapabilmek için para basmak yoluna başvurduğu ileri sürülen (10) bir siyasal iktidar için büyük bir risk oluşturuyor. Üstelik (bu hesaba göre) mevcut işsiz sayısının 3,2 milyon daha artması hükümeti sadece ekonomik olarak değil, politik olarak da zora sokar. Bu yüzden de işe geri dönüşlerle resmi işsiz sayısının azaltılması gerekiyor.

“Başarılı bir biçimde normalleşiyoruz “ algısı

İkinci olarak siyasal iktidarın bir süredir sarf ettiği, “salgınla mücadelede en başarılı ülkelerden biriyiz, hızla normalleşiyoruz, ekonomiyi de ayağa kaldırıyoruz”, sözleri bu erken açma kararını yeterince açıklıyor.

Yani yönetenler açısından da ekonomik ve politik olarak çok zor bir döneme girildiği açık. Böyle bir dönemde, işsizliğin ve yoksulluğun neden olduğu sorunlar, bir pandeminin yarattığı sağlık sorunlarından çok daha ön plana çıkar. Bu yüzden de bu süreç, sadece daha fazla otoriter adımlar atarak yönetilemez Halkın normalleştiğimize, her şeyin yolunda gittiğine inandırılması da gerekir.


Dip notlar:

(3) KPMG Perakende 2018 Raporu. https://assets.kpmg.com/content/dam/kpmg/tr/pdf/2018/01/sektorel-bakis-2018-perakende.pdf ( erişim: 5 Mayıs 2020).
(5) Bu veriler Ticaret Bakanlığı verileri, AVM sahibi şirketlerin ve AVM’leri yapan inşaat şirketlerinin sitelerinden tarafımızca derlenmiştir.
(6) “Covid 19 coronavirus: US states ease lockdown to help economy”, https://www.nzherald.co.nz (2 May 2020).
(10)                http://www.mahfiegilmez.com/2020/04/merkez-bankas-para-basyor.html (21 Nisan 2020).
                                       






1 yorum:

  1. Benim adım Rusya'dan Bayan Nadia Albert, Ve ben bugün Kredi ödünç alan Bay Russ Harry'nin yardımıyla mutlu bir kadınım. Kredi arayan herkesi bu Kredi şirketine yönlendireceğim. Bana ve aileme mutluluk verdi, 2 çocuklu bekar bir anne olduğum için hayatımın her yerine başlamak için 500.000,00 dolarlık bir krediye ihtiyacım vardı. Bu dürüst ve tanrı bir kredi ile bana yardım eden adam kredi borçlandırıcıdan korktum 500.000,00 ABD Doları, düşük bir oranda. O, Tanrı'dan korkan bir adamdır, eğer krediye ihtiyacınız varsa ve krediyi geri ödeyecekseniz lütfen onunla iletişime geçin E-posta yoluyla Elegantloanfirm@hotmail.com / Whatsapp numarası + 393511617486

    YanıtlaSil