“Yerli
ve milli” ihracat modeli
Mustafa
Durmuş
16
Ocak 2023
Dış ticaret verileri değerlendirilirken
genelde dış ticaret açığına ve buradan hareketle de cari açığa odaklanılır.
Bu bağlamda ülkede son 29 yılın en yüksek
dış ticaret açığının Aralık ayı itibarıyla verildiği (110 milyar dolar) (1) ve ilk
11 aylık cari açığın 42 milyar doları bulduğu (2) biliniyor.
Diğer yandan ihracat ve ithalatın yapısı
da en az bu açıkların büyüklüğü kadar önemli. Çünkü bu yapısal durum ülke
ekonomisinin dışa bağımlılığının derecesini gösterdiği gibi, ülkedeki refahı ya
da yoksulluğu da doğrudan etkiliyor.
İhracatta
yabancı katma değerin payı arttı
Bu bağlamda, AKP’nin ilk 15 yılında, bunca
teşvikle desteklenen ülke ihracatının içindeki yerli katma değerin payının
yaklaşık yüzde 84’ten yüzde 79’a düşerken, yabancı katma değerin payının yüzde
16’dan yüzde 21’e yükseldiğine tanık oluyoruz (3).
Yabancı katma değer içinde en önemli faktör
kuşkusuz bugün itibarıyla aramalı ithalatının toplam ithalat içindeki payının yüzde
80’in üzerine çıkış olması (4). (2018’de bu oran yüzde 62 idi).
Yani yabancı ülkelerde üretilen aramalı
niteliğindeki mallar hem ülkedeki iç üretim hem de ihracata yönelik üretimde
kullanılıyor ve bu da neredeyse üçte ikilik bir paya sahip.
İhracatta
sığınmacı emeği
“Yerli katma değerin” içinde ise bir başka
önemli ayrıntı mevcut. Öyle ki asgari ücretin dahi çok altında ücretlerle,
hiçbir güvencesi olmaksızın, uzun saatler ve sağlıksız çalışma koşullarında
çalıştırılan Suriyeliler başta olmak üzere sığınmacıların payının da
azımsanamayacak ölçüde olduğu dikkate alındığında, ülke ekonomisinin kurtuluşu
gibi sunulan ihracata yönelik büyümenin gerçekte ne olduğu da ortaya çıkıyor.
Kısaca neo liberal politikalara teslim
edildiğimiz son 20 yıllık süreçte, ülke ekonomisinin yüzde 70’inden fazlasını
oluşturan dış ticaret sektörünün yerli üretimden ziyade yabancı üretime olan
bağımlılığı daha da artmış durumda. Ülke ekonomisi adeta başka ülke
ekonomilerini büyütmeye hizmet eden bir ekonomiye dönüşmüş.
SONUÇ
Bu duruma kolektif mülkiyet biçimlerine
dayalı, yerel ve ulusal üretimi önceleyen ve adil bir gelir bölüşümünü
hedefleyen emek ve doğadan yana çözümler getirilemediği sürece, ülkede döviz
kurunun da, iç fiyatların da istikrara kavuşturulması mümkün değil.
Ayrıca, ülkedeki ciddi boyutlara ulaşan tarımsızlaşma
ve sanayisizleşme süreceği gibi, halkımız ciddi bir yoksullaşmaya maruz
kalacak, iklim krizi ve savaşlar da dikkate alındığında uzak olmayan bir
gelecekte gıda ve açlık krizi gibi sorunlarla karşı karşıya kalmamız kaçınılmaz
olacaktır.
Ara malı, Dış ticaret, İhracat, Katma Değer, Sığınmacı emeği.
DİP
NOTLAR:
(1) https://ticaret.gov.tr/haberler/2022-yili-aralik-ayi-dis-ticaret-verileri
(2 Ocak 2023).
(2) TCMB,
Ödemeler Dengesi istatistikleri (Kasım 2022), https://www.tcmb.gov.tr (16
Ocak 2023).
(3) Gül
Yücel, Mert Zobi, BBVA, Positioning of Türkiye in Global Value Chains (GVCs),
N.º 22/11 Working Paper (December 2022).
(4) TÜİK,
Dış Ticaret İstatistikleri, Kasım 2022, https://data.tuik.gov.tr (30
Aralık 2022).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder