2024
Yılı: Daha iyi mi daha kötü mü?
(2-Üretim,
istihdam, yoksulluk ve vergiler)
Mustafa
Durmuş
21 Ocak 2024
Önceki yazımızda vurguladığımız üzere, Türkiye’de enflasyon
çok yüksek seyretmeye devam ediyor ve şu ana kadar alınan özellikle de para
politikası alanındaki önlemlerin yeterince işe yaramadığı görülüyor.
Bu arada üretim alanında da sıkıntılar söz konusu. Bu
sıkıntılara işaret eden bir gösterge olarak imalat PMI verisi hala eşik değer olan
50’nin altında (47,4) seyrediyor. Bu endeks
son beş aydır eşik değer olan 50’nin altında kaldı. Bu da iç ve dış talep
koşullarının imalat sanayiini zayıflattığını gösteriyor. (1)
İmalat
sanayi yavaşladı, işsizlik yükselişe geçti
Paralel bir biçimde, sanayi üretimi son beş aydır,
imalat sanayi başta olmak üzere, daralıyor. Öyle ki Kasım ayında üretim aylık
yüzde 1,4 daralırken, yıllık sadece yüzde 0,2 arttı. Üç aylık dönemde ise sanayi
üretim yıllık büyümesi yüzde 2,8’den yüzde 1,8’e gerileyerek belirgin bir yavaşlama
gösterdi. Kasım’da tüm ana sanayi gruplarında aylık bazda daralma yaşanırken,
sanayi üretimindeki azalışa ara malı ve dayanıklı tüketim malı üretimindeki
düşüşlerin öncülük ettiği görülüyor. (2)
Kuşkusuz bu durum ülkedeki istihdam ve işsizliği de
etkiliyor. Nitekim TÜİK’e göre, işsizlik oranı beş aylık düşüş sonrasında
tekrar Kasım’da 0,4 puan artışla yüzde 9,0 seviyesine yükseldi. Toplam işsiz
sayısı 115 bin kişi artarak 3,1 milyona çıktı. Kasım ayında işgücüne katılım
oranı ise yüzde 52,9’a geriledi. İstihdam aylık 236 bin kişi düşüşle 31,6
milyon olurken, istihdam oranı 0,4 puan düşerek yüzde 48,2’ye indi.
Ancak bu veriler gerçek durumu tam olarak yansıtmıyor.
Nitekim DİSK-AR'ın “İşsizlik ve İstihdamın Görünümü Raporuna” göre gerçek işsiz
sayısı 3,1 milyon değil, 8,7 milyon oldu. TÜİK'in verilerine göre dar ve geniş
tanımlı işsizlik arasındaki puan farkının 13,7 olduğuna işaret edilen bu raporda,
geniş tanımlı işsizlik oranının genel olarak yüzde 22,7 olduğu, ancak kadın
işsizliğinin yüzde 30’u aştığı kaydediliyor. Diğer yandan işsizlerin yüzde 88’inin
işsizlik ödeneği alamadığının da altı çiziliyor. (3)
Emeğin
milli gelirden aldığı pay diplerde seyrediyor
Bölüşüm ilişkileri açısından baktığımızda, emek ve
sermayenin milli gelirden aldığı pay arasındaki farkın belirgin bir biçimde
sermaye lehine giderek açıldığını görüyoruz.
Yapılan bir çalışmaya göre (4), 2001’den sonra İSO 500 kuruluşlarında emek verimliliği ile reel ücret artışları arasındaki bağ, emek aleyhine olmak üzere, koptu. Sanayinin yarattığı katma değerin paylaşımında sanayi ve finans sermayesi arasındaki bölüşüm dengesi de sanayi lehine çözümlendi. 2020’de yaşanan Covid-19 krizi ve ardından ekonomi politikalarında yapılan değişiklikler bölüşüm perspektifinden sanayi kuruluşları lehine sonuçlar verdi.
Kısaca, 2022’de büyük sanayi kuruluşlarının üretim
sürecinde yaratılan net katma değerden aldığı pay rekor kırarken, emeğin katma
değerden aldığı pay son 40 yılın en düşük seviyesine indi.
Aşağıdaki grafikten de görülebileceği gibi, özellikle
de 2019’dan itibaren emeğin katma değerden aldığı pay sert şekilde düştü ve
2022 itibariyle emeğin payı tüm serinin en düşük seviyesine indi (2023 yılında
emeğin payının yüzde 36’ya kadar yükselmesinin asıl nedeni ise EYT ödemeleri
gibi bir kerelik ödemeler oldu).
Emek verimliliği artarken, reel ücretler düştü
Türkiye’de emek verimliliği konusunda kafaların
karışık olduğunun altını çizelim. Zira bu verimlilik “Toplam Faktör Verimliliği”
(TFV) adı altında ölçülüyor. IMF’ye göre TFV son yıllarda belirgin bir biçimde
azaldı. Bu yüzden de, kuruma göre, verimlilik odaklı bir büyüme modeline geçiş,
iş ve düzenleyici ortamı, işgücü piyasası esnekliğini ve beşeri sermayenin
kalitesini iyileştirmek için odaklanmış ve dikkatle sıralanmış yapısal
reformların hayata geçirilmesi gerekiyor. (5)
Oysa bu TVF kavramı işçilerin çok daha verimli bir biçimde çalıştırıldığı, yani emek verimliliğinin arttığı, dolayısıyla da, emek sömürüsünün, nispi artı değerin giderek arttığı gerçeğini gizlemeye yarıyor.
Öyle ki, emek verimliliği ve reel ücretler arasındaki ilişki
bağlamında, 1982-2001 döneminde çalışan başına reel katma değer artışı (emek
verimliliği) yıllık ortalama yüzde 4,1 iken, aynı dönemde çalışan başına reel
ücret artışı yıllık ortalama yüzde 4,3 oldu.
2002-2022 dönemindeyse (AKP Dönemi) emek
verimliliğindeki artış yıllık ortalama yüzde 4,3’e çıkarken, çalışan başına
reel ücretler (bırakın artmayı), yıllık ortalama yüzde 0,9 geriledi. Bir başka
ifadeyle 2022’de çalışan başına reel ücretler 2002’deki seviyesinin yüzde 10,5
altında kaldı. (6)
Bu durum AKP ve 2015’ten itibaren hayata geçirilen
AKP-MHP İktidar Blokunun sermaye dostu, emek karşıtı yanını net bir biçimde
ortaya koyuyor.
İnsanlar sosyal yardımlarla ve borçla ayakta kalabiliyor
Yüksek enflasyon ve ağır vergilerle birlikte böyle bir
gelir (ve servet) eşitsizliğinin doğrudan sonucu kuşkusuz hızla artan
yoksullaşmadır. Bu da kaçınılmaz olarak ülkede “sosyal yardımlar” adı altında
yardım alanların sayısını giderek artırıyor.
Öyle ki sosyal yardım alan insan sayısı 27 milyon kişiye,
toplam nüfusa oranı yüzde 32’ye dayanmış durumda. Dahası 2017 yılından bu yana
sosyal yardımlardan yararlananların sayısı 8 milyon artış gösterdi. Seçmenlerinse
yüzde 29’u sosyal yardımlardan faydalanıyor. (7)
Kısaca, ülkede yoksullaştırma bilinçli bir biçimde
uygulanan bir stratejiye dönüşmüş durumda. Zira bu strateji en geniş yığınları
çaresiz ve iktidara mahkûm bir hale düşürürken, aynı zamanda da onları
borçlandırarak bankaların kârlarının artmasına ve finans sermayenin daha da
büyümesine hizmet ediyor.
Nitekim haneler, son yıllarda, yüksek enflasyon
ortamında her gün düşen satın alma güçlerini biraz olsun koruyabilmek için
kredi kartı ve ihtiyaç kredisi kullanımına yöneldiler. Öyle ki, Türkiye’de hane
halkı borçlarının toplamı Mart 2018- Eylül 2023 arasında yüzde 337 artış
gösterdi ve borç tutarı 2,5 trilyon lirayı geçti. Yine Merkez Bankası’nın verilerine göre, 2019
sonunda16,6 milyon kişi tüketici kredisi kullanırken bu sayı Eylül 2023’te 19,7
milyon kişiye ulaştı.
Merkez Bankası verilerine göre, bireysel kredi
kullanımında ücretli kesimin payı da her geçen yıl arttı. Buna göre, kredi kartlarının yüzde 60 kadarı
ihtiyaç kredisine, bu kredilerinin yaklaşık yüzde 73’ü ise maaş ve ücretle
geçinenlere ait. Son Finansal İstikrar Raporu’na göre ise, bireysel kredi kartı
aktif kullanıcı sayısı ve kişi başı borç tutarında da artış kaydedildi. 2019
sonunda 20 milyonu geçen kişi sayısı, Eylül 2023’te 27 milyona yaklaştı. Yani
kredi kartı kullananların oranı dört yılda yüzde 30 artış gösterdi. Dikkat
çeken bir diğer veri ise ihtiyaç kredisi ile kredi kartlarının toplamındaki
artış oldu. Buna göre ihtiyaç ve kredi kartlarının toplamı 2018’de yüzde 56
iken, şuan itibariyle bu oran yüzde 74’e, yani toplam nüfusun üçte ikisine kadar
ulaştı. (8)
Sermayeye
vergi indirimi
Ülkede yüksek enflasyon, faiz artışları, borç yükü ve
vergi artışları ve diğer kamusal mal ve hizmetlere yapılan zamlarla krizin
faturası halka kesilirken, tuhaf bir biçimde, şans oyunları vergisi oranlarında
yüzde 50 oranında indirim yapıldı.
Buna göre, spor müsabakalarına dayalı müşterek
bahislerde (daha önce yüzde 10 olarak uygulanmakta iken) yüzde 5, at
yarışlarında (daha önce yüzde 14 olarak uygulanmakta iken) yüzde 7, diğer şans
oyunlarında ise (daha önce yüzde 20 olarak uygulanmakta iken) yüzde 10 olarak
uygulanacak. (9)
Böylece, bu düzenleme bu alanda faaliyet gösteren
şirketlerin kârlarını artırarak sektörün daha da büyümesine hizmet
edeceğinden, iktidarca fiilen kumarı,
yolsuzluğu ve kumarhane kapitalizmini teşvik eden bir tutum sergilendi.
Ayrıca, Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67’nci maddesinde
yer alan bazı kazanç ve iratlardan yapılacak stopaj oranlarındaki indirim
uzatıldı. Yapılan değişiklik ile mevduat faizleri ve katılma hesabı karşılığı
ödenen kâr paylarında, devlet tahvili ve
Hazine bonoları ile Hazinece kurulan Varlık kiralama şirketlerince ihraç edilen
kira sertifikalarından elde edilen gelirlerde, bankaların ihraç ettiği tahvil ve bonolar ile
fon kullanıcısının bankalar olduğu varlık kiralama şirketlerinin ihraç ettiği
kira sertifikalarından elde edilen kazanç ve iratlarda, yatırım fonlarından
elde edilen gelirlerde, varlığa dayalı menkul kıymetler, ipoteğe dayalı menkul
kıymetler, ipotek teminatlı menkul kıymetler ve varlık teminatlı menkul
kıymetlerden elde edilen gelirlerde indirimli gelir stopaj oranı uygulaması 30
Nisan 2024 tarihine kadar uzatıldı. (10)
Halka
vergi artırımı
Diğer yandan Resmi Gazetenin mükerrer sayısında
yayımlanan tebliğe göre Motorlu Taşıtlar Vergisine (MTV) yüzde 58,5 yeniden
değerleme oranında zam yapıldı. Böylece 1301-1600 cc motorlu araçlarda değeri
316,400 TL'yi aşanlar için MTV yeni yılda 7,026 TL'ye yükseltildi. İdari para
cezaları da yüzde 58,5 oranında zamlandı.
• Cep telefonunda yıllık harç artışı beş katı geçti. Yurtdışından şahsi kullanım için yolcu
beraberinde getirilen cep telefonlarındaki harç tutarı 2023 yılı başında 6.091
TL idi ve yıl ortasında 20.000 TL yapılmıştı. Şimdi yeniden değerleme oranı
kadar artırılarak 2024 yılı için 31.692 TL'ye yükseltildi. Bir yıllık artış
yaklaşık 5,2 kat gerçekleşti.
• Üç yıllık pasaport harcı 7,833 TL oldu. 2023 Ocak ayında üç yıl ve üzeri bir pasaport
harcı 3,295 TL iken, Temmuz 2023 tarihinde yüzde 50 zamlanarak 4,943 TL'ye çıkarılmıştı.
2024 yılı için ise 7,833 lira olarak belirlendi. 790 lira defter bedeli eklendiğinde
bu tutar toplamda 8,623 lirayı buluyor.
• 2023 yılında mobil telefon aboneliğinin ilk
tesisinde alınan 260 TL'lik özel iletişim vergisi yüzde 53,8 artırılarak yeni
yılda 400 liraya yükseltildi.
• Mahkemeye başvuru harçları artırıldı. Yeniden
değerleme oranında artışla yeni yılda mahkemeye başvurma harcı 195,8 lira ile 3,518
lira arasında değişen tutarlarda olacak. İcraya başvurma harcı 427 lira, maktu
iflas harcı da 704,5 liraya yükseltildi. Kısaca güvencesiz çalışan yoksulların yargı
hizmetlerinden yararlanmak gibi temel yurttaşlık haklarının dahi kullanılması
giderek imkânsız hale getiriliyor. (11)
Özetle, halka bu yılın başından itibaren yeni vergiler
ve yeni zamlarla yüklenen iktidar bloku, faiz gibi kazanılmamış gelirleri vergi
indirimleri ve istisnalarıyla desteklemeye devam ederken, bu desteğini
kumarbazları, bahisçileri, kara paracıları dâhil ederek daha da genişletti.
Devam
edecek…
Dip notlar:
(1) İSO,
İstanbul Sanayi Odası Türkiye PMI İmalat Sanayi Raporu, Aralık 2023, https://www.iso.org.tr/projeler/iso-turkiye-imalat-pmi
(14 Ocak 2024).
(2) TÜİK,
Sanayi Üretim Endeksi, Kasım 2023, https://data.tuik.gov.tr
(10 Ocak 2024).
(3) TÜİK,
İşgücü İstatistikleri, Kasım 2023, https://data.tuik.gov.tr
(10 Ocak 2024), DİSK-AR, İşsizlik ve
İstihdamın Görünümü Raporu, https://arastirma.disk.org.tr
(10 Ocak 2024).
(4) Osman
Berke Duvan, “1980’lerden Günümüze: Neo liberal Politikalar Altında Türkiye’nin
En Büyük 500 Sanayi Kuruluşunda İstihdam, Verimlilik ve Bölüşümün Seyri”. http://www.emekarastirma.org/index.php
(15 Aralık 2023).
(5)
IMF, Republic of Türkiye 2021 and 2022 Article IV Consultation—Press release
and staff reports (June 2021, January 2023).
(6) Agr.
(7) Veriler
Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın Yıllık Programlarından alındı. Yardım alan
seçmen sayısı R. Hakan Özyıldız tarafından hesaplandı. “Seçmenin üçte biri sosyal yardımlarla geçiniyor” (25 Kasım 2023).
(8) “2023'te
ekonomiden geriye enkaz kaldı”, https://mezopotamyaajansi35.com/tum-haberler
(28 Aralık 2023).
(9)
28.12.2023
tarihli Resmi Gazetede yayımlanan “8003 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı.
(10) 28.12.2023
tarihli Resmi Gazetede yayımlanan “8002 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı”.
(11) https://www.bloomberght.com/2024te-gecerli-olacak-vergi-ve-harclar-belirlendi
(30 Aralık 2023).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder