Çok
tatlı yesek de tatlı konuşmuyoruz!
Mustafa Durmuş
10 Nisan 2024
Bugün Ramazan ya da yaygın bilinen
adı ile Şeker Bayramı başlıyor.
Bu bayram şekerleme ya da tatlı
kavramları ile tatilin doğrudan ilişkilendirildiği bir bayram. Geleneksel
olarak lokum, her türden şekerleme, çikolata, baklava gibi tatlıların ikram
edildiği, tüketildiği bir üç gün başlıyor.
Ancak bu gelenek giderek kayboluyor
gibi görünüyor zira ülkemizdeki yüksek enflasyon, buna karşılık halkımızın çok düşük
gelirleri yüzünden tatlı ve kaliteli fiyatlarının yanına yaklaşılamıyor.
Daha ucuz gibi görünen ve merdiven
altı imalat olarak da tabir edilen, daha çok da yoksulların tükettiği bazı şekerlemelerse
adeta zehir deposu. Bu da ülkede hızla artmakta olan diyabet hastası sayısının
nedenlerinden birini oluşturuyor.
Yani geleneksel beslenme biçimi
olarak da “tatlı dişi” olan toplumlardan biriyiz, tatlıya çok düşkünüz.
Nitekim aşağıdaki grafikten de
görülebileceği gibi, Dünyada incelenen 56 ülke arasında tatlıya düşkün üçüncü
toplumuz.
İlk sırada Ruslar ve ikinci sırada
ise İrlandalılar yer alıyor. Son sırada ise Güney Koreliler bulunuyor. Dünyada
en fazla çikolata üreten İsviçre’nin ise sıralamada yer almaması ilginç.(1)
İlk üçte yer alan toplumlara
baktığımızda “tatlı yiyelim tatlı konuşalım” sözünün geçerli olmadığını
görüyoruz.
Zira tatlı konuşabilmek için daha
fazla tatlı yemek değil (ki sağlığa zararlı), daha fazla demokrasi, daha fazla
eşitlik ve sosyal adalet ve daha barışçıl bir iklim gerekiyor. Bunlar mevcut olmadığı
sürece istediğiniz kadar tatlı yiyin tatlı konuşamazsınız, sadece diyabet
hastası olursunuz.
Bu bayramı, barış ve demokrasinin
yeniden inşası için bir fırsat olarak görelim ve “şeker tadında bir bayram” geçirmemizi
dileyelim birbirimize.
Dip notlar:
(1) https://www.statista.com/chart/24713/sweets-chocolate-consumption-by-country(8 November 2023).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder