30 Haziran 2022 Perşembe

NATO zirvesi toplanırken

 

NATO zirvesi toplanırken

Mustafa Durmuş

30 Haziran 2022


29-30 Haziran tarihlerinde Madrid’de toplanan NATO Zirvesi’nin gündeminin aşağıda yer alan dördüncü maddesine göre, bu Zirvede İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği gerçekleştirilecek (Türkiye bu yeni üyeliklere olan itirazını son anda geri çekti).

“IV. Ortaklıkları güçlendirmek ve Açık Kapı Politikasını sürdürmek:

Otoriter rejimlerin güvenliğimizi tehdit ettiği bir stratejik rekabet çağında, NATO aynı düşünceye sahip ülkeler ve kuruluşlarla daha da yakın çalışmalıdır. NATO’nun Avrupa Birliği ile ortaklığı eşi görülmemiş bir düzeye ulaşmıştır. Finlandiya ve İsveç, Açık Kapı Politikasının önemini ispatlayan bir biçimde, NATO'ya katılmak için tarihi kararlar almıştır. Bu Zirve’de NATO ayrıca, Gürcistan’a ve diğer ortaklara yeteneklerini geliştirmeleri ve dayanıklılıklarını güçlendirmeleri için desteğini artıracaktır. Asya-Pasifik ortaklarımız olan Avustralya, Japonya, Kore Cumhuriyeti ve Yeni Zelanda’nın liderleri ilk kez bir NATO Zirvesi’ne katılacaklar”. (1)

Yeni hedef Çin’i mi kuşatmak?

Bu toplantıya Japonya ve Avustralya gibi Asya Pasifik Bölgesinin emperyalist devletlerinin liderlerinin de ilk kez katılacak olması, NATO’nun sözde savunmasının sadece Avrupa’yı değil, gelecekte Asya’yı da kapsayacağını gösteriyor. Kısaca, ABD ve AB emperyalizminin yeni stratejisi artık sadece işgalci Rusya’yı değil, bir diğer emperyalist güç olan Çin’i de kuşatmak.

Çünkü hemen bütün projeksiyonlar Çin’in sadece askeri güç olarak değil, 2030’lı yıllardan itibaren dünyanın en büyük ve en dayanıklı ekonomik gücü olarak küresel jeopolitikte belirleyici olacağını ortaya koyuyor.

Küresel finans kapitalin en öndeki temsilcilerinden olan Goldman Sachs’ın aşağıdaki tespiti de bu genişleme/kuşatmanın, iktisadi zorunluluklar anlamında, alt yapısının oluştuğunu gösteriyor. Kuruluş 2021 yılı sonrasını ‘Post Modern Döngü Dönemi’ olarak niteliyor ve bu dönemin temel özelliklerini şöyle sıralıyor (2):

Giderek artan yüksek enflasyon ve düşük ekonomik büyüme hatta küçülme riski (stagflasyon), daha kapsamlı devlet müdahaleleri (regülasyon), varlık fiyatlarındaki yüksek oynaklık, sıklaşan kısa dönemli döngüler, pahalı işgücü ve emtia (kıt ve göreli olarak pahalı işgücü ve enerji), kâr oranlarındaki ve kârın milli gelir içindeki payındaki gerileme, yüksek faiz nedeniyle düşen reel yatırım getirisi, kapsamlı devlet müdahaleleri (kamu sektörünün milli gelir içinde artan payı, artan kamu borçları ve savaş harcamaları), küreselleşme karşısında artan bölgeselleşme (yeni teknolojiler, daha ucuz ve emek yoğun yerel üretim olanakları).

Kapitalizm var oldukça emperyalist savaşlar kaçınılmaz

Özetle, Goldman Sachs içinde bulunduğumuz dönemin 1980’li yıllarda başlayan neo liberal dönemden farklı olduğunun altını çiziyor. Yüksek enflasyonla birlikte iktisadi durgunluğun bir arada yaşanabileceği bir stagflasyonist dönemin önünün açıldığını, küreselleşmenin içe dönmeye başladığını, yani bölgeselleşme ve yerelleşmenin öne çıkacağını (özellikle de gıda arzı açısından) ve sermayenin kâr oranlarında düşüşün yaşanabileceğini, buradan hareketle de yeni savaşların çıkabileceğini öngörerek, savaş harcamaları da dâhil olmak üzere devlet harcamalarının ve devletin ekonomiye müdahale biçimi olan regülasyonların artacağını vurguluyor.

Dünya işçi sınıfı ve halklarının gündemi ne?

Dünyanın egemenleri gelecekle ilgili olarak böyle tahminlerde bulunuyorlar ve bu çerçevede kendi sınıfsal çıkarları doğrultusunda (bir büyük savaş çıkarmak da dâhil olmak üzere) her türlü senaryoya hazırlık yapıyorlar.

O halde biz, dünyanın emekçi sınıfları ve ezilen halkları,  ne yapacağız, bizim öngörümüz ne? Oturup onların ne yapabileceklerini tahmin etmekle ya da yaptıklarını endişe ve korku içinde izlemekle mi yetineceğiz?

Yoksa insanlığın ve gezegenin sonunu getirebilecek bu gidişata dur diyecek bir örgütlü mücadelenin içine girecek ve barış içinde, ezen ve ezilenlerin olmadığı başka bir dünyanın mümkün olabileceğini gösterebilecek miyiz?

Dip notlar:

(1)  https://www.nato.int/cps/en/natohq/news (23 June 2022).

(2)  P. Oppenheimer, G. Jaisson, S. Bell, L. Peytavin and F. Graziani, The Postmodern Cycle, Positioning for secular change, Goldman Sachs Global Strategy Paper no. 56 (9 May 2022).

 

24 Haziran 2022 Cuma

Seçim yolunda Ukrayna savaşı bahane ek bütçe şahane

 

Seçim yolunda Ukrayna savaşı bahane ek bütçe şahane

Mustafa Durmuş

24 Haziran 2022

Bir önceki yazımızda siyasal iktidarın yakında ek bütçeye başvurmak durumunda kalacağını vurgulamıştık, öyle de oldu.

Bunu öngörüyorduk ama bu büyüklükte bir teklifin olacağını düşünemedik. Öyle ki Cumhurbaşkanı,  2021 yılının bütçesinin yüzde 80’inden fazlasına denk, bu yılın bütçesinin yüzde 62’sine yakın büyüklüğünde bir ek bütçe kanun teklifini Meclis’e gönderdi. Teklif birkaç gün içinde süratle Komisyon’dan geçti, bugünlerde Meclis Genel Kuruluna gelmesi bekleniyor.

Böylece bu yılki ödeneklere toplamda 1.080.515.421.000 TL ekleniyor (toplam bütçe yaklaşık 2,75 trilyon TL civarında olacak) ve bunun finansmanının çok büyük bir kısmının da vergi gelirlerindeki artışlarla karşılanması öngörülüyor.  Yani borçlanmaya başvurulmayacak. Kısaca vergi mükelleflerinin sırtına yeni yükler binecek.

Geçici Bütçe ve Ek Bütçe

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de, “ilgili yıl bütçesinin zamanında yetişmemesi” ya da “bütçenin Meclis Genel Kurulu’nda reddedilmesi” gibi durumlarda, kanunla geçici bütçe; “bütçenin uygulanması aşamasında kamu idarelerine tahsis edilmiş olan ödenekler yetersiz kaldığında” ya da “öngörülemeyen bir takım harcamalar gündeme geldiğinde” ek bütçe hazırlanabiliyor.

Ek bütçe tıpkı normal bütçede olduğu gibi, kanun teklifi ile hazırlanmak ve bu ödeneklerin gelir karşılığı bu kanun teklifinde mutlaka gösterilmek durumunda.

İktidarın hazırladığı bu ek bütçe teklifinde: “Dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik ve jeopolitik gelişmeler sonucu genel fiyatlar seviyesinde önemli artışlar meydana gelmiş dolayısıyla bütçe ödeneklerinde de artış yapılması ihtiyacı doğmuştur” (1) vurgusu yapılıyor.

Yani iktidar bloğu, ek bütçeye başvururken, Ukrayna savaşı başta olmak üzere dünyadaki jeopolitik gelişmeleri ve bunların yol açtığı ekonomik sorunları gerekçe olarak gösteriyor.

İlk değil, son da olmaz

Yukarıda da vurgulandığı gibi, ek bütçeler sık olmasa da, dünyada görülebilen uygulamalar. Nitekim Türkiye’de 1995-2004 tarihleri arasında belli kalemlere ek ödenek konulması biçiminde toplam 8 adet ek bütçe çıkartıldı. Öte yandan bunların bugün gündeme gelen ek bütçe uygulamasından içerik ve büyüklük anlamında farklı olduğunun altının çizilmesi lazım.

Kısaca bugün önerilen bir ek bütçeye başvurabilmek için; ciddi bir doğal felaket, pandemi, ciddi bir ekonomik kriz ya da savaş hali gibi normal olmayan koşulların var olması, ayrıca bu durumda mevcut ödeneklerin de, bütçenin de, Hazine nakdinin de yeterli olmaması gerekiyor.

125 milyar TL bütçe fazlası varken, ek bütçeye neden ihtiyaç duyuluyor?

İşte tam da bu noktada kafalar karışıyor. Çünkü iktidar pandeminin bittiğini ilan ettiği gibi, her hangi bir ekonomik kriz içinde olduğumuz gerçeğini de reddediyor. Geçen yıl bütçe hazırlanırken yanlış öngörülerde bulunduğunu ya da izlediği yanlış para politikasıyla enflasyonu tarihsel olarak zirveye çıkardığını da kabul etmiyor. Zira bunların kabul edilmesinin kendi başarısızlığının tescili olduğunun çok iyi farkında.

Ayrıca ‘Ek Bütçe Kanun Teklifinden’ daha bir- iki hafta kadar önce Hazine ve Maliye Bakanlığı Mayıs ayı bütçe gerçekleşme raporunu yayımlamış ve Bakan Nebati de bu yılın ilk 5 ayında bütçenin yaklaşık 125 milyar TL fazla verdiğini açıklamıştı. (2) Keza aynı döneme ilişkin Hazine nakit dengesi de 82,4 milyar TL fazla vermişti (tek başına Mayıs ayındaki fazla 164,8 milyar TL idi). (3)

Son olarak, iktidar Suriye topraklarında yeni ve daha büyük bir askeri operasyonu başlatmak niyetinde olsa da (gerçekleşme ihtimali bir hayli yüksek) henüz yeni bir savaş durumu da ve bunun iktisadi etkileri de söz konusu değil.

O halde ne oldu da, ciddi miktarda fazla veren Bütçe ve Hazineye rağmen, bir anda yılın geri kalan kısmı için ülke tarihinde görülmemiş büyüklükte bir ek bütçe ile iktidar bloğu Meclisin kapısını çalıyor? Bu soru yanıtlanması gereken ilk sorudur.

Ek bütçeler tarihsel olarak şu ana kadar, dünyada da, Türkiye’de de ciddi bir takım olayların neden olduğu zararı azaltmak için gündeme getirildi. Bu anlamda, bu büyüklükteki bir ek bütçeyi sadece Ukrayna savaşı ya da artık inkâr edilemeyen bir gerçeklik olan ekonomik krizle açıklayabilmek çok zor.

Seçim bütçesi mi?

Kaldı ki dünyada bu savaşa rağmen sadece sınırlı sayıda ülke bu yılın Mayıs ayından itibaren ek bütçeye başvurdu. Genel olarak Avrupa ve ABD’de, bu savaş nedeniyle savunma bütçelerine takviyeler yapılıyor ama bunlar büyük çapta ek bütçelere dönüşmedi. Öyle ki, aralarında ABD, Britanya, Hindistan, Çin, Brezilya, krizle boğuşan Arjantin ve hatta savaşın içindeki Rusya’nın da bulunduğu pek çok ülkede (en azından şimdilik) ek bütçeler yapılmadı.

Kısaca Türkiye’deki ek bütçe, belli bir ya da birkaç sorunu gidermeye dönük bir tamamlayıcı bütçeden ziyade adeta yeni bir bütçe kapsamında ve büyüklüğünde hazırlanmış.

Bu da mevcut iktidar bloğunun yanlış öngörülerde bulunduğu için ek bütçeye ihtiyaç duyulduğunu ya da izlediği yanlış ekonomi politikalarının sonucunda enflasyonu bu denli artırdığını ortaya koyduğu kadar, bundan daha önemli bir biçimde, iktidar bloğunun, kendileri için varlık yokluk anlamına gelen önümüzdeki seçimlere bol para ile yani çok büyük bir bütçe ile girmek istediğini gösteriyor.

Hangi ülkeler ek bütçeye başvuruyor?

Sınırlı da olsa bazı ülkelerde bu yılın Mayıs ayından itibaren ek bütçeye başvurulduğu bir gerçek. Ancak bu ek bütçeler Türkiye’deki ek bütçe ile kıyaslanamayacak kadar küçük çapta (aslında ek bütçenin normalde mevcut bütçenin yüzde 3-10’u arasında olması gerektiği yaygın olarak kabul edilir).

Örnek olarak, Almanya Federal Hükümeti Ukrayna savaşının neden olduğu zorlukları aşmada kullanılması için, mevcut bütçeye dâhil edilmek üzere 40 milyar avroluk (42 milyar dolar) bir ek bütçe hazırladı. Ancak bu ek harcamalar vergi artışlarıyla değil, bütünüyle borçlanma ile finanse edilecek. Öte yandan bu bütçe ile petrolden alınan vergiler indirilecek, tüm işçiler için geçerli olmak üzere aylık 300 avroluk sabit bir enerji fiyatı uygulanacak, çocuklara 100 avroluk nakit desteği verilecek ve 3 ay geçerli olacak şekilde, herkese yerel ulaştırmalarda kullanılmak üzere sadece 9 avro karşılığında bilet sağlanacak. (4)

Japonya, bu yılın Mayıs ayında, Rusya’nın Ukrayna'yı işgalinden kaynaklanan artan enerji, gıda ve diğer fiyatların acısını hafifletmek için 2022 mali yılı bütçesine eklenmek üzere 2,7 trilyon yen (21 milyar dolar) ek bütçe taslağını gündeme getirdi. Ek bütçenin yüzde 56’sı, hükümetin petrol toptancılarına perakende benzin fiyatlarını düşürmesi için sübvansiyonlar gibi yardım paketindeki bazı önlemleri uygulamak için kullandığı rezerv fonlarını yenilemek için harcanacak. Ayrıca bu ek bütçe ile düşük gelirli hanelere çocuk başına 50.000 yen nakit yardımı yapılacak. Ek bütçe sadece borçlanma ile finanse edilecek. (5)

Güney Kore Ulusal Meclisi, Mayıs ayında Covid-19 salgınının yol açtığı kısıtlamalardan etkilenen ve asıl olarak da sayıları 3,7 milyonu bulan küçük ve orta ölçekli işletmeleri ve serbest meslek sahiplerini desteklemeyi amaçlayan toplam 62 trilyon wonluk (49,5 milyar dolar) bir ek bütçeyi onayladı. Ek bütçenin yüzde 39’u eyalet hükümetlerince kullanılacak. Bu çerçevede küçük işletmelere ve serbest meslek sahiplerine 20 milyar dolardan fazla bir kaynak aktarılacak. Bu bütçenin yüzde 10’u ülkenin sağlık alt yapısını güçlendirmek için kullanılacak. Ek bütçe artırılan vergi gelirleri ile karşılanacak, borçlanmaya gidilmeyecek. (6)

Kanada’da bu yıl hazırlanan ek bütçe ise 8,8 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip. Bunun yüzde 24’ü Yerlilere Hizmet Departmanına, yüzde 16’sı Halk Sağlığı Kurumuna, yüzde 9’u Kamu Güvenliği ve Acil Durum Hazırlık Departmanına, yüzde 6’sı Ukrayna'ya askeri yardım için Milli Savunma Bakanlığına ve yüzde 2’si ‘Erken Öğrenme ve Çocuk Bakımına’ tahsis ediliyor. (7)

Son olarak, Finlandiya’da 2,3 milyar avroluk bir ek bütçe hazırlandı. Bunun 120 milyon avrosu Covid-19 salgınının neden olduğu kısıtlamaların çocuklar ve gençler üzerindeki etkilerini azaltmak için kullanılacak. (8)

Dışarıda cari bütçenin en fazla yüzde 10’u, Türkiye’de yüzde 62’si

Özetle, yurt dışında bazı ülkelerde hazırlanan ek bütçelerin bu yılın normal (cari) bütçelerine oranları şöyle: Almanya yüzde 8,7; Japonya yüzde 2,5;  Güney Kore yüzde 10,2; Kanada yüzde 4,6; Finlandiya yüzde 3,5 ve Türkiye yüzde 62.

Ayrıca bu ülkelerde ek bütçelerin sınırlı bir amaçla, spesifik olarak ne için yapıldığı, nerelere harcanacağı da net olarak açıklanıyor. Türkiye’de bu büyüklükteki bir ek bütçenin nerelere harcanacağını ise aşağıdaki tablodan görebilmek mümkün.

Tablo I: Ek Bütçe Taslağında Yer Alan Bazı Bakanlıklar ve Kuruluşlara Ait Ödenekler

 

2022 Başlangıç Bütçesi

(Milyar TL)

Ek Bütçe

(Milyar TL)

Açıklama

(Mevcut ödeneğin yüzdesi)

Milli Eğitim Bakanlığı

189,0

22,2

% 11,7’si kadar ek ödenek

Sağlık Bakanlığı

116,0

36,5

% 31,5’i kadar ek ödenek; Personele 27,9 milyar TL ve Şehir Hastanelerine 3,6 milyar TL

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı

66,1

28,4

% 43’ü kadar ek ödenek; 21 milyar TL’si sosyal transfer

Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı

62,5

12,9

% 20,6’sı kadar ek ödenek

Tarım Orman Bakanlığı

 

 

Çiftçiye, üreticiye 13,4 milyar TL girdi ve prim desteği

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

83,9

104,3

% 124,3’ü kadar ek ödenek; 13,8 milyar TL’si işverenlere sigorta primi desteği

Adalet Bakanlığı

33,3

3,9

% 11.7’si kadar ek ödenek

Milli Savunma Bakanlığı

80,4

29,1

% 36,2’si kadar ek ödenek

Milli İstihbarat Teşkilatı

3,5

0,9

% 25.7’si kadar ek ödenek

İç İşleri Bakanlığı

14,7

1,8

% 12.3’ü kadar ek ödenek

Jandarma Gn. Kom.

36,0

4,3

% 12’si kadar ek ödenek

Emniyet Gn. Md.

57,0

3,7

% 6.5’i kadar ek ödenek

Sahil Güvenlik Komutanlığı

1,9

0,9

% 47.4’ü kadar ek ödenek

Diyanet İşleri Başkanlığı

16,1

1,1

% 7’si kadar ek ödenek

Hazine ve Maliye Bakanlığı

774,9

412,0

% 53.2’si kadar ek ödenek; 40 Milyar TL’si KKM ödemeleri

Özetle toplam yaklaşık 1,1 milyar TL’lik ek ödeneğin: 817,3 milyar TL’si Genel Bütçeli Kurumlara, 63,2 milyar TL’si Özel Bütçeli Kurumlara ve 200 milyar TL’si personel giderleri ve devlet sosyal güvenlik primi katkısı olarak ayrılmış.

Tablo II: Genel ve Özel Bütçeli Kuruluşlara Ayrılan Ödeneklerin İktisadi Dağılımı

 

Ayrılan tutar (Milyar TL)

Ek Bütçe içindeki payı (%)

 

Hazine ve Maliye Bakanlığı

421,0

47,8

Cari transferler, Hazine Yardımları

Faiz Ödemeleri

89,4

10,1

 

Sermaye Gideri ve Sermaye Transferleri

87,6

9,9

Sermaye mal ve hizmeti alımı giderleri

Mal ve Hizmet Alımı

86,7

9,8

 

Yedek Ödenek

38,9

4,4

 

Personel Giderleri

16,8

1,9

 

 

Görüldüğü gibi ek bütçe, normal bütçe gibi hazırlanmış ve normal bir bütçedeki ödenek tahsisatı esas alınmış. Bu çerçevede en büyük pay cari transferleri yapan Hazine ve Maliye Bakanlığı’na ayrılıyor, böylece kurumun kullandığı, transfer ettiği ödenek miktarı başlangıç ödeneğine göre yüzde 53’ün üzerinde artıyor. Bu payın içinde çok tartışılan Kur Koruma Mevduat (KKM) ödemeleri için ayrılan 40 milyar TL’nin de bulunduğunun altını çizelim.

Faiz ödemelerinin 89,4 milyar TL ile büyüklük olarak ikinci sırada yer alması (böylece bu yıl yapılacak olan faiz ödemesi toplamda 330 milyar TL’yi bulacak) ve Kur Korumalı Mevduatlar için 40 milyar TL’lik bir kaynak konulması,  ek bütçenin ülkedeki rantiye ekonomisinin boyutlarını ve servet sahibi zenginlere halktan yapılacak olan yeni kaynak transferlerinin de resmi belgesi olduğunu gösteriyor.

Ödeneği en fazla artırılan kurumun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olduğu anlaşılıyor. Öyle ki ek bütçe ile başlangıç ödeneği yüzde 124,3 oranında artırıldı. Bu artışın Temmuz ayından itibaren gündeme gelecek emekli maaşlarındaki artışlarla, sosyal güvenlik primi açıklarıyla ve işverenlere sağlanan sigorta primi desteği ile ilgili olduğunu söyleyebiliriz.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, ek bütçe artışı sıralamasında yüzde 43 ile ikinci sırada yer alıyor. Ek 28,4 milyar TL’lik ödeneğin 21 milyar TL’sinin yoksulluk, sosyal güvenliği olmayanlar ve engelliler için ayrıldığının altını çizelim. Bu da ülkedeki yoksul ve sosyal güvencesi olmayanların sayısının artmakta ve bu sorunun giderek büyümekte olduğunun bir göstergesi.

Milli Savunma Bakanlığı’na ayrılan 29 milyar TL’yi aşan ödenek (mevcut başlangıç bütçesinde yüzde 36,2 artış demek), iktidar bloğunun güvenlikçi politikalarının ve askeri sanayi karması sektöre verdiği desteğin hız kesmeden devam edeceğinin bir göstergesi.

Ek ödenekler nereden karşılanacak?

Ek bütçenin bir de kaynaklar ya da daha çok bilinen tabirle gelirler kısmı var. Kısaca 1,1 trilyon TL’lik bir ödeneğin çok büyük çapta vergilerle karşılanacağını biliyoruz. Ancak bu vergilerin hangi vergiler olduğu vergi adaleti açısından son derece önemli. Aşağıdaki tablo bu amaçla hazırlandı.

 

 

 

 Tablo III: Ek Bütçe Taslağında Yer Alan Bazı Temel Gelir Kaynakları

 

2022 MYB Başlangıç Geliri  (Milyar TL)

Ek Bütçe Geliri (Milyar TL)

Açıklama

MYB Toplam vergi geliri

 1.448.9

 1,083.5

% 74,8 ek gelir

Gelir ve kazançlar üzerinden alınan vergiler

    445,7

    370,6

% 83,2 ek gelir

Gelir Vergisi

    262,6

       55,0

% 20,9 ek gelir

Kurumlar Vergisi

    183,1

     315,5

% 172 ek gelir

Mülkiyet üzerinden alınan vergiler

       27,0

             0, 297

% 1,1 ek gelir (288 milyon TL’si Veraset ve İntikal Vergisinden)

Dâhilde alınan mal ve hizmetler üzerinden alınan v.

      547,9

      343,9

% 62,8 ek gelir

Dâhilde alınan Katma Değer Vergisi (KDV)

      175,1

      163,3

% 93,3 ek gelir

Özel Tüketim Vergisi (ÖTV)

      220,8

      157,3

% 71.2 ek gelir

. Petrol & doğal gaz üzerinden

        32,2

         47,2

% 146,6 ek gelir

. Motorlu taşıt üzerinden

        72,4

         70,3

% 97,1 ek gelir

. Alkollü içkiler üzerinden

        26,3

         11,8

% 44,9 ek gelir

. Tütün mamulleri üzerinden

        70,6

         16,9

% 23,9 ek gelir

Uluslararası ticaretten alınan vergiler

       329,6

       324,3

% 98,9 ek gelir

İthalatta alınan Katma Değer Vergisi (KDV)

       290,8

       284,0

% 97,7 ek gelir

Harçlar & Damga V.

          79,6

         39,6

% 49,7 ek gelir

KİT ve kamu banka gel.

          30,3

         31,7

% 104,6

Diğer gelirler

        119,6

       116,9

% 97,7 ek gelir

Öncelikle, bu yıl toplanacak olan yaklaşık 1,1 milyar TL’lik vergi geliri bu yılın cari bütçesindeki vergi gelirlerinin yaklaşık yüzde 75’ine denk düşüyor. Yani ek bütçe ödenekleri için alınan mevcut vergiler ortalama yüzde 75 oranında artırılıyor.

Ek bütçede hangi vergiler ağırlıkta?

Bu bütçenin finansmanında mülkiyet (servet) üzerinden alınan vergilere neredeyse hiç başvurulmazken, en büyük vergi kalemi olarak Gelir ve Kazançlar Üzerinden Alınan Vergiler (yaklaşık 371 milyar TL) karşımıza çıkıyor. Ancak bu yıl asgari ücretin vergi dışı bırakılmasından ötürü bu kategoride Gelir Vergisi ikinci plana düşerken, Kurumlar Vergisi öne çıkıyor (yaklaşık 316 milyar TL).  Ek bütçe ile bu vergideki artış yüzde 172 olacak.

Böyle olunca da akla “sermaye kesiminin nihayet artan bu vergilerin yükünü omuzlayacağı” düşüncesi gelebilir. Ama durum bu değil. Çünkü öncelikle, sermaye kesimi bu yıl 336 milyar TL’lik bir vergi indirimi, muafiyeti, istisnası adı altında teşvikten yararlanıyor. Yani normalde onlardan alınması gereken böyle büyük bir çaptaki vergi alınmıyor.

Ayrıca en büyük kurumlar vergisi mükelleflerinin başlarında T.C. Merkez Bankası ve TPAO gibi kamu kuruluşları ve kamu bankaları geliyor. Yani kurumlar vergisinin önemli bir kısmını kamu kurumları ödüyor. Ayrıca özel sektöre bütçeden sağlanan sigorta primi muafiyetleri gibi birçok teşvik de mevcut.

Diğer taraftan ‘dolaylı vergiler’ olarak da adlandırılan KDV, ÖTV gibi vergiler ve Harçlar, Damga Vergisi ve Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi bu ek bütçenin gelir kaynaklarının neredeyse yüzde 67’sini oluşturuyor.

Petrolden alınan ağır vergilere devam

Bu vergilerden; İthalde Alınan KDV yüzde yaklaşık yüzde 98; Dâhilde Alınan KDV yüzde 93,3; Özel Tüketim Vergisi ise yüzde 71,2 artacak. Bunların içinde yer alan petrol ve doğal gazdan alınan KDV’deki artış yüzde 147 oranında, motorlu taşıtlardan alınan ÖTV yüzde 97 oranında olacak. Bu da petrol zamları altında iyice bunalan halka bu ek bütçe ile her hangi bir petrol vergisi ertelemesi ya da indirimi sağlanmayacağını gösteriyor.

Kısaca her bütçe döneminde olduğuna benzer bir biçimde, ek bütçe için de gelirler yönünden ağır vergilemeye başvurulacak gibi görünüyor.  Bu vergilerdeki yüksek artışlar en çok da, dolaylı vergiler gibi halkın ödemekten kaçamadığı, son derece adaletsiz olduğu kabul edilen vergilere yüklenerek yapılacak. Gereksiz, verimsiz, israfçı, rant yaratmaya dönük, emek ve doğa tahribatını artıran harcamaları kısmak bir yana daha da artıran siyasal iktidar, bu harcamaları halktan aldığı ağır ve adaletsiz vergilerle finanse etmeyi sürdürecek.

Sonuç yerine

Yılın ortasında adeta yeni bir bütçe büyüklüğünde olan bu adaletsiz seçim bütçesini sadece teşhir etmek yeterli değil. Bunun karşısına emek örgütlerinin ve muhalefet partilerinin emekten, doğadan, kadından, emekliden, işsizden, yoksuldan yana, onların sorunlarını hafifletebilecek alternatif bir ek bütçe ile çıkması gerekiyor.

Bütçe dönemlerinin toplumun siyasallaştığı dönemler olduğu hatırda tutularak, emekçilerin, emeklilerin ücretlerine, maaşlarına adil zam talep ettikleri bir dönemde ve her şeyden önemlisi ülkenin geleceğini belirleyecek olan bir seçime doğru gidilirken, mevcut emek karşıtı ek bütçe tasarısını teşhir etmek ve yerine halkın yanında bir alternatif önermek en acil görevlerden biridir.

Dip notlar:

(1)  20 Haziran 2022 tarih ve 1/284 Esas Nolu Kanun Teklifi ve Gerekçesi.

(2)  T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı, Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşmeleri, https://www.hmb.gov.tr/mayis-2022-butce-gerceklesmeleri (17 Haziran 2022); https://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/son-dakika-bakan-nebati-butce-fazla-verdi-iyi-performans-sergileniyor (15 Haziran 2022).

(3)  2022 yılı Hazine Nakit Gerçekleşmeleri, https://www.hmb.gov.tr/kamu-finansmani-istatistikleri (7 Haziran 2022).

(4)  https://allnewspress.com/consequences-of-the-ukraine-war-countries-are-massively-critical-of-the-federal-governments-supplementary-budget (11 May 2022).

(5)  Japan Cabinet to OK draft extra budget to cushion rising prices, https://www.nippon.com (17 May 2022).

(6)  https://www.aljazeera.com/economy/south-korea-drafts-46bn-budget-to-help-covid-hit-businesses (12 May 2022); https://www.aljazeera.com/economy/south-korea-passes-49-5bn-extra-budget-ahead-of-local-elections (30 May 2022).

(7)  https://www.canada.ca/en/treasury-board-secretariat/services/planned-government-spending/supplementary-estimates/supplementary-estimates (20 Haziran 2022).

(8)  https://valtioneuvosto. fi/en/-/10616/government-reaches-agreement-on-second-supplementary-budget-proposal-for (20 May 2022).