İktidara
oy veren “gurbetçi” işçilerimiz dövizlerini neden ülkeye getirmezler?
Mustafa
Durmuş
8 Ağustos 2023
İşçi dövizleri, yurt dışında çalışan işçilerin ya da yaygın
kullanımıyla “gurbetçiler”in yaptıkları tasarruflar sonucunda ülkelerine
gönderdikleri dövizlere verilen ad.
Yurt dışında çalışan işçilerin pratikte yurda iki
amaçla döviz gönderdikleri görülüyor. Eğer aileleri de yurt dışında yaşıyorsa geleceğe
dönük yatırım yapmak için ve eğer aileleri kendileriyle birlikte yurt dışında
değilse (yatırım amacının yanı sıra) asıl olarak, ailenin geçimini sağlamak
için.
Bu tür dövizler, yurt dışında çalışan işçilerin
sayısına, bu işçilerin aldıkları ücretlerin düzeyine, ülkede uygulanan faiz
politikalarına, ülke ekonomisi ve siyasetinin içinde bulunduğu duruma,
beklentilere ve döviz kurlarına, yani ulusal
paranın döviz karşısındaki değerine göre artıp azalabilirler.
İşçi dövizi ekonomiye katkı sağlar
İşçi dövizleri tıpkı ihracat, turizm ve yurt dışı
müteahhitlik gelirleri gibi, doğru alanlarda kullanıldığında, ülke ekonomisinin
gelişimine katkıda bulunur ve ülke ekonomisini büyütür.
Bangladeş, Hindistan ve Sri Lanka örneklerinde olduğu
gibi, yurt dışında çalışan bu ülkelerin yurttaşlarının ülkelerine gönderdikleri
dövizler, bu ülkelerin ithalat faturalarının ödenmesine yardımcı olduğu gibi, işçilerin
geride bıraktıkları on milyonlarca ailenin yoksulluk çekmemesini ve geçimlerini
sağlayabilmesini de sağlayan en önemli faktördür.
Nitekim Covid-19 salgını sırasında dünyada milyonlarca
gurbetçi işçi işini kaybettiğinden bu işçilerin ülkelerine gönderdikleri
dövizler ciddi biçimde azalınca, yoksulluk da artmıştı. Ancak özellikle de
Covid-19 salgını bittikten sonra, 2021 yılında, dünyada işçi dövizlerinde yüzde
7’nin üzerinde bir artış oldu.
Gelen
işçi dövizi gidenin gerisinde kaldı
Türkiye’de ise durum biraz farklı. Ülkede işçi
dövizleri cari açığın kapanması konusunda ihracat ya da turizm gelirleri kadar
büyük bir öneme sahip değil. Ancak, bu dövizlerin son yıllardaki seyri ülkedeki
bazı sıkıntıları yansıtması açısından önem arz ediyor.
Çünkü 2008 yılından bu yana yurda gelen işçi
dövizlerinde belirgin bir azalma yaşanırken, ülkede çalışan yabancı işçilerin
yurt dışına çıkardıkları dövizlerde belirgin bir artış var.
Öyle ki AKP’nin iktidar olduğu yıl olan 2002 yılında
ülkeye gelen işçi dövizlerinin tutarı 1,94 milyar dolar iken, 2022 yılına
gelindiğinde bu tutar neredeyse yüzde 80 oranında azalarak 694 milyon dolara kadar
geriledi ve ilk kez geçen yıl çıkışlar girişlerden fazla oldu. AKP döneminde
yurt dışına çıkan işçi dövizleri ise 7 kat arttı.
Bu durum yurt dışında, özellikle de Avrupa’da yaşayan
ve büyük çoğunluğu AKP-MHP iktidarına oy veren “milliyetçi-mukaddesatçı” olarak
tabir edilen işçilerin, konu dövizlerini ülkelerine getirmek ve tasarruflarını
ülkelerinde yapmak olduğunda iktidara aynı ölçüde güvenmediklerini, hatta bu
güvenin giderek azalmakta olduğunu gösteriyor.
“Oyumu
veririm ama dövizimi vermem!”
Yani özellikle de iktidar medyasında yaptıkları konuşmalarında
iktidarı yere göğe sığdıramayan yurt dışında çalışan bazı işçilerimiz TL
karşısında 30 kat değerli avro ile Türkiye’de alış veriş ve tatil yapıyorlar ama
konu kalıcı biçimde birikimlerini ülkelerinde değerlendirmeye geldiğinde,
“toprağına taşına öldükleri” ülkelerine güvenmiyorlar.
Bu veriler bir gerçeği daha ortaya koyuyor: Nasıl ki ülkenin
reel döviz kurunun bu yılın Temmuz ayında 100 üzerinden 49’un altına düşmesi
ülkenin ihracatı artarken ülke yurttaşlarını daha da yoksullaştırıyorsa, giden
işçi dövizlerinin gelenin üstüne çıkması da benzer bir etki yaratıyor.
Kısaca, pahalı ithalat ve ucuz ihracatla aslında
Almanya, Hollanda gibi ülkelerin ekonomilerini, istihdamlarını, yatırımlarını
ve tüketimlerini destekliyoruz. Haraç mezat satılan topraklarımızla, doğal ve
iktisadi varlıklarımızla Körfez ülkelerinin zenginlerini daha da zengin ediyoruz.
Ayrıca yurt dışında çalışan işçilerimizin yurda
getirdikleri dövizler azalırken, ülkemizde çalışan diğer ülke yurttaşlarının ülkemizde
kazandıkları dövizlerini ülkede harcamak yerine, kendi ülkelerine götürmesiyle
biz, bir bakıma, bu ülke ekonomilerini destekliyoruz.
Tüm bu olup bitenin de “yerli ve milli” olduğunu kabul
edip kendimizi avutuyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder