Ormanı
kes, havayı kirlet, vergi de ödeme
Mustafa
Durmuş
10 Ağustos 2023
Akbelen direnişinin 17’nci günündeyiz. Yöre halkı,
köylüler ve yurdun her yerinden gelen doğaseverler Akbelen ormanının “sermaye
daha fazla kâr elde etsin diye” yok edilmesine karşı direniyor.
Ancak bu direniş de toplumu ikiye böldü. Öyle ki yöre
halkı ormanını savunurken, toplumun önemli bir kısmı bu kıyıma karşı çıkarken, diğer
tarafta maden işkolunda örgütlü bazı sarı sendikaların sözcüleri Akbelen’deki
kömürün, enerji santralinde çalışan işçilerin istihdamını korumak için
çıkartıldığını savundu. İktidar blokunun en yetkili ağızları ise doğasına sahip
çıkanları “ekonomik büyümeye ve gelişmeye karşı çıkan bir avuç “marjinal”
olarak değersizleştirdi.
120
bin yıldır görülen en sıcak ay
Ormanlarımız kesilip doğamız tahrip edilirken, Temmuz’dan
bu yana giderek artan hava sıcaklığı altında bunalmaya devam ediyoruz. Uzmanlar,
bu sıcakların yüksek nem ile birleşmesi durumunda, özellikle de yaşlılar, ciddi
sağlık sorunları olanlar ve çocuklar için çok ciddi riskler oluşturduğu
konusunda uyarılarda bulunuyor.
Bu hafta Birleşmiş Milletler Hava Durumu Ajansı (WMO),
bu yılın Temmuz ayının küresel ortalama sıcaklık açısından en az son 120 bin
yıldır kaydedilen en yüksek sıcaklığın görüldüğü ay olduğunu açıkladı. Öyle ki
Temmuz ayında görülen hava sıcaklıkları sanayileşme öncesi dönem ortalamasından
yaklaşık 1,5 C derece daha fazla. Bu yılın Nisan ayında küresel deniz yüzeyi
sıcaklıkları da rekorlar kırmıştı. (1)
Öte yandan, küresel ısınma konusunda
ormansızlaştırmanın etkilerinin bilinmesine rağmen, gözünü kâr ve rant bürümüş
olan sermaye grupları bir süredir arkasına devlet desteğini de alarak
ormanlarımızı yok etmeyi sürdürüyor.
Akbelende
kâr, Cudi’de “güvenlik” için!
Akbelen ormanı bunlardan sadece biri. Kaz dağlarında altın
ve bakır madeni işletmeciliği için ormanların yok edildiği ve buna karşı da bir
direnişin uzunca bir süredir sürdüğü biliniyor.
İster enerji, ister kıymetli metal/maden, isterse de
Cudi’de olduğu gibi “güvenlik amaçlı” olsun, her türden ormansızlaştırma, doğa
katliamı, her gün giderek daha fazla ısınmaya başlayan dünyada en başta bu
coğrafyanın insanlarını yok olma riski ile karşı karşıya bırakırken nihayetinde
temel bir amaç için hayata geçiriliyor: En fazla kârı elde edebilmek, daha
fazla sermaye ve servet (dolayısıyla da ekonomik ve politik güç) biriktirmek.
Bu amaç için de emeğin aşırı biçimde sömürülmesi
yetmiyor, doğanın da deyim yerindeyse katledilmesi gerekiyor. İnsana değer
vermediği gibi doğasına da değer vermeyen, onu sadece sömürülecek iktisadi bir
kaynak olarak gören büyük sermaye mevcut otoriter rejimin de desteğiyle, iş
makinalarıyla ormanlara dalıyor, ağaçları kesiyor.
Özel
jetler havayı 10 kat daha fazla kirletiyor
Sermaye, ormanlarımızı yok ederek bizleri aşırı
sıcaklar karşısında savunmasız bıraktığı gibi, iş ve yaşam pratikleriyle de
iklim değişikliğine, aşırı sıcaklara neden oluyor.
Yakınlarda yayınlanan bir rapor insanların yaklaşık
yüzde 1’inin tüm havacılık karbon emisyonlarının yarısından sorumlu olduğunu ve
özel jetlerin (yolcu başına) ticari uçaklardan en az 10 kat daha fazla olmak
üzere karbon dioksit salımına, dolayısıyla da küresel ısınmaya neden olduğunu
açıkladı. (2)
Bir diğer çalışmada sadece bir saat içinde tek bir
özel jetin iki metrik ton karbondioksit salabildiği ileri sürülüyor. (3) Bu
durum savaş uçaklarının yarattığı kirliliğe, neden olduğu karbon emisyonuna
benziyor.
Kısaca, sermaye ve savaşçı politikalar ve militarizm
el ele bir biçimde iklim değişikliğine neden olarak, bugün yaşamakta olduğumuz
aşırı hava sıcaklığının küçümsenemeyecek bir kaynağını oluşturuyor.
Ayrıca, Covid-19 salgınından bu yana özel jet
kullanımının yaklaşık yüzde 20 ve özel jetlerin neden olduğu emisyonların yüzde
23'ten fazla arttığı ileri sürülüyor. (4)
Türkiye’deki
bazı zenginlerin özel jetleri
Sivil
Havacılık Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, Türkiye’deki özel jet yolcu uçağı
sayısı 86. Toplam özel ağırlıklı helikopter sayısı ise 55 (bu sayıya devlete
ait uçak ve helikopterler dahil değil).
Özel jet uçağı
olan süper zenginler arasında kamuoyunun yakından tanıdığı isimlerin olması
sürpriz değil. Bunlardan biri Kaz Dağları’ndaki bakır madeni arama işi ile de
bilinen Cengiz Holding’in sahibi Mehmet Cengiz. Diğeri ise Akbelen’deki orman
kesimi ile anılan şirketlerden Limak’ın kurucu patronu Nihat Özdemir.
M. Cengiz’in Falcon
5X modeli 45 milyon dolarlık ful donanımlı bir uçağı ve N. Özdemir’in Falcon
2000 EX modeli 14,9 milyon dolarlık bir özel jeti var. (5)
Yani ormanları keserek küresel ısınmaya katkı verenler, nefes almamızı önleyenler, aynı zamanda iş ya da özel seyahatlerinde kullandıkları jet uçaklarıyla da iklim yıkımına olan katkılarını sürdürüyorlar.
Sıradan
insanımızın ulaştırma faturası
Bu ülke insanının büyük bir çoğunluğunun bırakın özel
jet uçakları ya da tarifeli uçaklarla seyahat etmeyi, füze hızıyla artan şehir
içi ya da şehirlerarası karayolu veya demiryolları bilet ücretleri yüzünden
otobüse, minibüse, trene dahi binebilecek hali kalmadı. Örneğin Ankara’da en
kısa mesafe minibüs ve otobüs ücreti 15 TL oldu. Taksi fiyatlarına gelen son
zam ise artık orta sınıfın da taksiye kolay kolay binemeyeceğini gösteriyor.
Ulaştırma maliyetlerindeki bu hızlı artışı TÜİK bile
gizleyemiyor. Öyle ki Temmuz ayında aylık manşet enflasyon yüzde 9,5 artarken,
ulaştırmada aylık enflasyon bunun neredeyse iki katı, yani yüzde 17,8 oranında
arttı. ENAG ise bu veriyi yüzde 22,8 olarak açıkladı. (6) Kuşkusuz bu artışa
dün açıklanan yüzde 50’yi aşan taksi ücretleri dâhil değil.
En
kıyak vergi teşviki doğayı tahrip edenlere
Doğayı kâr ve rant için tahrip edenler, ormanlarımızı
kesenler, özel jetleriyle 10 kat daha fazla karbon emisyonu salanlar bu işleri
yaparken her türlü vergi teşvikinden de yararlanıyorlar (bu yılki toplam vergi
teşviki tutarı olan 994 milyar TL’nin çok büyük bir kısmından sermaye kesiminin
yararlandığını hatırlatalım).
Nasıl mı? Sırasıyla anlatalım.
KDV
muafiyeti
Öncelikle, özel
uçak sahibi kişiler ya da sermaye şirketleri bu alandaki bir çok vergi
teşvikinden faydalanıyor. Örnek olarak, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “Araçlar, Petrol Aramaları ve Teşvik
Belgeli Yatırımlarda İstisna” başlığı altında yer alan 13 üncü maddesine göre:
“a) Faaliyetleri kısmen veya tamamen
deniz, hava ve demiryolu taşıma araçlarının, yüzer tesis ve araçlarının
kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olan mükelleflere bu amaçla
yapılan deniz, hava ve demir yolu taşıma araçlarının, yüzer tesis ve araçlarının
teslimleri, bu araçların imal ve inşası ile ilgili olarak yapılan teslim ve
hizmetler ile bunların tadili, onarım ve bakımı şeklinde ortaya çıkan
hizmetler” katma değer vergisinden
istisna edilmiştir.
b) (Mülga: 25/12/2003-5035/49 md.;
Yeniden düzenleme: 16/7/2004-5228/14 md.) Deniz ve hava taşıma araçları için liman ve hava meydanlarında yapılan
hizmetler katma değer vergisinden istisnadır…” (7)
Özetle, eğer bir
şirket hava, deniz ya da demiryolu ulaştırması işinde faaliyette bulunuyorsa,
bu iş için satın aldığı ya da kiraladığı uçaklardan normalde ödemesi gereken
yüzde 20 oranındaki KDV’yi ödemiyor. Keza bu uçakların (ya da diğer hava
araçlarının) hava meydanlarında aldıkları her türden hizmetten de normalde
alınması gereken yüzde 20 KDV alınmıyor. Özel uçak ithalatı sırasında sadece
binde 0,5 oranında ÖTV ödeniyor (yatlar ve kotraların ithalatından ya da yerli
teslimatından alınan ÖTV ise sıfır). (8)
Yani, liman
ve hava meydanlarında deniz ve hava taşıma araçları için ifa edilen hizmetler
tam istisna kapsamında işlem görüyor. İstisna kapsamına yük ve yolcuya verilen
tahmil, tahliye ve benzeri hizmetler ile araçlar için yapılan seyrüsefere
ilişkin her türlü hizmet dahil ediyor. Bu hizmetlerin liman ve hava meydanı
işletmeleri dışında diğer gerçek ve tüzel kişiler tarafından ifa edilmesinin
istisna uygulaması açısından önemi bulunmuyor.
Jet yakıtına sıfır vergi
İkinci
olarak, bu uçaklarda kullanılan jet yakıtı ÖTV’ye tabi değil, sadece KDV
ödeniyor. Eğer bu yakıt yurt dışı uçuşlar sırasında kullanılıyorsa KDV de alınmıyor.
Dünyanın en
pahalı otomobillerine (üzerindeki KDV ve ÖTV biçimindeki vergi yükü nedeniyle)
sahip olduğumuz bir gerçek iken, bir avuç süper zengin uçaklarında,
helikopterlerinde ya da yat ve kotralarında bu ağır vergileri ödemiyor. Üstelik
bu durum yasaya da uygun. Bu da vergi yasalarının çıkartılması sırasında
sermaye gruplarının ne denli etkin olduğunun bir kanıtı.
Diğer
taraftan, satın alma gücümüz (ücretlerimiz) ile kıyaslandığında, Avrupa’da
akaryakıtı en pahalı kullanan ve akaryakıt
üzerinden en ağır vergileri ödeyen, dolayısıyla da vergi
adaletsizliğinin en fazla olduğu bir ülke olarak biliniyoruz.
Öyle ki bir
köylü traktöründe kullandığı 1 litre mazot başına 7,06 TL ÖTV öderken,
uçaklarda kullanılan jet yakıtında ÖTV oranı sıfır olduğundan (9) bu uçakların
sahibi olan süper zenginler tek kuruş vergi
ödemiyorlar. Bu da ülkedeki vergi adaletsizliği örneklerinden sadece
biri.
Vergi istisnasından faydalanmanın
kestirme yolu
Büyük sermaye,
uygulamada, kendi grup şirketlerinden birini, hava taşımacılığı sektöründe faaliyette
göstererek bu uçakları KDV ve ÖTV ödemeksizin satın alabiliyor. Tahmin
edilebileceği gibi, her şeyin sermayenin lehine işlediği bir zamanda, bu uçaklar ticari yolcu taşımacılığı için
olduğu kadar grubun kendi özel işlerinde de kullanılabiliyor.
Ayrıca uygulamada,
örneğin malum büyük inşaat şirketlerinden birinin sahibi, özel uçağını yılda
bir kez dahi charter için başka şirketlere kiraladığında (yasadaki koşul yerine
getirildiği için), şirket bu KDV istisnasından yararlanabiliyor.
Patronlar özel jetleriyle uçarken tarifeli bir uçak yolcusu gibi vergi ödemiyorlar
Tarifeli
biletle uçan her hangi birimiz bu uçuş için KDV dahil (yurt dışı uçuşlardan KDV
alınmıyor) havalimanı vergisi, akaryakıt harcı, hizmet bedeli ve check-in
ücreti biçiminde vergi ve benzeri ödemeleri yapmak zorunda.
Örneğin, bugünlerde
Ankara’dan Viyana’ya gidiş dönüş bilet alan biri bilet için toplam 13,700 TL
ödüyor. Bunun 3,948 TL’si (bilet bedelinin yüzde 29’u) vergi ve benzeri
ödemelerden oluşuyor (yurt dışı çıkış harcı hariç). Oysa özel uçak ile uçan bir
patron ya da şirket elemanı her hangi bir bilet almadığından bu vergileri
ödemek zorunda değil. Sadece yurt dışına gidiyorlarsa yurt dışı çıkış harcı ödüyorlar.
Sonuç olarak
Kapitalizmin,
özellikle de son 40 yıla damgasını vuran neoliberal versiyonunun acımasız bir
eşitsizlik ve adaletsizlik düzeni olduğunu biliyoruz. Bu eşitsizlikler iktidarlar tarafından
uygulanan para ve vergi politikalarıyla daha da artırılmış durumda.
Türkiye de kapitalist
bir ülke olarak bu durumdan azade değil. Üstelik son 21 yıldır bu ülkeyi
yöneten iktidar, “Siyasal İslamcı” bir
bakış altında emek ve doğa karşıtı,
sermaye, kâr ve rant dostu neoliberal
politikaları en acımasız bir şekilde uyguluyor.
Bu
politikalarla iktidar bloku siyasal ve sosyal alanda hak ve özgürlüklere, kadına,
farklı kimliklere ve etnisitelere ve laikliğe karşı bir duruş sergilerken,
iktisadi alanda yoğun bir emek ve doğa sömürüsünü sürdürüyor.
Şu ana kadar
izlediği enflasyonist faiz ve para politikalarıyla olduğu gibi, vergi
politikalarıyla da kaynakları emekçiden alıp sermayeye veriyor. Bir- iki ay
önce başlattığı sözde antienflasyonist “kemer sıkma” politikalarıyla da krizin
faturasını halka ödettiriyor.
Bu arada
“acele kamulaştırmalar” gibi sadece olağanüstü koşullarda hayata
geçirilebilecek istisnai uygulamalar genel bir kurala dönüştürülerek, ormanlarımız, su kaynaklarımız, kıyılar gibi
müştereklerimiz bir anda özelleştiriliyor ve sermayenin hizmetine sunuluyor. Ya
da Hatay’da olduğu gibi zeytinlikler moloz dökme alanına dönüştürülüyor veya
üzerlerine konutlar inşa ediliyor.
Sıradan
insanımız, otobüs, tren ya da tarifeli uçağa binerken KDV öderken, otomobilleri
olanlar, bu yıl duble olarak ödeyecekleri MTV’ye ek olarak akaryakıt fiyatının
yüzde 45’i oranında KDV ve ÖTV ile cezalandırılırken, kâr ve rant için
ormanları kesen, aynı zamanda jet
uçaklarıyla seyahat ederek iklim yıkımına hizmet eden sermaye kesimi bu
vergilerden muaf tutularak adeta ödüllendiriliyor.
Bu yüzden de ormanımızı,
doğamızı koruma mücadelesinin özünde bir sınıf mücadelesi ve aynı zamanda demokrasi
ve barış mücadelesi olduğunu unutmamamız gerekiyor.
Dip notlar:
(1)
“It’s
official: July 2023 was the warmest on record, says UN weather agency WMO”, https://news.un.org (8 August 2023).
(2)
https://ips-dc.org/report-high-flyers-2023 (May 2023).
(3)
commondreams@commondreams.org (4 August 2023).
(4)
https://ips-dc.org/report-high-flyers-2023 (May 2023).
(5)
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ugur-cebeci/salgin-is-jeti-pazarini-vurmadi (2 Aralık 2020).
(6)
TÜİK,
“Tüketici Fiyat Endeksi, Temmuz 2023”, https://data.tuik.gov.tr/Bulten
(3 Ağustos 2023); ENAGrup “Tüketici Fiyat Endeksi (E-TÜFE), Temmuz 2023”, https://enagrup.org (3 Ağustos 2023).
(7)
3065
Sayılı Katma değer Vergisi Kanunu, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.3065.pdf
(8 Ağustos 2023).
(8)
Katma
Değer Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 93), https://www.resmigazete.gov.tr
(8 Ağustos 2023).
(9)
Özel
Tüketim Vergisi Kanunu Ekli I ve II Sayılı Liste, https://gib.gov.tr/gibmevzuat (8 Ağustos 2023).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder