İktidarın
“yeni ekonomi politikası” ne kadar yeni, ne kadar rasyonel?- 2:
Aşırı
Isınmış Bir Ekonomi (Temmuz 2020 -2023)
Mustafa
Durmuş
12
Eylül 2023
Bir önceki yazımızda ele aldığımız gelişmeler tek
başına para arzındaki artışla sağlanmıyor, bunun yanı sıra piyasadaki kredi
hacminin de genişlemesi gerekiyor. Nitekim uygulamada, para arzına paralel bir
biçimde piyasadaki kredi hacmi de genişliyor ya da daralıyor.
Aşağıdaki tablodan da görülebileceği gibi, Türkiye’de para
arzının hızla arttığı dönemlerde krediler de paralel bir biçimde hızla arttı.
Tablo:
Geniş Para Arzı (M3) ve Kredilerdeki Büyüme
(2020
Temmuz-2023 Temmuz)
|
2020 Temmuz |
2021 Ağustos |
2021 Eylül |
2022 Ağustos |
2023 Mayıs |
2023 Haziran |
2023 Temmuz |
Açıklama |
M3 (Geniş Para Arzı/Milyar TL) |
3,260 |
3,926 |
4,112 |
7,349 |
9,686 |
11,134 |
11,780 |
% 261 artış oldu |
Toplam Kredi Miktarı (Milyar TL) |
3,376 |
3,908 |
4,035 |
6,657 |
9,232 |
10,004 |
10,317 |
% 205 artış oldu |
Özetle; M3 para arzı 2020 yılı Temmuz ayında 3,2 trilyon TL iken, 2021 Ağustos’ta 3,9 trilyon TL’ye, 2021 Eylül ayında 4,1 trilyon TL’ye, 2022 Ağustos’ta 7,3 trilyon TL’ye 2023 Mayıs ayında 9,7 trilyon TL’ye çıktı. Bu yılın Haziran ayında bu tutar 11,1 trilyon TL’ye ve Temmuz ayında 11,8 trilyon TL’ye yükseldi. (1) Bu 2020’den bu yana yaklaşık yüzde 261’lik bir artış demek oluyor.
Böylece, son üç yılda para arzının neredeyse üç kat
arttığı görülüyor. Bunun bir kısmı ekonomik büyümeyle ilgili olarak “işlem
saikiyle” gerçekleşmiş olsa da, önemli bir kısmının bir politika tercihi
olarak, yani bilinçli bir biçimde parasal genişleme ve ekonomik canlanma
yaratmak amacıyla yapıldığı anlaşılıyor. Bu da ekonomik büyümeyi her şeyin
önüne koymuş bir siyasal iradenin tercihleriyle son derece uyumlu.
Benzer bir gelişme krediler alanında gerçekleşti. Öyle
ki toplam kredi tutarı Temmuz 2020’de 3,4 trilyon TL, Ağustos 2021’de 3,9
trilyon TL, Eylül 2021’de 4,0 trilyon TL, Ağustos 2022’de 6,7 trilyon TL, Mayıs
2023’te 9,2 trilyon TL, Haziran 2023’te 10,0 trilyon TL ve Temmuz’da 10,3
trilyon TL oldu. Bu, kredi tutarında bu süreçte yüzde 205’lik bir artışın
gerçekleştiği anlamına geliyor.
Tüketici kredileri açısından bakıldığında; 2020 Temmuz
ayında 804 milyar TL olan tüketici kredileri ve kredi kartları
borcu (bunun 632 milyar TL’si tüketici kredisi ve 172 milyar TL’si kredi kartı
biçimindeydi), 2021 yılı Eylül ayında 1,0 trilyon TL’ye çıktı. Bu rakam Mayıs 2023’te 2,4 trilyon TL’ye,
Haziran 2023’te 2,2 trilyon TL’ye ve Temmuz ayında 2,3 trilyon TL’ye yükseldi (bunun 1,4 trilyon TL’si tüketici kredisi ve 857
milyar TL’si kredi kartları biçiminde oldu). Bu yıllar arasındaki artış ise yaklaşık
yüzde 183 olarak gerçekleşti. (2)
(Kaynak: TCMB, Parasal Gelişmeler Raporu, Temmuz 2023)
Aşırı
ısınmış bir ekonomi
Haziran ayına gelindiğinde; en geniş para arzının
(M3), Mayıs 2023 döneminde yıllık yüzde 52’lik bir büyümenin ardından, Haziran
2023 döneminde yıllık yüzde 70,5 ve Temmuz ayında yüzde 66,7 büyüdüğü
görülüyor.
Paralel bir biçimde, bankacılık sektörü tarafından
verilen kredilerin yıllık artış hızı hane halkı için Mayıs 2023’te yüzde 82,9
ve Haziran 2023’te yüzde 81,4 ve Temmuz ayında yüzde 84,0 olarak gerçekleştiği anlaşılıyor.
Finansal olmayan kuruluşlara verilen krediler ise Mayıs 2023’te bir önceki yıla
göre yüzde 45,5, Haziran 2023’te yüzde 53,9 ve Temmuz ayında yüzde 52,5 arttı. (3)
Bunlar aşırı ısınmış, dolayısıyla da yüksek enflasyonun olduğu bir ekonominin
varlığına işaret ediyor.
Türkiye ekonomisinde uzunca bir süre uygulanan negatif
reel faiz politikası (bir yandan döviz kurunu fırlatarak maliyet yönlü
enflasyona neden olurken) ve verili bir anda para arzındaki hızlı artış (toplam
arzda benzer bir artış olmadığından) kaçınılmaz olarak yüksek tüketici fiyat
enflasyonu ile sonuçlandı.
Yani Türkiye’deki düşük faiz-yüksek enflasyon
biçimindeki talep yönlü enflasyonist gidişatın grafikte anlatıldığına benzer
bir biçimde işlediği ileri sürülebilir.
Diğer taraftan, para politikalarının hızlı
uygulanabilir olması genelde hükümetlerin öncelikli olarak bu politika aracına
yönelmesine neden olsa da, para ve kredi arzının artırılması (faiz oranlarının
düşürülmesi) yoluyla ekonominin durgunluktan çıkartılması otomatik bir süreç
olarak işlemez.
Kapitalizm
parasal bir ekonomidir ancak…
Şöyle ki kapitalizmin parasal bir ekonomi olduğu doğrudur.
Yani kapitalizmde, sermayedar daha önce biriktirilmiş bir değer olan para ile
işe başlar ve parayı üretim araçlarını satın almak ve emek gücü kiralamak için
kullanır. Bu da yeni mal ve hizmet üretiminin gerçekleşmesini sağlar. Bu
ürünler piyasalarda daha fazla para karşılığında satılır. Böylece para üretim
süresinde işçinin yarattığı ancak kendisine ödenmemiş olan artı değer ile büyür,
yani daha fazla paraya ve sermayeye dönüşür.
Diğer taraftan kapitalist ekonomiler sadece paradan
ibaret değildir. Yani ekonomide yeni değer yaratılmadığı ve bu değer realize
edilemediği sürece para daha fazla paraya dönüşemez. Bu nedenle de Marx paranın
kendiliğinden daha fazla paraya dönüştüğünü ileri sürmenin bir fetiş olduğunu ileri
sürmüştür. (4)
Bu bağlamda, merkez bankaları para arzını artırarak
ve/veya kredi hacminin büyümesini sağlayarak piyasadaki likiditeyi bollaştırabilirse
de bu kendiliğinden yeni değer yaratmaya yetmez. Ancak bu para hasılayı, dolayısıyla da değeri
artırmaya dönük olarak üretim araçları satın alınmasında ve emek gücü istihdam
edilmesinde kullanılırsa, yeni değer yaratılması mümkün olabilir.
Kısaca, Marx’ın 1840’larda Paranın Miktar Teorisi’ni
eleştirirken söylediği gibi, sadece para arzının artırılması toplam değeri
artırmaz, büyük bir ihtimalle fiyatları artırır, ulusal paranın değer kaybına
neden olur ya da finansal varlık fiyatlarını şişirir, yani finansal balonlara
neden olur. (5)
Özetle, Türkiye’de 2021 yılından itibaren uygulanan gevşek
para politikası (MB faiz oranlarının düşük tutulması), ekonomiyi daha ziyade
finans ve hizmetler sektörü üzerinden büyütürken yüksek enflasyona yol açan
temel faktördür.
Nitekim 2022 yılı Ekim ayında tüketici fiyat endeksi
(TÜFE) yıllık yüzde 85,51 ve aylık yüzde 3,54, 2023 yılı Temmuz ayında yıllık yüzde
47,8 ve aylık yüzde 9,49 ve Ağustos’ta yıllık yüzde 58,9 ve aylık yüzde 9,1
oldu. ENAG’ın aynı yıllara ait enflasyon rakamları ise TÜİK’in rakamlarının iki
katından fazla. (6)
Yani ülkede bir süredir yüksek enflasyonla belirlenen aşırı ısınmış bir ekonomi mevcut. Bu durum, eğer düşük faiz ve gevşetilmiş kedilerle desteklenen parasal genişleme devam ederse LM eğrisini daha da sağa kaydırdığından, faiz oranının daha da düşmesiyle başlar. Bu MB Başkanı Kavcıoğlu döneminde başlayan ve 2023 yılı üçüncü çeyreğine kadar devam eden bir süreçtir.
Bu genişleme toplam talep eğrisini (AD), toplam arz
eğrisinin (K- AS) bükülme noktasına kadar yükseltir (AD2, grafikte
“overheating” ile gösterilen nokta). Bu nokta ekonomik büyümenin artık daha
fazla sürdürülemeyeceği bir noktadır. Bu gelişme Türkiye ekonomisinin bu yılın
ilk çeyreğinde yüzde 4 ve ikinci çeyreğinde tahminen yüzde 3,8 büyümesi ile de
uyumludur.
Diğer yandan, parasal genişleme ve talep pompalaması
devam ettiğinde ekonomi aşırı ısınır, hâsıla artışı kontrol edilemez, enflasyon
daha da artar, kalifiye emek kıtlaşır, mal ve kısa vadeli işlem piyasalarında
fiyatlar yükselir, borsa ve gayrimenkul fiyatları hızla artar, yeni spekülatif
balonlar şişirilmeye başlanır.
Türkiye’de bir süredir borsadaki ve gayrimenkul
fiyatlarındaki hızlı yükseliş (7) bu balonların varlığının birer göstergesidir.
Sonraki yazı-2: Yumuşak İniş Politikası (Temmuz 2023 sonrası).
Dip
notlar:
(1) https://evds2.tcmb.gov.tr (31
Temmuz 2023).
(2) Aylık
Bankacılık Sektörü Verileri (Temel Gösterim), http://www.bddk.org.tr/BultenAylik (4 Eylül 2023).
(3) TCMB,
Parasal Gelişmeler Raporu, Temmuz 2023, https://www.tcmb.gov.tr
(4 Eylül 2023).
(4) Michael
Roberts, Marxist or Keynesian macro?, https://rupturemagazine.org
(19 November 2018).
(5) Agm.
(6) TÜİK,
Tüketici Fiyat Endeksi, Ağustos 2023, https://data.tuik.gov.tr
(4 Eylül 2023); ENAGrup Tüketici Fiyat Endeksi (E-TÜFE) Ağustos 2023, https://enagrup.org (4 Eylül 2023).
(7) Mustafa
Durmuş, “Faiz oranı artarken borsanın yükselmesi normal mi?”, http://mustafadurmusblog.blogspot.com
(9 Eylül 2023).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder