Pasaportun kadar konuş
Mustafa
Durmuş
25
Temmuz 2023
Vergi artışlarının ve giderek artan hayat
pahalılığının dışında, son günlerin en çok konuşulan konularından biri yurt
dışına seyahat etmek isteyen yurttaşlarımızın, özellikle de Avrupa ülkelerine
yapmış oldukları vize başvurularına verilen yanıtların normalden çok uzun zaman
alması ve bu başvurulardaki ret oranının giderek artması.
Bu duruma gelinmesinde, ülke yönetimleri arasında
zaman zaman yaşanan gerilimlerin dışında, son yıllarda Batılı ülkelerde yapılan
iltica başvuruları içinde yurttaşlarımızın Suriye ve Afganistan
vatandaşlarından sonra üçüncü sırada yer almasının (1) önemli bir payı olduğu
kuşkusuz.
İşin gerçeği, çok sayıda devlet, ülkeye girişte ön
vize alınmasını şart koşuyor (bazen ön vize bile varış noktasında ülkeye
girmeyi garanti etmiyor).
Diğer taraftan, hem siyasal hem de ekonomik
nedenlerden ötürü Türkiye’den çıkışların (üstelik de hekimler ve bilişimciler
gibi nitelikli işgücü ağırlıkta olmak üzere) giderek arttığı da malum. Bu da vize
alınma sürelerinin uzamasına neden olduğundan,
hali vakti yerinde olan yurttaşlarımızın bile ellerine pasaportlarını
alıp turistik amaçlı seyahat edebilmeleri zorlaşıyor.
Pasaport Endeksi
“Henley Pasaport Endeksi” adlı bir uluslararası endeks
var. En son bu yılın üçüncü çeyreğinde hazırlanan bu endeks her yıl düzenli
olarak yayımlanan Henley Küresel Hareketlilik Raporu’nda yer alıyor.
Henley Küresel Hareketlilik Raporu’nun ise önde gelen
akademisyenler ve uzmanların küresel insan hareketliliği kalıplarını etkileyen
ana eğilimler hakkında yorumlarını içeren ve dünyada bu konudaki tek kapsamlı rapor
olduğu ileri sürülüyor.
Rapor, jeopolitik analizleri esas alarak, ülkelerin sınırlarının
açıklığının ekonomik fırsatları nasıl artırdığından, sürdürülebilir seyahatlere
ve medikal turizmin yükselişine kadar dünyamızı şekillendiren bazı olgulara
odaklanıyor ve önümüzdeki aylarda bizleri nelerin bekleyebileceğine dair özel
içgörüler sunuyor. (2)
Raporda yer verilen Pasaport Endeksi ise 199 farklı
pasaport ve 227 farklı seyahat noktası dâhil olmak üzere Uluslararası Hava
Taşımacılığı Otoritesi'nden (IATA) alınan verilerden yararlanılarak, hangi ülke
vatandaşlarının vizesiz olarak kaç ülkeye seyahat edebildiklerini gösteriyor.
Bu endekse göre, vatandaşları 192 ülkeyi önceden
vizesiz ziyaret edebilen Singapur dünyanın en güçlü pasaportuna sahip ülkesi
konumunda. Almanya, İtalya ve İspanya 190 ülkeyi ön vizesiz ziyaret edebilen
vatandaşlarıyla ikinci sırada yer alıyor. Amerika Birleşik Devletleri ise listenin
biraz gerisinde (8’nci sırada) yer alsa da, vatandaşlarının 184 ülkeye ciddi
kısıtlamalar olmadan girmesine olanak sağlıyor. Litvanya pasaportunun da benzer
bir gücü var.
Türkiye:
104 ülke arasında 51. sırada
Yelpazenin diğer ucunda, örneğin Afganistan, Irak ve
Suriye’deki pasaport sahipleri için ise durum oldukça farklı. Öyle ki Taliban
yönetimi altındaki Afganistan pasaportu ile ön vizesiz sadece 27, savaşla
parçalanmış Irak pasaportu ile 29 ve Suriye pasaportu ile 30 ülkeye giriş
yapılabiliyor.
Türkiye Cumhuriyeti pasaportuna sahip olanlarsa 114
ülkeye ön vize almaksızın girebiliyorlar. Böylece Türkiye, yurttaşlarının T.C. pasaportu
ile ön vizesiz seyahat edebildikleri endekste yer alan 104 ülke arasında ancak 51’inci
sırada kendisine yer bulabiliyor.
Ekonomi ve demokrasi ile orantılı
Genelde ekonomik gücünüz ve demokrasiniz ile orantılı
olarak yurttaşı olduğunuz ülkenizin pasaportunun gücü de değişiyor. Büyük ve istikrarlı ekonomilere ve iyi işleyen parlamenter demokratik
rejimlere sahip Batı ülkeleri buna bir
örnek oluşturuyor.
Diğer yandan sadece tek başına ekonomik güç de yeterli
olmuyor. Örneğin Çin dünyanın en büyük ekonomik güçlerinden biri olmasına
rağmen Çin pasaportu ile ön vizesiz olarak sadece 80 ülkeye seyahat
edilebiliyor.
Buna karşılık adları neredeyse hiç duyulmamış bazı
küçük ülkelerin, örneğin St. Kitts and Nevis pasaportu ile 155 ülkeye, Mauritus
pasaportu ile 148 ülkeye, Grenada pasaportu ile 146 ülkeye, Tonga pasaportu ile
129 ülkeye ön vizesiz seyahat edilebiliyor.
Bize gelince, yaşamakta olduğumuz ekonomik çöküş bir
yana, son yıllarda demokrasi, barış ve insan hakları konusunda da büyük
defolarımızın olduğu ve bu yüzden de uluslararası arenada ciddi bir itibar
kaybettiğimiz çok açık. Buna bir de AB ülkelerine iltica başvurusunda bulunan
yurttaşlarımızın sayısının 2016 yılından bu yana yaklaşık 10 kat arttığı (3) gerçeği
eklendiğinde neden bu durumda olduğumuz daha net anlaşılıyor.
Dip notlar:
(1) “AB'ye
geçen yıl 924 bin iltica başvurusu yapıldı”, https://www.dw.com/tr (22 Ocak 2023).
(2) https://www.henleyglobal.com/publications/global-mobility-report/2023-q3
(23 Temmuz 20239.
(3) https://tr.euronews.com/nato-uyeligi-tart-smas-isvec-ve-finlandiya-kac-turk-vatandas-n-n-iltica-basvurusunu-kabul
(29 Kasım 2022).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder