Şimdi
“biz nerede yanlış yaptık” sorusunu sormanın zamanı
Mustafa
Durmuş
17
Temmuz 2023
Sayıları 16 milyonu bulan emeklilerin maaşlarına (yalnızca
kök maaşlara) yapılan zamların yüzde 25 ile sınırlı tutulmasından ve aynı gün
KDV oranlarının artırılmasından dolayı hayal kırıklığına uğrayan milyonlar, dün
gece petrole yapılan büyük zamlarla muhtemelen şoka girdiler.
Örnek olarak, Ankara’da benzinin vergiler dâhil litre fiyatı
34,48 TL, motorinin litre fiyatı 32,80 ve LPG’nin litre fiyatı 13,90 oldu.(1)
Kısaca, “pompa fiyatları” olarak tabir edilen perakende petrol fiyatları ortalama
yüzde 20 arttı. Bu da daha önce 1,500 TL’ye doldurulan bir otomobilin yakıt deposunun
artık 1,800 TL’ye doldurabileceği anlamına geliyor.
Ayrıca son 16 ayda benzinin litre fiyatının yüzde 79, motorinin
litre fiyatının yüzde 89,6 ve LPG’nin litre fiyatının yüzde 90,4 arttığının
altını çizelim.
Bu
fahiş zam niye?
Peki, insanımız bunca büyük bir ekonomik sıkıntı
yaşarken bu fahiş zamlar neden yapıldı? Acaba yine “dış güçlerin saldırı
altında mıyız” yani dünyada petrol fiyatları artırıldığı için mi bizde de
fiyatlar attı? Ya da petrol dağıtımı yapan şirketler kâr marjlarını mı
yükselttiler?
Aslında ikisi de değil.
Bilindiği gibi, akaryakıt pompa fiyatlarını belirleme
yetkisi bir regülatör kamu kuruluşu olan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na (EPDK)
ait. Yani bu kurum normalde piyasalardaki gelişmelere bağlı olarak belli kâr
marjlarıyla pompa fiyatlarını belirliyor. Kurumun sitesinde kâr marjlarında bir
değişikliğe gidildiğine dair bir yeni bilgi mevcut değil. O halde, akla ilk
gelen neden dünyada petrol fiyatlarının arttığı.
Zira Covid-19 salgını sırasında ve Ukrayna savaşı
sonrasında dünyada ham petrol fiyatları varil başına 130 dolara kadar
yükselmişti. Buna rağmen Mart’ta (Ukrayna savaşı devam ederken) benzinin Türkiye’deki
litre fiyatı 19,3 TL idi.
Dünyada
petrol fiyatları artmıyor
İşin gerçeği bu aralar dünyadaki ham petrol fiyatları
artmıyor, hatta son bir iki gündür düşme eğiliminde. Öyle ki Brent petrolünün
varil fiyatı (bizde petrole zam yapıldığı saatlerde) yüzde 2’ye yakın düştü ve varil
başına 78,5 dolar oldu. (2)
Bir diğer neden TL’nin dolar karşısında değer kaybının
sürmesi olabilir zira petrol sadece dolar ile satın alınabiliyor ve kur
arttıkça petrolün maliyeti de artıyor. Nitekim bir süredir izlenen yanlış
ekonomi politikaları yüzünden ülke ekonomisi bir döviz krizinin eşiğine geldi
ve dolar kuru 26,2 TL’ye kadar yükseldi.
Vergiler
3 kat artırıldı
Ancak “Şeytan ayrıntıda gizlidir” misali asıl neden bu
da değil. Ayrıntıya girdiğimizde petrol fiyatlarındaki bu artışın asıl
nedeninin dün gece benzin, motorin, LPG fiyatlarına yapılan devasa zamlar
olduğunu görüyoruz.
Öyle ki daha bir hafta önce petrol ürünlerinden alınan
Katma Değer Vergisi (KDV) oranının yüzde 18’den yüzde 20’ye yükseltilmesi
yetmiyormuş gibi, benzinden litre başına 2,52 TL olarak alınan Özel Tüketim
Vergisi (ÖTV) 7,52 TL’ye, motorinde 2,05 TL olan ÖTV 7,05 TL’ye ve LPG’de 1,77
olan ÖTV 5,77 yükseltildi. (3)
Özetle ÖTV; benzinde yaklaşık 3 kata, motorinde 3,4
kata ve LPG’de 3,3 kata yakın, yani ortalama 3 kat artırıldı. Fiyatları artıran
tek etken de bu aslında.
Vergi
yükü yüzde 45’e çıktı
Aşağıdaki tablodan da görülebileceği gibi, bu üç akaryakıttan
alınan toplam verginin yükü bu son vergi zamlarıyla birlikte yüzde 45 oldu.
Yani aldığımız her litre akaryakıtın fiyatının neredeyse yarısı vergilerden
oluşuyor.
|
Vergisiz litre fiyatı (TL) |
ÖTV (litre başına TL) |
KDV (Litre başına TL, % 20) |
Toplam vergi (litre başına TL) |
Vergi yükü (%) |
Vergili litre fiyatı (TL) |
Benzin |
28,74 |
7,52 |
5,54 |
13,26 |
38.5 |
38,48 |
Motorin |
27,34 |
7,05 |
5,46 |
12,51 |
38,1 |
32,8 |
LPG/Oto gaz |
11,58 |
5,77 |
2,32 |
8,09 |
58,2 |
13,90 |
İşin kötüsü vergi artışları petrolden alınan ÖTV oranlarının 3 kat civarında artırılmasıyla sınırlı kalmayacak. Nitekim bugün de doğalgazdan alınan ÖTV oranları artırıldı. Otomotiv ürünleri ve elektronik eşyadan alınan ÖTV de artırılacak (bu konu Murat Batı hocanın son yazısında detaylı bir biçimde ele alınıyor) (4)
Kamu
maliyesi krizi devrede
Neden mi? Çünkü artık döviz krizinin yanı sıra, bunun
ikizi olan “kamu maliyesi krizimiz de
var. Öyle ki bu yıl ki bütçe açığı 1,5
trilyon TL’nin üzerine çıkacak ve bu açık öncelikle bizlerden alınan bu ÖTV ve
KDV gibi dolaylı vergilerle kapatılacak. Satılabilirse T. Varlık Fonu’nda yer
alan kârlı şirketler yabancılara satılacak. Yani özelleştirme yapılacak, oradan
gelir temin edilecek. Bunun yetmediği yerde Cumhurbaşkanına verilen yaklaşık
2,2 trilyon TL’lik borçlanma yetkisi devreye girecek. O da yetmezse Merkez
Bankası para basacak.
Tüm bunların enflasyonu daha da artıracağı, TL’nin
daha fazla değer kaybına neden olacağı ve cari açığı daha da büyüteceği açık.
Açık olan bir şey daha var o da başta emekçiler olmak üzere toplumun büyük
çoğunluğunu çok zor günlerin bekliyor olması. Yapılan memur zamları şimdiden
erimeye başladı, daha da yükselecek olan enflasyon ve artacak olan hayat
pahalılığı ile yüzleşmeye devam edeceğiz.
Şimdi “biz nerede hata yaptık” diye sormanın tam zamanıdır…
Dip notlar:
(1) https://www.petrolofisi.com.tr/akaryakit-fiyatlari/ankara-akaryakit-fiyatlari
(16 Temmuz 2023).
(2) https://oilprice.com/oil-price-charts
(16 Temmuz 2023).
(3) 7390 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı, RG
sayı 32250 (15 Temmuz 2023).
(4) https://t24.com.tr/yazarlar/murat-bati/erdogan-yetkisini-kullaninca-otv-yagdi-dayanikli-tuketim-mallarinda-da-ek-vergi-artisi-gundemde
(16 Temmuz 2023).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder