Faizi
mi, anaparayı mı silelim, yoksa eğitimi tümden elden mi geçirelim?
Mustafa
Durmuş
22 Temmuz 2022
Öğrencilerin KYK borçlarının faizlerinin
silinmesinin yaklaşan genel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde
önemli bir gündem maddesi haline geldiği çok açık.
Çünkü bu borçlar, mezun oldukları halde işe de giremeyen,
dolayısıyla geri ödeme imkânı olmayan milyonlarca emekçi çocuğunun ve
ailelerinin olduğu gibi, öğrencilikleri devam edenler için de adeta bir kâbus
haline geldi. Bu da öğrencilerin ve ailelerinin haklı tepkisine neden oluyor.
Bu kesimlerin oylarının önümüzdeki
seçimlerin sonuçlarını ciddi olarak etkileyeceğini tahmin etmek zor olmaz. Bu
yüzden de, Kılıçdaroğlu’nun ön alarak
öğrencilerin yanında olan açıklamalar yapması karşısında, iktidarın bu borçlara
dönük rahatlatıcı bir şeyler yapması kaçınılmaz oldu.
ABD’de 1,5 trilyon dolarlık öğrenci kredisi borcu
Bu sorunun benzeri bir sorun ABD’de
yaşanıyor. Ancak boyutları itibarıyla bu çok daha büyük bir sorun. Çünkü bu ülkede
öğrenci kredisi borçlusu öğrenci sayısı 41 milyonu buluyor.
Dahası The Economist’e göre, 2020 yılında
bu borcun toplamı 1,5 trilyon doları buluyor ve bu haliyle GSYH’nin yüzde
7’sini oluşturuyor (1)
Bu yüzden de, bu ülkede bir sonraki
patlayacak olan finansal balonun öğrenci borçlarından oluşan bir balon olacağı,
bunun da sistemi bir finansal krize sürükleyebileceği yönünde yorumlar
yapılıyor. Çünkü bu ülkedeki öğrenci kredi borçları ağırlıklı olarak özel ticari
bankalara yapılıyor.
Sorunun
kaynağı: Eğitimin özelleştirilmesi, metalaştırılması, ticarileştirilmesi ve
finansallaşma
Her iki örnek de neo-liberalizm ile
birlikte eğitim alanının metalaştırılmasının, ticarileştirilmesinin ve
finansallaştırılmasının tipik birer sonucu. Böyle bir borçlandırma stratejisi,
bankalara ve kâr sıkışması yaşayan diğer sektörlere yeni kârlar yaratma imkânı
sağlamanın yanı sıra, alt-orta sınıfları teslim almak gibi sistemin egemenleri
açısından somut bir işlev de görüyor.
Çünkü bu borçları ödemek zorunda olan
öğrenciler ve/veya ailelerinin işlerini ve gelir kaynaklarını kaybetmemek için
sistem ile ters düşmemesi, örneğin hak arama mücadelesine girmemesi, sendikalarda
örgütlenmemesi, düzene karşı gelmemesi gerekiyor.
Öte yandan sorun giderek büyüyünce
hükümetler de kendilerini önlemler almak zorunda hissediyorlar. Zira her iki
ülkede de gelir adaletsizlikleri, işsizlik, enflasyon ve yoksulluk öyle
boyutlara erişti ki bunların bir süre sonrasında ciddi toplumsal başkaldırılara
yol açması ve öğrenci kredi borcu sorununun bunu tetiklemesi bir hayli mümkün.
Bu yüzden de burjuva hükümetler sadece bir
seçim yatırımı olarak değil, olası bir finansal krizi ve sosyal krizi önlemek
ve daha da önemlisi düzeni sürdürebilmek için de bu sorunu hafifleterek
geçiştirme yolunu seçiyorlar.
Türkiye’de
faizler silinirken, ABD’de anaparadan indirimler yapılacak
Türkiye’de şu ana kadarki alınan kredi
borçlarının anaparasına dokunulmazken faizlerinin silineceği yönünde bir resmi
açıklama yapıldı. ABD’de ise Biden Yönetimi (seçim kampanyası sırasında verdiği
sözün bir gereği olarak), bir önceki yıl 150.000 dolardan az kazanan veya evli
çiftler için 300.000 dolardan az kazanan Amerikalı yükseköğrenim gören ya da
mezun öğrencilerin borçlarından 10,000 dolar silinmesini öngören bir yasal
düzenleme hazırlığı içinde (2).
Bu borç silme işinin Türkiye’de 3 milyon 157
bin genci ilgilendirdiği ve bütçeye maliyetinin 26 milyar TL civarında olacağı
ileri sürülüyor. (3) Ancak, bu yıl sermaye kesiminden ‘vergi indirimi, muafiyet
ve istisna’ adı altında bunun 13 katı kadar verginin alınmayacağının altını da çizelim.
Yani milyonlarca öğrenci için yapılan fedakârlık, sermayedarlara yapılan
kıyağın yanında devede kulak kalıyor.
ABD’de ise borç silme işiyle yaklaşık 14
milyon gencin borcunun tamamen sona erdirileceği, bunun federal bütçeye
getireceği yükün ise 230 milyar doları bulabileceği ileri sürülüyor. Böylece
toplam öğrenci borçlarında yüzde 20’lik bir azalma sağlanacak.
Faiz
ya da anapara borcunu azaltmak çözüm değil!
Diğer yandan bu konuda bir hemen yapılması
gerekenler, bir de gelecekte yapılması gerekenler var.
Hemen yapılması gereken şey sadece
faizlerin ya da anaparanın bir kısmının silinmesi değil, tüm borçların
bütünüyle silinmesidir. Sermayeden yüzlerce milyar TL’lik vergiyi almaktan
vazgeçen iktidar isterse, vazgeçtiği bu vergilerin bir kısmını almaya
başlayarak, bunu çok rahat yapabilir.
Ancak yükseköğrenimdeki öğrencilerin
sorunlarının sadece kredi borcundan ibaret olmadığı, bunun yanı sıra barınma,
geçinme, yeterli beslenme, ulaştırma, okul malzemelerinin ücretsiz temini,
eğlenme, sosyalleşebilme ve laik, bilimsel bir eğitime erişim başta olmak üzere
diğer konularla ilgili sorunlarının da olduğu, dahası mezun olduklarında eğitimlerine,
tercihlerine uygun ve insan onuruna yakışır ücret sunan işlere giremedikleri
gerçeği de kabul edilmeli.
Köklü
bir değişim gerekiyor
Kısaca, kredi borçlarının silinmesi sadece
bir başlangıç olmalı ama asıl olarak bu alanda köklü bir ilerici değişim ve dönüşüm
mutlaka gerçekleştirilmelidir.
Böylece, eğitimdeki özelleştirmelerden
vazgeçilmeli, eğitim alanı bütünüyle, yeni bir kamusallık tanımı altında
toplumsallaştırılmalı ve tüm düzeylerde nitelikli- ücretsiz demokratik bir
eğitim ayrımcılık yapılmadan verilmelidir.
Ancak böyle bir dönüşümü gerçekleştirmenin
zor olduğunun çünkü bunun antikapitalist bir paradigmayı ve buna uygun program
ve politikaları hayata geçirmeyi gerektirdiğinin de bilincinde olmak gerekiyor.
Bu da buna uygun bir iktidarı inşa etmekten geçiyor.
Bu yüzden de, otoriter bir burjuva
iktidarının karşısındaki öz itibarıyla kısmi özgürlükçü bir diğer burjuva muhalefetin
bunu yapamayacağını bilelim. Diğer yandan böyle olası bir iktidarı bu tür bir değişim
ve dönüşüme yönelik adımlar atmaya zorlarken,
mücadeleyi asıl olarak emekçilerin
iktidarını inşa etmeye dönük olarak sürdürmeye odaklanalım.
Artırımcı küçük adımlar, karşı devrimci
değişimin gelgit dalgasını durdurmak için ya da özgürleştirici bir eğitim düzeni
inşa etmek için yeterli olmayacaktır. Köklü bir sistem değişikliği tüm toplumu
kurtaracak olan radikal dönüşümün tek hızlı ve etkili aracıdır.
Dip notlar:
(1) https://www.economist.com/finance-and-economics/student-debt-in-america-amounts-to-over-15trn
(22 February 2020).
(2) https://www.washingtonpost.com/us-policy/biden-student-debt-borrower
(27 May 2022).
(3) https://finans.mynet.com/haber/detay/ekonomi/guncel-kyk-borcu-odeyenlerin-faizleri-de-silindi-mi-cumhurbaskani-erdogan-in-kyk-faiz-karari-sonrasi-herkes-bunu-ariyor
(18 Temmuz 2022).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder