Fitch’in
2023 seçim senaryosu üzerine kısa bir değerlendirme
Mustafa
Durmuş
3
Aralık 2022
Dünya’daki üç büyük kredi derecelendirme
kuruluşundan birisi olan Fitch’in (diğerleri Standard & Poor’s ve
Moody’s)Türkiye’de gelecek yıl yapılacak olan seçimleri analiz eden bir
raporunda 2023 seçimlerinin sonuçlarına ilişkin üç olası senaryoya yer
veriliyor. (1)
En ağırlıkta olan senaryo altında, (i) Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yüzde 55
olasılıkla Cumhurbaşkanlığı seçimini
kazanması, buna karşılık, tekrarlanan 7 Haziran 2015 seçimlerinde olduğu gibi,
AKP’nin Meclis çoğunluğunu kaybetmesi bekleniyor.
Diğer iki senaryo ise yüzde 22,5’er
olasılıkla, sırasıyla: (ii) Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığını ve AKP’nin Meclis’te
çoğunluğu kazandığı ve (iii) Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilemediği ve AKP’nin
Mecliste birinci parti olma durumunu kaybettiği senaryolar.
Dış
politika belirleyici olacak
Doğallıkla ilk senaryo daha fazla dikkat
çekiyor. Bu senaryonun gerçekleşmesinde de en etkili faktörün izlenmekte olan
dış politika olduğu ileri sürülüyor. Bu noktada çok önemli bir ayrıntı var.
Kuruluş, Erdoğan’ın izlediği dış politikadan
(ve Suriye ve Irak’ta yürüttüğü askeri operasyonlar da dâhil) elde edeceği
olası başarının onun tekrar seçilmesinde en önemli etken olacağını çünkü bu politika
ve askeri operasyonların, konuyu bir “milli mesele gibi gören” bu nedenle de
iktidarın yanında olan ana akım muhalefet (6’lı Masa) tarafından da
desteklendiğini ileri sürüyor.
Kısaca Fitch, ilk senaryosuna göre, “2023
seçimlerinde Erdoğan'ın marjinal bir galibiyet elde edeceğini, ancak Türkiye'yi
uzun süreli bir siyasi kaosa sürüklememek için milletvekilliği seçimlerinin sonuçlarını
kabul etmek zorunda kalacağını” düşünüyor:
“Erdoğan
muhalefete yeni kabinede görev teklif edecektir. Eğer Erdoğan muhalefete yeni kabinede önemli
mevkiler sunarsa, ana muhalefet iç politika konusunda daha büyük bir rol
üstlenebilir. Bu da bazı ortodoks ekonomi politikalarına dönüşün önünü açabilir”.
Seçim
sonrası ekonomik durum parlak değil
Bu senaryonun gerçekleşmesi halinde kuruluş
ekonomideki durumun şöyle gelişmesini bekliyor:
2023 yılında ekonomi ılımlı bir büyüme
sağlar, para politikası sıkılaştırılır (faizler yükseltilir), maliye politikası
gevşetilir ve TL daha da değer kaybeder.
2024 yılında ise ekonomi iyice daralırken,
para ve maliye politikası 2023’teki gibi yürütülür ancak TL biraz daha
zayıflamayı sürdürürken kur oynak bir hal alır. Ekonomi ancak 2025 yılında tekrar
ılımlı bir büyüme sağlar.
Kısaca bu senaryo altında önümüzdeki üç
yıl ekonomide durum pek parlak görünmüyor. Her halükarda faturayı emekçiler
ödeyecek gibi görünüyor.
Bazı ekonomik göstergeler
|
2023 |
2024 |
2025 |
Ekonomik
büyüme |
%
2,5 |
%1,4 |
%
2,2 |
Enflasyon
|
%
26,1 |
%
17,2 |
%
16,1 |
Bütçe
açığı |
%
- 4,4 |
%
- 4,5 |
%
- 4,2 |
Cari
açık |
%
- 4,9 |
%
- 4,4 |
%
- 3,8 |
Para
politikası |
Sıkı |
Sıkı |
Gevşek |
Maliye
politikası |
Gevşek |
Gevşek |
Sıkı |
Döviz
kuru ($/TL) |
23,2 |
24,6 |
24,5 |
Fitch ne anlatmaya çalışıyor?
Uluslararası finansal sermayenin sözcüsü
konumundaki bir kuruluş olan Fitch’in bu değerlendirmesini nasıl yorumlamak gerekiyor?
Kuruluş gönlünden geçenleri mi anlatıyor, yoksa gerçekleşmesi muhtemel bir somut
durumu mu dile getiriyor?
Bir başka anlatımla, kuruluş neo-liberal
politikaları sürdürerek küresel sermayeye güven veren bir yeni devlet
ittifakını mı murat ediyor? Yoksa gerçekçi bir tahmin ile seçimlerin nasıl
sonuçlanabileceğini mi öngörüyor?
Fitch’in bu senaryosu tartışmalı olabilir.
Ancak “dış politika ve askeri operasyonlar konusunda iktidar ve muhalefetin
ortak davrandığı” tespiti son derece gerçekçi.
Ciddi bir ekonomik kriz ve yüksek bir
enflasyon altında, derin bir yoksulluğun ve yaygın işsizliğin yaşandığı bir
ortamda, mealen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinde askeri operasyon ve dış
politikada elde edeceği olası bir zaferle milliyetçi oyları artırmaktan başka yol
kalmamışken, muhalefetin bu konularda iktidara vermekte olduğu destekle
Erdoğan’ın işini kolaylaştıracağı yönündeki tespit gerçekçi bir tespit gibi
görünüyor.
6’lı
Masa durumun farkında mı?
Bu noktada asıl önemli olan 6’lı Masa’nın
bu durumun ne kadar farkında olduğudur. Bu noktada da kamuoyunda iki görüş mevcut.
İlkine göre, 6’lı Masa kendi iç çelişkileri
nedeniyle (özellikle de İYİP’in talepleri üzerine) dış politikada iktidar bloku
gibi davranmak durumunda kalıyor.
İkincisine göre 6’lı Masa aslında devletin
içindeki bir kısım muhalefetin sözcülüğünü yapıyor. İktidara karşı bir görünüm sergilerken
devletin dış politikasına sahip çıkıyor.
Nedeni hangisi olursa olsun sonuç aynı
olacaktır. Eğer Fitch bu tespitlerinde haklı çıkarsa kaybeden sadece toplumsal muhalefet
değil, aynı zamanda sahnede muhalefette gibi görünen siyasal partiler de
kaybedecekler, hatta bazıları yok olmaya yüz tutacaktır. Demokrasi açısından
böyle bir kaybın sorumluluğu da kuşkusuz bu yenilgide etkili olan bu siyasal
partilere ve oluşumlara ait olacaktır.
Dip notlar:
(1)
Fitch Solutions, “Rising Risks to Turkey’s Outlook, A scenario analysis
into Turkey’s 2023 elections”, (November 2022).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder