Takke
düştü, kel görünüyor
Mustafa
Durmuş
21
Mart 2024
Yerel seçimler yaklaştıkça özellikle de Saadet ve Yeni
Refah gibi Milli Görüş temelli siyasal partilerin sözcüleri iktidarı ve
Erdoğan’ı Saray’ın izlediği İsrail politikası üzerinden eleştirmeye devam
ediyorlar.
İşin gerçeği haksız da değiller zira siyonist İsrail
devleti ve siyasi geleceğini Filistin halkını yok etmeye endekslemiş olan
İsrail Devlet Başkanı Netenyahu, tüm dünyanın gözü önünde soykırıma devam
ediyor.
Batı
destekliyor, Arap devletleri sessiz, Türkiye ikircikli
Başta ABD ve Avrupa ülkeleri olmak üzere Batı dünyası
büyük ölçüde bu soykırıma göz yumarken, hatta bazıları İsrail’e para ve silah
desteği sağlarken, Arap ülkeleri sessiz kalıyor.
Türkiye ise her zamanki ikircikli konumunu sürdürüyor.
Türkiye’nin ve Erdoğan’ın durumu tam olarak “aşağı tükürsen sakal, yukarı
tükürsen bıyık” örneğindeki gibi bir durum. Öyle ki İsrail’e yaptırım
uygulamaya kalksa, bu ülkeye ciddi boyutlarda sivil ve askeri malzeme ve ürün satan,
başta kendi sermaye tabanı olan MÜSİAD sermayesi olmak üzere Türk sermayesinin ticari
çıkarları zedelenecek ve ayrıca ABD bundan rahatsız olacak. Diğer yandan tavır
almasa ülkedeki İsrail karşıtı seçmeni karşısına alacak ki yerel seçimler
öncesinde bu ciddi bir risk oluşturduğundan bunu hiç istemiyor.
“Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar”
Bu yüzden de “karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar”
misali söylemde Netenyahu’nun kişiliğinde İsrail sert biçimde kınanıyor, eylemde
ise İsrail ile Türkiye arasındaki ticaret hızlanarak artıyor.
Diğer yandan İsrail devletince öldürülen Filistinli
sayısı 23 bini aştı ve bunun yarısından fazlasını elinde silah olmayan masum
Filistinli kadınlar ve çocuklar oluşturuyor.
Dahası, Birleşmiş Milletlere göre, Gazze'de 1,1 milyon
insan (nüfusun yarısı) gıda kaynaklarını ve açlıkla başa çıkma kapasitelerini
tamamen tüketmiş durumda. Felaket boyutunda açlıkla (IPC Aşama 5) mücadele ediyor.
Sadece temel gıda ihtiyaçlarının karşılanması için her gün en az 300 kamyonun
Gazze’ye girmesi ve özellikle kuzeyde gıda dağıtımı yapması gerekiyor ama yılbaşından
beri sadece 9 konvoya izin verildi. (1)
“Konuşmak
bedava ama para kaybetmek maliyetli”
18 Mart 2024 tarihinde Monthly Review adlı bir dergide
yukarıdaki başlıkla bir makale yayımlandı. (2)
Bu makaleye göre, Ankara ve Tel Aviv arasında
kamuoyuna yansıyan siyasi gerilimlerin ticari cephede hiçbir olumsuz etkisi
olmadı. Zira Ankara için siyasi ve ekonomik hedefler insani kaygıların önüne
geçiyor. Ankara, halktan gelen Gazze’de yaşanan soykırıma yönelik yaygın öfkeye
ve ikili ilişkilerin tamamen kesilmesi çağrılarına rağmen, İsrail ile Türkiye
arasındaki ticaretin devam etmesine izin veriyor.
“Erdoğan'ın hesaplarını anlamak zor değil: Türkiye şu
anda ekonomik bir krizle boğuşuyor ve toparlanmasını sağlamak için İsrail
yanlısı Washington ve AB ile bağlarını güçlendirmeye büyük yatırım yapıyor”.
İÇDAŞ
ve MÜSİAD başrolde
Türkiye ile İsrail arasındaki ticaret savaştan bu yana
artmakla kalmadı, aynı zamanda ticaret ve nakliye işlemlerinin çoğu Erdoğan tarafından
desteklenen bir grup olan Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneğine (MÜSİAD)
bağlı şirketler tarafından yürütülüyor.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre,
Türkiye'nin İsrail'e ihracatı 2000’li yılların başında 1,4 milyar dolar iken,
bu beş kat artarak 2023 yılında 5,1 milyar dolara ulaştı. Ayrıca Türkiye,
İsrail’in en çok ithalat yaptığı ilk dört ülke arasında yer alıyor.
Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, gazeteci Kemal
Öztürk ile yaptığı bir söyleşide 7 Ekim - 31 Aralık 2023 tarihleri arasında
Türk limanlarından İsrail limanlarına günde ortalama 8 sefer olmak üzere 701
geminin hareket ettiğini açıkladı. Bu sayı, doğrudan Türk limanlarından
İsrail'e giden 480 gemiyi ve İsrail'e giderken Türkiye’ye yanaşan üçüncü ülke
limanlarından gelen 221 gemiyi kapsıyor.
Çelikten
enerjiye, sebzeden otomobile…
Türkiye, İsrail'in çelik, çimento, sebze, meyve,
otomobil ve elektrikli ev aletleri gibi kritik ihtiyaçlarını karşılamaya devam
ederken, Zorlu Holding de işgal devletindeki enerji yatırımları sayesinde
İsrail'in elektrik ihtiyacının yüzde 7'sini karşılıyor.
Türkiye, İsrail'in çelik ithalatının yüzde 65’ini
karşılarken, MÜSİAD’a bağlı çok sektörlü Türk holdingi İÇDAŞ, işgal devletine
ihracat yapan kilit firmalardan biri olarak dikkat çekiyor. Sadece 7 Ekim’de
Gazze savaşının başlamasından bu yana İÇDAŞ İsrail’e 50.000 ton çelik sevk
etti.
Bu çeliğin bir kısmı İsrail'in askeri sanayisinde,
bilhassa yoğun nüfuslu Gazze bölgesini yok etmek ve komşu Lübnan ve Suriye'ye
saldırmak için kullanılan mühimmat üretiminde kullanılıyor. Özellikle, ICDAS
2023 yılında 64 ve 7 Ekim'den sonra 9 sevkiyatla Hayfa limanına çelik
ihracatını hızlandırdı. TİM'in verilerine göre İÇDAŞ Ocak 2024'te 35 milyon
dolar, Şubat ayında ise 38,5 milyon dolar değerinde çelik ihraç etti. Öyle ki İsrail'in
69’ncu kuruluş yıldönümü münasebetiyle düzenlenen bir törende İÇDAŞ,
Türkiye'den İsrail'e en fazla ihracat yapan şirket olarak onurlandırıldı.
Türk
çimentosu İsrail ordusuna satılıyor
Buna ek olarak, İsrail çimento ihtiyacının yüzde
95'ini Türkiye'den karşılıyor ve bu müşteriler arasında İsrail Savunma
Bakanlığı da yer alıyor. TÜİK’e göre, İsrail'e çimento ihracatı 2023 yılında
toplam 174 milyon dolar olarak gerçekleşirken, bu rakamın 6,39 milyon dolarlık
kısmı 7 Ekim'den bugüne kadar kaydedildi.
İsrail'e çimento ihracatı yapan önde gelen Türk
firmaları arasında Akçansa, Limak, Oyak, Nuh Çimento ve Eren Holding yer
alıyor. MÜSİAD üyesi olan Eren Holding özellikle 7 Ekim'den bu yana İsrail'e
200.000 tonun üzerinde çimento ihraç etti.
Kısacası
artık “takke düştü kel görünüyor…”
Dip notlar:
(1) https://www.wfp.org/news/famine-imminent-northern-gaza-new-report-warns
(18 Mart 2024).
(2) https://mronline.org/2024/03/18/the-turkiye-israel-trade-boom-talk-is-cheap-but-money-talks
(18
Mart 2024).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder