4 Mart 2024 Pazartesi

 

YANLIŞLARI TEŞHİR ETMEYİ, HAKSIZLIKLARLA MÜCADELE ETMEYİ, BARIŞI VE DEMOKRASİYİ SAVUNMAYI SÜRDÜRECEĞİZ

Mustafa Durmuş

4 Mart 2024


Geçen hafta benim açımdan oldukça yoğun geçti.

YENİ YAŞAM DERNEĞİ SÖYLEŞİSİ

Geçen Pazar günü Batıkent’teki Yeni Yaşam Derneği’ndeki kahvaltılı bir söyleşide 70 civarında katılımcı ile çok verimli bir söyleşi gerçekleştirdik. Söyleşinin konusu genel olarak “ekonomik gelişmeler, kriz ve emek perspektifinden bu krizden nasıl çıkılabileceği” idi. Bu söyleşiye DEM Parti Ankara BŞB Başkan Adayı Avukat Öztürk Türkdoğan da katıldı ve seçime ilişkin düşüncelerini çok kısaca anlattı, notlarını da aldı. Beni bu etkinliğe konuşmacı olarak davet ettikleri için Yeni Yaşam Derneği’nin yöneticilerine çok teşekkür ediyorum.

HALK TV “ŞİRİN PAYZIN İLE SÖZÜM VAR” PROGRAMI

Düzenli yazı yazdığım T24 Haber Sitesi’nde yayımlanan “Türkiye-Somali askeri anlaşmasının satır arası okumaları” başlıklı son yazım, Halk TV’den Şirin Payzın ve arkadaşları tarafından fark edilmiş olmalı ki beni Çarşamba gecesi saat 24’te “Sözüm Var” programına, canlı bağlantıya davet ettiler. Oldukça verimli olduğunu düşündüğüm bir program oldu ve sanırım ilk kez bu ekranlarda Türkiye’nin “alt emperyalist” bir konumda olup olmadığı tartışıldı. Bu davet için başta Şirin Payzın olmak üzere tüm program yapımcılarına ve Halk TV’ye teşekkür ediyorum.

MALİYE BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNE AÇILIŞ DERSİ

Perşembe günü, emekli olduğum HBV Üniversitesi’nden çalışma arkadaşım  Maliye Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Bilgen Taşdoğan’ın nazik davetiyle yaklaşık 80-90 civarında Maliye Bölümü dördüncü sınıf öğrencisine bir açılış dersi verdim. Toplam 3 saat süren derste “üniversitenin anlamını”, “çoklu krizleri”, “bunun karşılığında ülkenin nasıl emekten, doğadan yana ve toplumsal cinsiyet eşitlikçi bir kalkınma ve gelişme paradigması izlemesi gerektiğini” anlattım. Yaklaşık bir yıl aradan sonra yeniden öğrencilerle, gençlerle buluşmak tarif edilemeyecek kadar güzel bir duygu idi. Bu ders aynı zamanda bana, 67 yaş haddinden emekliliğin sorgulanması gerektiği ve yaş sınırının büyük kent üniversitelerinde de 73’e yükseltilmesi gerektiğini anımsattı. Bu davet için Bilgen’e ve katılımları için öğrenci arkadaşlara çok teşekkürler.

FLAŞ TV AYSU DEMİREL İLE “ADALET VE DEMOKRASİ” SÖYLEŞİSİ

Aynı akşam saat 21.00’de Flaş TV Ankara stüdyosunda sevgili Aysu Demirel’in sunduğu “Adalet ve Demokrasi” başlıklı 55 dakikalık bir canlı yayına konuk konuşmacı oldum. “Emeklilerin sorunlarıyla” başlayıp, “ülkenin demokrasi karnesiyle” devam edip, sonuçta “ne yapılması gerektiği” ile bitirdiğimiz bu program için sevgili Aysu’ya ve Flaş TV’ye teşekkürler.

SAVIMIZI DESTEKLEYEN BİR YENİ MAKALE

Son olarak, gerek T24’teki makalemde gerekse de Halk TV’deki programda ifade ettiğim görüşlerimi destekler nitelikte, “Somali'yle deniz savunma anlaşmasıyla Türkiye güç projeksiyonuna ve gelecekteki işlerine bakıyor” başlıklı ve https://breakingdefense.com adlı sitede iki gün önce yayımlanan bir makaleden bazı bölümleri aşağıda, üzerinde düşünmeniz için, sunuyorum,

“Bölge uzmanlarına göre Somali ile Türkiye arasında kısa süre önce duyurulan ve Afrika ülkesinin donanma kapasitesini arttırmayı amaçlayan savunma anlaşması, Mogadişu'nun güvenlik duygusu kadar, Ankara'nın deniz gücünü kendi kıyılarının ötesine yansıtma hırsıyla da ilgili”.

“Breaking Defense'e konuşan analistlere göre bu deniz anlaşması Etiyopya'yı caydırmaktan çok daha fazlasını içeriyor. Bu aynı zamanda Türkiye'nin Kızıldeniz bölgesinde uzun süredir devam eden gücünü yansıtma ve gelecekte büyük savunma anlaşmalarına giden yolu açma hırsıyla da ilgili.”

“Katar Üniversitesi profesörü ve Atlantik Konseyi Scowcroft Orta Doğu Güvenlik Girişimi'nin kıdemli üyesi Ali Bakır Breaking Defense'e verdiği demeçte, “Anlaşma kısmen Etiyopya'nın Somaliland üzerinden Somali topraklarına tecavüzünü içeren son olaylara bir yanıt olsa da, aynı zamanda Türkiye'nin Somali'de on yılı aşkın süredir devam eden kapsamlı müdahalesinin doruk noktası olarak görülmelidir” dedi.

“Bakır ayrıca, anlaşmanın karşılıklı çıkarları güvence altına almayı ve Ankara'yı “önümüzdeki dönemde Kızıldeniz ve Afrika Boynuzunun stratejik dinamiklerinde önemli bir oyuncu olarak konumlandırmayı” amaçladığını vurguladı. Bu aynı zamanda Ankara'nın 2016’da başlayan sert güç projeksiyonu kapasitesinin ve ileri savunma politikasının bir parçası olarak da görülebilir” dedi.”

“Türkiye'nin Kızıldeniz’deki donanma genişlemesini "mantıklı bir sonraki adım" olarak nitelendiren jeopolitik danışmanlık şirketi NAMEA Group'un başındaki Norman Ricklefs, Breaking Defense'e verdiği demeçte, Somali ile yapılan anlaşmayla Ankara'nın "Somali ile savunma bağlarını daha da güçlendireceğini, bunun da Türkiye'nin stratejik Afrika Boynuzu ve Kızıldeniz'deki askeri varlığını sağlamlaştırırken Türk savunma sanayisine ve muhtemelen diğer Türk ticari çıkarlarına fayda sağlayacağını" söyledi.

“Orta Doğu bölgesine odaklanan Londra merkezli stratejik risk danışmanlık firması MENA Analytica'nın CEO'su Andreas Krieg'e göre, Somali, Türkiye'nin tedarik zincirlerini güvence altına alma ve denizcilik alanında stratejik derinlik yaratma stratejisinin bir parçası.”

Krieg’e göre, “Türkiye birkaç yıl önce açıkladığı bir Mavi Vatan Stratejisi geliştirdi. Buradaki fikir, Türkiye'yi Doğu Akdeniz'in ve yakın kıyılarının ötesine uzanan bir deniz orta gücü olarak yeniden tesis etmek ve Akdeniz'in ötesinde Kızıldenize, Afrika Boynuzuna ve Hint Okyanusuna kadar uzanan bir erişim ve stratejik derinliğe sahip bir mavi su donanması geliştirmekti. Somali ile yapılacak böyle bir anlaşmanın Mogadişu'nun Türk deniz platformlarını tedarik etme olasılığını arttıracaktır.”

ÖZETLE

Türkiye kapitalizmi, özellikle de 2015 yılından bu yana, bir yandan içerde tıkanan sermaye birikimi sorunlarını aşabilmek, bir yandan 22 yıllık AKP iktidarlarının neden olduğu ekonomik ve sosyal tahribata karşı toplumsal muhalefeti ve sınıf kavgasını,  milliyetçiliği ve militarizmi yükselterek hafifletebilmek, diğer yandan da alt emperyalist bir ülke konumuna uygun olarak yayılmacılığını geliştirebilmek için Somali’ye donanma göndermek istiyor.

Ancak, dünyanın hiçbir yerinde emperyalist, alt emperyalist ya da sömürgeci amaçlar için yürütülen faaliyetlerin, savaşların işçi sınıfına ve emekçi halklara her hangi bir faydası olmamıştır. Aksine bunlar ülkedeki mevcut ekonomik sorunları daha da artıracağı gibi, Somali’deki kanlı iç savaşın bir parçası olunduğunda ciddi boyutlarda insani kayıplarımız ortaya çıkacaktır.

Bu yüzden de sadece otoriterleşmeye, değil, aynı zamanda neo Osmanlıcı yayılmacılığa, militarizme ve savaşlara karşı çıkmak ve barışı, demokrasi ve emek mücadelesinin olmazsa olmazı olarak savunmak ve bu yasa onay için Meclis’e geldiğinde buna karşı çıkmak gerekir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder