İşte size bir birincilik daha!
Mustafa
Durmuş
17
Temmuz 2024
Bu yakınlarda “Dünya Servet Raporu” açıklandı. Dün de
emeklilere yapılacak olan zamla ilgili haberler basında yer aldı. Buna göre, kök
aylıkları 10 bin liradan düşük olan milyonlarca emeklinin maaşının 12,500 TL’ye
çıkartılması Plan Bütçe Komisyonunda kabul edildi.
Yoksullukta
eşitlerken emekliyi birbirine düşürmek
Ancak bu düzenleme emeklilere insanca yaşayacak asgari
bir aylık sağlamayacağı gibi bütün emekli aylıklarını dipte eşitlemeyi amaçlıyor.
Öyle ki 2019’da ortalama emekli aylığı en düşük emekli aylığının yüzde 200’ü
iken, 2024’te bu yüzde 16’sına geriledi.
Servet Raporunda ise 2022-2023 yıllarındaki yüksek enflasyonun
dünyada total olarak reel servetlerde bir azalmaya neden olduğuna vurgu
yapılıyor. Ancak ülke bazında servetteki gelişmelere bakıldığında bu genel değerlendirmenin
yanıltıcı olacağının da altı çiziliyor. Zira bazı ülkelerde servet reel olarak
gerilemişken bazılarında arttı.
Araştırma kapsamındaki 56 ülke içinde yetişkin başına
ortalama servette en büyük daralma, nüfus başına ortalama servetin yüzde 30’dan
fazla azaldığı Kıbrıs’ta kaydedilirken, onu yüzde 20’ye yakın bir düşüşle
Meksika ve yüzde 17’nin üzerinde bir düşüşle Kazakistan takip etti. Batı Avrupa
ekonomileri arasında en kötü durumda olanlar kabaca yüzde 6 ile İsviçre ve yüzde
4 ile İtalya oldu. (1)
Şimdi
sıkı durun!
Türkiye’de 2023 yılında, yetişkin başına servette yüzde
157’nin üzerinde bir büyüme gerçekleşti. Öyle ki ülkemizde diğer tüm ülkelerden
açık ara farklı müthiş bir servet artışı yaşandı.
Servet artışında Türkiye’ye en yakın ülkeler yüzde 20’ye
yakın artışla Katar ve Rusya olurken, onları yüzde 16’nın biraz üzerinde
artışla Güney Afrika ve yüzde 14 ile İsrail takip ediyor. ABD’deki artış ise
sadece yüzde 2,5 ile sınırlı kaldı.
Artış
TL mi yoksa döviz cinsinden mi?
Akla ilk gelen soru şu: Kişi başı servetteki bu artış
TL cinsinden mi, yoksa dolar cinsinden mi geçekleşti? Aslında her ikisi de. Çünkü
servet TL cinsinden yüzde 157 ve dolar cinsinde yüzde 63 arttı.
Şimdi, geçen yılın enflasyon ortalaması eğer yüzde 65
civarındaysa TL cinsinden yüzde 157’lik artış müthiş bir reel artış demek.
Bu arada TÜİK’in resmi enflasyon verisinin gerçek
enflasyonun çok altında olduğu ileri sürülebilir zira ENAG genelde bunun iki
katını açıklıyor. Ancak aşağıdaki grafikten de görülebileceği gibi, kişi başı
servet dolar cinsinden yüzde 63’ün üzerinde artmış.
Bu arada aynı araştırmaya göre, 2008-2023 yılları arasında Türkiye’de kişi başı servet, TL cinsinden yüzde 1,700’ün üzerinde artış gösteriyor.
Türkiye en zengin 25 ülke arasında yok
Yalnız bu rakamlar sizi yanıltmasın. Bu rakamlar servetteki
artış hızını gösteriyor. Oysa ortalama ve medyan servetin büyüklüğü açısından
Türkiye örneğin en zengin 25 ülke arasında yer almıyor.
Yani aslında Türkiye ülke servet zengini bir ülke
değil ama AKP döneminde kişi başı serveti en hızlı artan ülke. Öyle ki, yerli zenginler
servet artışında dünyanın en zengin uluslarına dahi büyük farklar attılar.
Servet
eşitsizliği devasa boyutlarda
Peki, bu servet ortalama servet olduğuna göre eşit
dağılmıyor demektir. Nasıl ki Türkiye’de “kişi başı milli gelir 13 bin dolar”
denilince herkesin cebinde 13 bin dolar olduğu anlamı çıkmıyorsa, 24 bin dolar
civarında olduğu tahmin edilen brüt kişi başı servet de eşit dağılmıyor.
Nitekim bir diğer araştırmaya göre, Türkiye’nin en
zengin yüzde 1’lik nüfusu toplam servetin yüzde 37’sinden fazlasına sahip. (2)
Bu oran toplamda Türkiye’den çok daha fazla servete sahip bulunan Birleşik
Krallık’ta yüzde 21, İtalya’da yüzde 22 ve Hollanda’da yüzde 13 civarında.
Yani ülkenin 61 bin civarındaki dolar milyoneri ve
30’un üzerindeki dolar milyarderi, izlenen yüksek kur ve faiz politikalarının
yanı sıra, açlık sınırının altında çalıştırdıkları işçilerin sömürüsü üzerinden
biriktirdikleri servetlerini füze hızıyla artırmışlar.
Kıssadan
hisse!
Bir önceki yazımızda Türkiye’nin Küresel Kölelik
Endeksinde ilk 5’te yer aldığını ve artık ülke işçi sınıfının modern köle
durumuna düştüğünü yazmıştık.
Bu yazımızdaysa, kişisel servet artışlarındaki bu
devasa artışı anlatarak aslında ülkedeki büyük çaplı eşitsizliğin resmini
tamamlıyoruz. Kısaca, modern işçi köleliğinin nedeninin çok zengin modern köle
sahipleri sermayedarlar olduğu gerçeğini açığa çıkarıyoruz.
Ayrıca, enflasyonla mücadele adına sürekli tasarruf
tedbirleri açıklayan, bunu yaparken de asgari ücretin artırılmasına, emekli ve memur maaşlarına yeterince zam
yapılmasına karşı çıkan, buna karşılık sayısı 800 civarındaki, harcaması 5
milyon TL’yi aşan buna karşılık düşük gelir beyan eden bireyleri incelemeye
alacaklarını açıklayan Maliye Bakanı (3), sonuç alamayacağı işlerle uğraşmaktan
ziyade, bataklığın kendisini kurutmalı ve bir an evvel “nereden buldun”
uygulamasına geri dönülmesi için gerekli düzenlemeleri Meclis’e getirmelidir.
Ancak anladığımız kadarıyla dün Meclis Plan Bütçe
Komisyonuna gelen vergi paketinde servet zenginlerini vergilendirmeye dönük her
hangi bir düzenleme yok. En düşük emekli maaşına yapılan 2,500 TL’lik zam bile
diğer emeklilere verilmeyen maaş zamlarından karşılanıyor.
Sonuç
Halka “kamuda tasarruf” adı altında kemer
sıktırılırken, devlet yetkililerinin yüzlerce kişi ve birden çok uçakla milli
maça ve ABD’ye gitmesi tasarrufun sadece emekçiler için geçerli olduğunu gösteriyor.
Bunca servet eşitsizliğine rağmen bir servet
vergisinin çıkartılmaması ve vergiyi tabana yayma adına halkın üzerindeki vergi
yükünün daha da artırılması aynı bakışın bir ürünü.
İşçi sınıfı ve tüm emekçiler, ezilenler kendi
iktidarlarını kurmadıkça bu adaletsiz düzen değişmeyecek.
Dip notlar:
(1) UBS,
Global Wealth Report, 2024, s. 10.
(2) https://x.com/EconomyInformal/status/1812654432976286122
(16 Temmuz 2024).
(3) https://tele1.com.tr/mehmet-simsekten-vergi-hamlesi-800-kisi-tespit-edildi
(11
Temmuz 2024).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder