Aşırı sıcaklar ve
etkileri: Ne yapmalı?
Mustafa Durmuş
28 Temmuz 2024
Bugünlerde aşırı sıcaklardan şikâyet etmeyen yoktur sanırız. Öyle ki güneş
kremi, güneş gözlüğü ve şapka artık sadece tatildeyken değil, normal günlük
hayatımızda da evden çıkarken yanımıza almak durumunda kaldığımız zorunlu
eşyalar haline geldi. Durum biraz daha kötüleşirse bunlara şemsiye de dâhil
olacak gibi görünüyor.
İlk kez üst üste 2 günde küresel sıcaklık rekoru kırıldı!
#CopernicusClimate kurumunun ön verileri 21 Temmuz’da (Pazar günü) günlük küresel ortalama sıcaklığın 17,09°C’ye ulaşarak bir önceki rekor olan 17,08°C’nin (6 Temmuz 2023) üzerine çıktığını gösterdi. Üstelik dünyanın ortalama yüzey sıcaklığı bir gün sonra (Pazartesi) 17.15°C’ye ulaşarak, Pazar günü kırılan rekoru da geride bıraktı.
Bu arada, Temmuz 2023’ten önce dünya sıcaklık rekoru Ağustos 2016’da 16,8 °C olarak kırılmıştı. Ancak geçen yıl Temmuz ayından bu yana en az 57 gün sıcaklıklar 16,8°C’nin üzerine çıktı.
Yeni rekorlar yolda!
Copernicus Direktörü Carlo Buontempo yakınlarda yaptığı açıklamada yeni rekorlar kırılacağına vurgu yaptı:
“Asıl şaşırtıcı olan, son 13 ayın sıcaklığı ile önceki sıcaklık rekorları arasındaki farkın ne kadar büyük olduğudur. Şu anda gerçekten keşfedilmemiş bir bölgedeyiz ve iklim ısınmaya devam ettikçe gelecek aylarda ve yıllarda yeni rekorların kırıldığını göreceğiz (1)
The Guardian Gazetesi’nin yaptığı özel bir haberine göre ise (2), durum çok da uzak olmayan bir gelecekte daha da vahim bir hal alacak. Çünkü dünyanın önde gelen yüzlerce iklim bilimcisi, küresel sıcaklıkların bu yüzyılda sanayi öncesi seviyelerin en az 2,5 °C üzerine çıkmasını, uluslararası kabul görmüş hedefleri aşmasını ve insanlık ve gezegen için yıkıcı sonuçlara yol açmasını bekliyor.
Gezegen
2,5 °C ısınacak!
Tamamı Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nden
(IPCC) olan katılımcıların neredeyse yüzde 80’i bu yüzyılda en az 2,5 °C,
yarısı da en az 3,0 °C küresel ısınma öngörüyor. Sadece yüzde 6’sı uluslararası
düzeyde kabul edilen 1,5 °C sınırına ulaşılacağına inanıyor. (3)
Dahası, bilim insanlarının birçoğu, sıcak hava
dalgaları, orman yangınları, seller ve hâlihazırda yaşananların çok ötesinde
yoğunluk ve sıklıktaki fırtınaların yol açacağı kıtlıklar, çatışmalar ve
kitlesel göçlerle dolu "yarı distopik" bir gelecek öngörüyor.
38
trilyon dolarlık küresel ekonomik kayıp!
Diğer yandan, "Nature" dergisinde yayınlanan
bir çalışmada, Potsdam İklim Araştırmaları Enstitüsü'nden (PIK) araştırmacılar,
bugünden başlayarak CO2 emisyonlarında ciddi kesintiler yapılsa bile, iklim
değişikliği yüzünden dünya ekonomisinin 2050 yılına kadar hasılasının yüzde 19’unu
(38 trilyon dolar) kaybedeceğini hesaplıyorlar. Bu hesaba, yaşam kaybı veya
biyoçeşitlilik gibi iktisat dışı etkiler dâhil değil. Küresel ısınmayı 2,0 °C derece
ile sınırlandırmanın maliyetinden altı kat daha büyük olduğu tahmin edilen bu zarar,
son 40 yılda dünya çapında 1.600’den fazla bölgeden elde edilen ampirik veriler
kullanılarak hesaplandı. (4)
Bu çalışmada bilhassa, iklim değişikliğinden en az
sorumlu olan azgelişmiş ülkelerin, yüksek gelirli ülkelere kıyasla yüzde 60,
yüksek emisyonlu ülkelere kıyasla ise yüksek 40 daha fazla gelir kaybına
uğrayacağının ve bu ülkelerin aynı zamanda iklim değişikliğinin etkilerine uyum
sağlamak için en az kaynağa sahip olan ülkeler olduğunun da altı çiziliyor.
El
Niño, Güneşteki dalgalanmalar ve sualtı volkanik patlaması
İnsan faaliyetleri, sıcaklıkları her 10 yılda ortalama 0,1°C arttırıyor.
Ancak bu yıl üç doğal faktör daha küresel sıcaklıkların artmasına ve
felaketlerin tetiklenmesine yardımcı oluyor: El Niño/La Niña, Güneşteki
dalgalanmalar (Güneş enerjisi döngüleri) ve Hunga Tonga-Hunga Ha’apai Yanardağının
su altındaki patlaması. Bu faktörler küresel ısınmayı şiddetlendirecek biçimde
bir araya geliyor. Daha da kötüsü, alışılmadık derecede yüksek sıcaklıkların
devam etmesini bekleyebiliriz ki bu da yakın gelecekte daha da aşırı hava
koşulları yaşayacağımız anlamına geliyor.(5)
İklim değişikliği ve artan gıdan fiyatları
İklim değişikliği ve aşırı sıcakların büyük çapta ve
yaygınlıkta etkileri söz konusu. Öyle ki bu etkiler bazen hiç beklemediğiniz
bir yerde, örneğin bir markette temel gıda maddelerinin artan fiyatları
biçiminde karşımıza çıkabiliyor.
Tedarik zincirindeki aksamalar ve işgücü kıtlığı gibi
pek çok faktör fiyat artışlarına katkıda bulunsa da, Communications Earth &
Environment Dergisi’nde yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, aşırı sıcaklar
hâlihazırda gıda fiyatlarını yükseltiyor ve bu durum daha da kötüleşecek. (6)
Bir diğer çalışmaya göre, sıcaklık artışları gıda ve
manşet enflasyonunda doğrusal olmayan, birlikte ve kalıcı artışlara neden
oluyor. (7)
Aşırı sıcakların insan ve toplum sağlığı üzerindeki etkileri
Sıcak yaz günleri her zaman sağlık komplikasyonları
riski oluştursa da, iklim değişikliğiyle birlikte uzun süreli aşırı sıcak
dönemlerinde bunlar artıyor. Artan sıcaklıklarla ilgili hastalık vakalarında
bir artış söz konusu olduğundan, daha fazla insan sağlık sorunları yaşıyor ve
sağlık hizmetine ihtiyaç duyuyor.
İnsan vücudu, şiddetli soğuğa veya sıcağa maruz
kaldığında bile sıcaklığını kendi kendine düzenleyebilecek bir tasarıma sahiptir.
Vücut aşırı sıcağa hem artan terleme hem de buharlaşmalı soğutma yoluyla uyum
sağlar. Ancak nem seviyeleri buharlaşmayı engellediğinde ve dehidrasyon ve tuz
kaybı kan basıncını düşürdüğünde ve elektrolit dengesizliğine neden olduğunda,
vücut uzun süre ısıya maruz kaldığında, termoregülasyon için doğal sistemler
başarısız olabilir. Bebekler ve küçük çocuklar, hamile kadınlar ve yaşlılar
vücut sıcaklıklarını düzenlemekte daha fazla zorlanırlar ve aşırı sıcak olayları
sırasında daha büyük risklerle karşı karşıya kalırlar (tıpkı kalp hastalığı,
hipertansiyon, diyabet ve solunum yolu hastalıkları gibi kronik tıbbi durumları
olan kişiler de olduğu gibi). Kardiyovasküler hastalığın sıcağa bağlı ölümlerin
yaklaşık dörtte birinden sorumlu olduğuna inanılıyor. Sıcağa bağlı hastalıklarda
daha fazla ayakta ve acil servis başvuruları ve yatarak tedavi söz konusu olması
bekleniyor. (8)
Sıcak
çarpması
Sıcaklıklarla ilgili hastalıklar arasında en başta ısı
krampları, sıcak bitkinliği, cilt kanseri ve sıcak çarpması gibi hastalıklar
geliyor. Isı krampları, egzersiz sırasında kas ağrısı veya spazmları ve aşırı
terleme ile kendini gösteriyor. Isı bitkinliği, vücut normal çekirdek
sıcaklıklarını korumak için mücadele ettiğinde ortaya çıkıyor. Belirtiler
arasında hızlı kalp atışı (hızlı nabız), kas krampları, soğuk ve nemli cilt,
mide bulantısı veya kusma, yorgunluk, baş dönmesi, baş ağrısı veya bilinç kaybı
bulunuyor.
Sıcaklıkla ilgili en ciddi hastalık olan sıcak
çarpması, nabzın artmasına, terlemenin azalmasına ve cildin ısınmasına ve
kurumasına neden olur. İnsanlar ayrıca baş ağrısı, mide bulantısı, baş dönmesi,
kafa karışıklığı veya oryantasyon bozukluğu ve bilinç kaybı yaşayabilir. (9)
Aşırı
sıcaklar ve artan psikolojik sorunlar
İklim değişikliği ve buna bağlı olarak görülen aşırı
sıcaklar, hâlihazırda neredeyse 1 milyar insanı etkileyen ve dünyanın en büyük
hastalık nedenleri arasında yer alan ruhsal bozuklukları daha da
kötüleştiriyor. 2021’de yapılan küresel bir araştırma, 16-25 yaş arası
insanların yarısından fazlasının iklim değişikliği konusunda üzgün, endişeli
veya güçsüz hissettiğini ya da başka olumsuz duygulara sahip olduğunu ortaya
koydu. Toplamda yüz milyonlarca insan iklim krizine karşı bir tür olumsuz
psikolojik tepki yaşıyor olabilir. (10)
Araştırmacılar, kasırga, sel, kuraklık, aşırı sıcaklar
ve yangınların neden olduğu travmadan, kronik bir çevresel kıyamet korkusu olan
'eko-anksiyete'ye kadar iklim değişikliğinin ruh sağlığını etkilediğini ortaya
koydular.
Örneğin Imperial College London'da ruh sağlığı üzerine
çalışan E. Lawrance, aşırı hava olayları ve afetlerin ani travmatik etkilerinin
yanı sıra, "travma sonrası stres bozukluğu, anksiyete, depresyon, madde
bağımlılığı gibi uzun bir ruh sağlığı sorunları kuyruğu" oluşturabildiğini
ileri sürüyor. (11)
Aşırı
sıcaklar ve toplumsal sorunlar
Ancak sıcak hava dalgalarının etkileri bireysel
sağlığın ötesine geçiyor. Bunların daha geniş sosyal ve ekonomik sonuçları da söz
konusu. Örnek olarak, aşırı sıcaklıklar asfalt erimesinde olduğu gibi kara yolu
yüzeylerine zarar verebilir ve hatta demiryolu raylarının bükülmesine dahi yol
açabilir.
Isı dalgaları ayrıca elektrik üretimini, mahsul
sulamayı ve içme suyu tedarikini etkileyerek su mevcudiyetinin azalmasına neden
olabilir. 2022’de kavurucu sıcak, Fransız nükleer santrallerinin daha yüksek
nehir sıcaklıkları ve düşük su seviyeleri soğutma kapasitelerini etkilediği
için tam kapasitede çalışamayacağı anlamına geliyordu. Araştırmalar, aşırı
sıcakların Avrupa’da ekonomik büyüme üzerinde şimdiden olumsuz bir etkiye sahip
olduğunu ve büyümeyi son 10 yılda yüzde 0,5’e kadar düşürdüğünü gösteriyor. (12)
Özetle, küresel ısınma ve iklim değişikliği bağlantılı aşırı sıcakların ekonomik,
sosyal ve politik sonuçlarını göreceğimiz bir çoklu krizler dönemindeyiz. Aşırı
sıcaklara bağlı hastalıklar, ölümler, ekonomik yıkım, iç ve dış göçler,
kuraklık ve seller, açlık ve su savaşları bundan böyle daha fazla görülecektir.
Sıcak stresi ve işçi sınıfı
Aşırı sıcakların işçi sınıfını nasıl etkilediği bir diğer önemli konu. Öyle ki Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından hazırlanan yeni bir rapor, dünya genelinde daha fazla işçinin sıcak stresine maruz kaldığı konusunda uyarıda bulunuyor.
“Sıcak stresi, görünmez ve sessiz bir katildir ve hızla hastalığa, sıcak çarpmasına ve hatta ölüme neden olabilir”. Rapor, sıcak stresinin zaman içinde işçilerde ciddi kalp, akciğer ve böbrek sorunlarına da yol açabileceğinin altını çiziyor. (13)
Rapor, özellikle de Afrika, Arap ülkeleri ile Asya ve Pasifik'teki işçilerin en fazla aşırı sıcağa maruz kaldığını ileri sürüyor. Bu bölgelerde işgücünün sırasıyla; yaklaşık yüzde 93’ü, yüzde 84’ü ve yüzde 75’i aşırı sıcaklardan etkileniyor. Bu rakamlarsa mevcut en son rakamlara göre (2020) küresel ortalama olan yüzde 71'in oldukça üzerinde.
Keza, 2020 yılında küresel çapta 4.200 işçi sıcak hava dalgaları nedeniyle hayatını kaybetti. Toplamda 231 milyon işçi 2020 yılında sıcak hava dalgalarına maruz kaldı ve bu rakam 2000 yılına göre yüzde 66’lık bir artışa işaret ediyor.
ILO'nun raporunda yer alan tahminlerine göre, özellikle düşük ve orta gelirli ekonomilerde işyerlerinde aşırı sıcaktan kaynaklanan yaralanmaların maliyeti GSYH'nin yaklaşık yüzde 1,5'ine ulaşabiliyor. (14)
Sermaye kesimi ise aşırı sıcakların insan ve işçi sağlığı üzerindeki yıkıcı etkilerinden ziyade, bu gelişmelerin işçilerin verimliliğini, kâr marjlarını ve şirketlerin borsa değerlerini nasıl etkileyeceği konusunda endişeleniyor.
Yani ne büyük sermaye medyası ne de sermaye lobicilerine bağlı olan
politikacılar, iktidarlar emek sömürüsü ve iklim değişikliğinin kesişim
noktasını dürüstçe ele alıyorlar.
Aşırı sıcaklar, çocuklar ve gençler
Bugünlerde doğan bir çocuğun, yaşamı boyunca, büyükanne ve büyükbabalarının karşılaştığından ortalama olarak birkaç kat daha fazla aşırı iklim olayına maruz kalması muhtemeldir.
Hele Türkiye gibi, dünyada 0. 444 Gini katsayısı ile en eşitsiz gelir dağılımına sahip ilk 10 ülke arasında yer alan ve Dünya Mutluluk Endeksi’nde 143 ülke arasında 98’nci sırada yer alan bir mutsuzlar ülkesinde (15) doğan bir bebeğin, bebekliği, çocukluğu, gençliği ve hayatının geri kalan kısmı da büyük ihtimalle yoksulluk ve yoksunluklar içinde geçecektir.
Bu çocukların bir kısm gençliklerinde örneğin büyük fedakârlıklarla üniversitede okuyup mezun olacaklar ama özel sektörde eğitimine uygun iş bulamayacakları gibi, güvenlik soruşturmaları ve kayırmacılık nedeniyle de kamuda da işe giremeyecekler. Başka ülkelere göç istediklerinde vize alıp gidemeyecekler. Seslerinizi çıkartmak istediklerinde ise devletin sopası başlarına inecek ve hak ve özgürlüklerin, insanca yaşamın ne olduğunu bilmeden yaşamak zorunda kalacaklar. Bir de sebebi olmadıkları küresel ısınmanın ve aşırı sıcakların yok edici sonuçlarına katlanacaklar.
Sonuç yerine
Gözlerimizin önünde “iklim değişikliği”, “kirlilik” ve” biyoçeşitlilik” kaybından oluşan “üçlü bir gezegen krizi” yaşanıyor. İnsan ve diğer canlıların varlığı ve refahı için sadece aşırı sıcaklar değil, aynı zamanda su, hava ve toprak kirliliği ve biyoçeşitliliğin azalması da çok ciddi bir tehlike oluşturuyor.
Bu tehlikelerin ortak özelliği, kapitalizmin maksimum kâr elde edebilmek için doğayı tahrip etmesi çabasıdır. Çünkü insan ve doğa arasındaki ilişkiyi etkileyen kararların çoğu, kapitalist sistemin kâr amaçlı ve piyasa odaklı araçsal değerlerine ve değişim değeri ve meta fetişizmine dayanan “faydacı bir yaklaşımı” esas alıyor.
Bu faydacı yaklaşım doğaya yalnızca insanlar için “yararlılığı” temelinde değer veriyor ve doğanın yalnızca kaynak sağlayan veya insan toplumlarının bağımlı olduğu temel ekosistem hizmetlerini sağlayan kısmının korunması gerektiğini savunuyor. Oysa yaşayan dünya, doğanın korunmasına yönelik faydacı yaklaşımın çok ötesinde bir değerler çoğulluğuna sahiptir.
Özetle, nasıl sermaye işçilerin yaşamlarını çok az önemsiyorsa, iklim krizi ve aşırı sıcaklar da gelecek nesiller için yaşanabilir bir gezegen sağlamak için değil, kapitalistlerin kârlarını ve rantlarını en üst düzeye çıkarmak için tasarlanmış bir ekonominin öngörülebilir neticeleridir.
Yani aşırı sıcaklar kâr sürümlü kapitalist büyümenin ve kapitalist sistemin koruyucusu devletlerin izledikleri doğa karşıtı politikalarla ekoloji üzerinde yarattığı tahribatın ortaya çıkardığı sonuçlardır.
Bu nedenle de, “aşırı sıcaklar” ciddi ekonomik ve sosyal sorunlara neden olan, aynı zamanda da bundan en büyük büyük zararı gördükleri için azgelişmiş ülkeleri daha da gerilere iten bir sorun olarak ve daha da önemlisi, emek üzerindeki etkileri çerçevesinde, bir insan hakları ve işçi hakları ve emek sömürüsü meselesi olarak ele alınmalıdır.
Özcesi, iklim değişikliği ile uğraşmanın ötesine geçerek, ona neden olan kapitalist sistemi, doğa ile uyumlu bir sistemle değiştirmek için mücadele etmek gerekiyor.
Dip notlar:
(1(1) https://news.sky.com/story/truly-staggering-world-breaks-hottest-day-record-for-second-day-in-a-row (24
July 2024).
(2(2) https://www.theguardian.com/environment/article/world-scientists-climate-failure-survey-global-temperature
(
8 May 2024).
(3(3) https://www.theguardian.com/environment/article/world-scientists-climate-failure-survey-global-temperature (8 May
2024).
(4(4) https://scienceblog.com/543790/climate-change-to-cost-global-economy-19-by-2050-study-finds
(17 April 2024).
(5(5) https://theconversation.com/global-temperatures-are-off-the-charts-for-a-reason-4-factors-driving-2023s-extreme-heat-and-climate-disasters
(27
July 2023).
(6(6) https://truthout.org/articles/extreme-heat-is-driving-up-food-prices-and-its-only-going-to-get-worse
(29 March 2024).
(7(7) Maximilian
Kotz, Friderike Kuik, Eliza Lis & Christiane Nickel, “Global warming and
heat extremes to enhance inflationary pressures”, https://www.nature.com/articles, Communications Earth &
Environment cilt 5, 116 (2024)
(8(8) https://www.americanprogress.org/article/the-health-care-costs-of-extreme-heat
(27 June 2023).
(9(9) Agm.
(1(10)
Helen Pearson, “The rise of eco-anxiety:
scientists wake up to the mental-health toll of climate change”, https://www.nature.com (10 April 2024).
(1(11)
Agm.
(1(12)
https://theconversation.com/european-heatwave-whats-causing-it-and-is-climate-change-to-blame
(14 July 2023).
(1(13)
https://www.ilo.org/resource/news/more-workers-ever-are-losing-fight-against-heat-stress
(25
July 2024).
(1(14)
Agr.
(1(15)
World
Happiness Report 2024; https://x.com/EconomyInformal/status/1816936249573409241
(27 Temmuz 2024).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder