BİTCOİN (4):
BITCOİN KREDİ YERİNE GEÇEBİLİR Mİ, VERGİ
ÖDERKEN KULLANILABİLİR Mİ?
Mustafa Durmuş
13 Ocak 2018
Bir önceki yazımızda paranın ortaya
çıkışından bu yana bir “değişim ve standart ödeme aracı”, sermayenin veya
servetin bir kısmının saklanması olarak “değer saklama ya da biriktirme aracı”
ve istikrarlı bir “hesap birimi aracı” olarak kullanıldığını belirtmiş ve ilk
işlevinden hareketle bitcoinin sınırlı bir arza sahip olmasının, önemli bir
teknolojik yeniliğe dayanmasının (blockchain) ona özsel bir değer sağladığını
vurgulamıştık.
Ayrıca üretilme, yaratılma sırasında
harcanan emek de onun özsel değerini oluşturur. Yani nasıl altını değerli yapan
(ziynet eşyası olarak kullanılmasının yanı sıra), çıkartılmasının çok zahmetli
olması, çok miktarda emek ve makine, ekipman gerektirmesi ise, bitcoinin
yaratılması da (mining) ciddi miktarda bilgisayar gücü (donanımı), elektrik
üretimi ve tüketimi gerektiriyor.
9 evin günlük elektrik tüketimine eşit bir elektrik tüketimi
Diğer taraftan böyle bir emek onu
değerli kılarken, onun “geleceğin parası olmasını” da önlüyor. Zira elektrik
üretimi kömürden, petrole her türlü fosil yakıtların kullanımını, nükleer
santralleri, su ve rüzgâr kaynaklarının kullanımını gerekli kılıyor ki bu
sürdürülebilir bir şey değil.
Ayrıca bu üretimin beraberinde gelen CO2
emisyonları gibi sosyal maliyetleri de dikkate alındığında böyle bir üretimin
sonucunda ortaya çıkan bir paranın gelecekte değişim aracı olarak (eşdeğer)
kullanılması sistemin sürdürülebilirliği bağlamında iyice zorlaşıyor.
Bu bağlamda bitcoinin fosil yakıtlardan
uzaklaşmayı amaçlayan girişimleri de yavaşlattığı, iklim değişikliği üzerindeki
etkileri dikkate alındığında bitcoin ve diğer kripto para teknolojilerinin
ekoloji için büyük bir tehdit oluşturduğu, bugün bir bitcoin işlemi yapılırken
harcanan elektrik miktarının ABD’de 9 evin günlük elektrik tüketimine eşit
olduğu, bitcoin ağının bilgisayar gücünün dünyanın en büyük 500 süper hızlı
bilgisayarının kombine gücünden 100 bin kere daha fazla olduğu, bu ağda yılda
31 terawatt-saatlik enerjinin kullanıldığı, bunun yılda 150 ülkenin her birinin
tüketiminden daha fazla tüketim anlamına geldiği ve ağın her gün enerji
kullanımını 450 cigabit-saat artırdığı, bunun da örneğin Haiti’nin yılda
tükettiği elektrik kadar olduğu ileri sürülüyor (1).
İnanç kaybolduğunda…
Bitcoinin geleceğin parası olarak
düşünülmesinin nedenlerinden bir diğeri de, fiyatının sürekli yükseleceğine,
dolayısıyla da değerinin sürekli artacağına olan inanç (bu durum bir kısım
yatırımcı tarafından adeta yeni bir dini inanç gibi kabul görüyor (2).
Oysa özellikle de son haftalarda
görüldüğü gibi bitcoin dahil tüm kripto paralar (özellikle de Çin ve G. Kore
gibi bazı devletlerin yasaklamaları nedeniyle) sadece bir günde yüzde 30
civarında değer kaybettiler. Yani bir süre sonra insanlar artık onun bir ödeme
aracı olarak geleceğin parası olduğuna olan inancını yitirdiklerinde
(fiyatların çakılma anı) bitcoin yukarıda sözü edilen bu özsel değerini tamamen
kaybedebilir.
Bitcoin kredi boyutuyla çok sorunlu
Paranın çok önemli bir kısmının “banka
kredisi” biçiminde yaratıldığını bir önceki yazımızda açıklamıştık (Bitcoin:3).
Bu anlamda paranın kredi boyutuyla ilgili olarak bitcoin tarafında ciddi
belirsizlikler var.
Ulusal paralar özellikle de dolar ve
avro cinsinden olanlar, hem ulusal, hem de küresel düzeyde milyarlarca dolarlık
kredilendirme işleminde sorunsuz bir biçimde kullanılabiliyorlar. Çünkü örneğin
doların kullanana verdiği mesaj şudur: “Bu kâğıt tüm kamu ve özel borçların
ödeme aracıdır. Bunu herkes böyle kabul etmek zorundadır”. Dünyada hala merkez
bankalarının dolar rezervlerini artırma gayreti içinde olması, sadece
bilgisayar ekranlarında mevcut olan bitcoin gibi kripto paraların böyle bir
statüye erişebilmesini (en azından orta vadede) imkansız kılıyor.
Alternatif bir kredi sistemi: Pangea!
Bu sorunu aşmak için muhtelif
çalışmaların yapıldığını da inkâr etmemek gerekiyor. Örneğin Pangea adlı bir
proje ile Amerika’da emlak-konut sektöründe hem konut alıcıları, hem de
yatırımcıları için emlake /konuta ve konut kredisine erişimi kolaylaştıran,
aracı (işlem) maliyetlerini asgariye indiren ve kolayca konutları likide
çevirmeyi sağlayabilen bir platform geliştirildi.
Bu projede Ethereum blockchain
teknolojisi kullanılıyor. Bu projenin özellikle de kredili emlak alabilmek için
emlakin bedelinin en az yüzde 20’sinin ön ödeme olarak kabul edildiği, kalan
kısım için banka kredisine erişimin özellikle de 2008 krizinden sonra çok
zorlaştırıldığı (iyi, düzenli ve iyi güvenli bir işin ve gelir akımının
olduğunun ispatlanması gibi) mortgage sisteminde krediye erişimin
kolaylaştırılması için ne kadar önemli olduğunun alt çiziliyor.
Keza duruma göre emlak bedelinin yüzde
5’ine kadar ulaşan ve sayıları 8’e kadar çıkabilen aracının kullanılmasını
gerektirebilen aracılık sistemini ortadan kaldırarak işlem maliyetlerini,
dolayısıyla da emlakin verimliliğini yükselten ve son olarak emlakin kolayca
likide çevrilmesini sağlayarak küresel çapta 217 trilyon dolarlık bir hacmi
olan konut-emlak sektöründe çok önemli bir yatırım fırsatı sunulduğu (hali
hazırda bunun 3,5-4 trilyon dolarlık kısmı kullanılabiliyor) ileri sürülüyor
(3). Ancak bunun henüz yaygın olmayan bir proje, bir deneme olduğunun da altını
çizmek gerekiyor.
Pratikte para sistemlerinin nasıl
çalıştığına, yani ödeme sistemleri ve piyasaların nasıl işlediğine
bakıldığında, kredinin hem ödemede hem de piyasaların işleyişinde işin merkezinde
yer aldığı görülür. Kredilendirmenin kalıtsal olarak istikrarsız, krize
eğilimli olması ise “kullanılacak para birimlerinin bunu ne ölçüde
göğüsleyebileceği” sorusunu sürekli olarak gündemde tutar.
Yani kapitalizmde kredilendirme bir
istisna değil, esas olduğundan ortadan kaldırılması mümkün değil. Bu da sadece
bilgisayar kaydı olarak hali hazırda mevcut olan bu paraların yüzlerce milyar
dolarlık kredi piyasasında kullanılma şansını ciddi ölçüde azaltıyor.
Bu konuyu kredi-finans krizleri ile
ilişkilendirerek biraz daha açtığımızda bitcoin ile ilgili sorunların daha da
netleştiği görülecektir.
Finansal kriz-merkez bankaları ve bitcoin:
Bitcoinin küresel çapta yaygınlaşması
durumunda bankalar hem bireylere, hem de firmalara kredilerini bitcoin ile
vermek zorunda kalacaktır. Diğer yandan bankacılık işin doğası gereği çok
riskli bir iştir. Bitcoinin arzı sınırlı olduğundan bir bankacılık krizi patlak
verdiğinde sistemde bugünkü gibi “son başvurucu” bir makam, yani “merkez
bankası” olmayacaktır. Oysa bankaların garantörü işlevi gören merkez bankaları,
gerektiğinde neredeyse hiçbir şeyden para (nakit) yaratarak bankaları
kurtarırlar. Buna en son 2008 krizi sırasında merkez ekonomilerde tanık
olmuştuk.
Diğer taraftan bitcoinin para olarak
kullanıldığı bir durumda, böyle bir kurtarıcı yoktur. Çünkü bitcoin gibi
kriptolar, hem anonimdir, hem desantralizedir ,hem de arzları şimdiden
sınırlandırılmıştır. Bu da kapitalizmin doğası gereği sıklıkla girdiği
bankacılık krizlerini ve beraberindeki derin resesyonları düzenli ve kalıcı bir
hale getirir (4). Bu anlamda aslında bitcoinin tıpkı altın standardına öykünme
gibi bir “geçmişe dönük romantizm” olduğu ileri sürülebilir.
Finansal bir kriz patladığında ortaya
çıkan nakit kuruması sistemin merkez bankası tarafından yağlanmasıyla önlenmeye
çalışılır. Bunun için de merkez bankalarına ihtiyaç duyulur. Çünkü merkez
bankaları devreye girmezse firmalar nakde olan ihtiyaçlarını eldeki varlıkları
süratle elden çıkartarak yapmaya çalışırlar ki, bu da “Minsky Anı” adı da
verilen bir varlık deflasyonu ve nihayetinde iflaslarla sonuçlanabilir.
Yani merkez bankalarının “kurtarıcı
rolü” olmaksızın ticari bankaların çalışabilmeleri mümkün değildir. Oysa kripto
paraların egemen olduğu bir sistemde böyle bir merkezi rol üstlenen garantör (kriptoların
tanımı gereği) mevcut olmayacaktır.
Bu bağlamda da finansal krizlere
eğilimli olan ve sıklıkla finansal krizlere giren kapitalizm altında bitcoinin
bu tür bir esnekliğinin olmaması, onun uzun vadeli bir para birimi olmasını
önleyen bir durumdur.
Bitcoinin ortak muhasebe birimi olarak kullanılabilmesi de zor!
Kapitalizmde şirketlerin muhasebe kayıtları devletlerin zorunlu kıldığı para
birimi cinsinden yapılmak zorundadır. Zorunlu ortak bir ödeme ve muhasebe kayıt
birimi devletlerin (ulusal paranın sahibi sahip olmaları nedeniyle) gücünün bir
göstergesidir. Bu açıdan da bitcoin gibi dijital paraların ortak muhasebe kayıt
birimi olarak kabul görmesi ve uygulanması beklenemez.
Bitcoin vergi ödeme aracı olarak kullanılabilir mi?
Bununla bağlantılı bir diğer açmaz vergi
ödemeleriyle ilgilidir. Bitcoin metaların ya da hizmetlerin değiştirilmesi
sırasında kullanılabilirse de, bu işlemler üzerinden doğan vergilerin ya da
doğrudan gelirler üzerinde alınan vergilerin ödenmesi sırasında ciddi sorun
doğar. Çünkü tarihte de hep görüldüğü gibi, para her zaman vergi ile birlikte
düşünülmüştür.
Yani devletler açısından ulusal paralar
aynı zamanda vergi ödeme aracıdırlar. Zira günümüzde devletler vergiyi
keçi-koyun, altın ya da yabancı para (örneğin dolar) olarak tahsil etmezler.
Diğer yandan vatandaşlar vergileri ödeyebilecek kadar para sahibi olmak
durumundadırlar. Yani bitcoin ancak onunla vergi ödenebildiğinde para gerçek
anlamda para olabilir. O zamana kadar en fazla, altın, hisse senedi gibi riskli
bir varlıktan ibaret olarak varlığını sürdürebilir.
Para sermayeye ve servete dönüşür. Bunu dijital paralar sağlayabilirler mi?
Marx Kapital’de, burjuva ekonomi
politiğini; paranın gerçek toplumsal niteliğini, sermayenin dolaşım sürecindeki
rolünü ve ekonomik kriz yaratma kabiliyeti bulunduğu gerçeğini kavrayamadığı
için eleştirir (örneğin A. Smith’e göre, para, meta değişimindeki basit bir
aracıydı).
Meta üretiminin belirli bir gelişim
aşamasında para, ‘sermaye ’ye dönüşür. ‘Metanın dolaşım formülü’ şöyledir: C –
M – C. Yani (Meta- Para - Meta). Bu zincir başka metayı satın almak için bir
metayı satmak şeklinde oluşur. ‘Sermaye formülü’ ise şöyledir: M – C – Mꞌ. Yani
(Para- Meta – Paraꞌ). Bu zincir ise başka bir metayı satmak için satın almak
şeklinde oluşur. Böylece (Marx tarafından), dolaşıma sokulan ilk paranın
değerindeki artış ‘artık değer’ olarak tanımlanır.
Kapitalist dolaşımda paranın bu büyümesi
bilinen bir şeydir. İşte tarihsel olarak üretimin sosyal ilişkilerince özgün
bir biçimde belirlenen bu büyüme parayı sermayeye dönüştürür. Bu dönüşümü
bitcoin ve diğer kripto paraların sağlaması beklenebilir mi?
Bitcoin değer/servet biriktirme aracı olarak kullanılabilir mi?
Paranın değer / servet biriktirme aracı
olarak işlev görmesi dendiğinde bugünkü satın alma gücünün geleceğe güvenli bir
biçimde aktarılması anlaşılır. Gelecekte bozulmayan dolayısıyla da değeri
düşmeyen araçlar ancak bu işlevi görebilirler.
Bu bağlamda meyve (örneğin elma) bugün
için ödeme aracı olarak kabul edilebilirse de, gelecekte çürümek durumunda
kalacağından servet biriktirme aracı olarak işlev göremez.
Bunun için son derece likit olan ve
hemen metalarla değiştirilebilir, dünya çapında kabul görmüş dolar ve avro ya
da diğer ulusal paralar gibi bir para ya da dayanıklılığı olan ama sınai amaçla
kullanımı kadar aynı zamanda da süs –ziynet eşyası olarak kullanılabilen,
fiyatı spekülatif dalgalanmalar nedeniyle düşebilse de asla sıfıra düşmeyen
altın veya sağlam bir faiz getirini garantileyen elektronik tahvil
sertifikaları gibi bankalar batmadığı sürece dayanıklı olan ve çok daha kolay
depolanabilen menkul değerlerin, hisse senetlerinin kullanılması gereklidir ki
bugün servet büyük ölçüde böyle biriktirilmekte ve saklanmaktadır.
Buna yanıt olarak, örneğin Amerikalı
yatırımcı ikiz kardeşler Winklevoss’ların 2012 yılından bu yana yaptıkları
bitcoin yatırımlarının değerinin 1,65 milyar dolara eriştiği ileri
sürülebilirse de (5) bunların, kripto balonunun patlaması anında satışa
çıkartıldığında bu değerden alıcı bulabileceği son derece kuşkulu.
Bu açıdan bitcoin ve diğer kripto
paralar oldukça zayıf konumdalar. Paralarını gizlemek isteyenler, vergi ödemek
istemeyenler için finansal gizlilik sağlayabilirler (tıpkı offshore hesaplar
gibi). Diğer yandan insanlar geleceği kuşkulu kendi ulusal para birimlerine
dahi kolay kolay yönelmezler (Türkiye’de son dönem liradan kaçılması gibi).
Mesele yine bitcoinin bir değeri olup
olmadığına göre şekilleniyor. Faiz getirisi olmayan, altın gibi ziynet eşyası
olarak da kullanılamayan, dünya çapında kabul görmeyen bir para biriminin
servet /değer biriktirme aracı olabilmesi için değerli olması gerekiyor.
Bitcoinin bir değişim değeri olduğunu
daha önce açıklamıştık. Bir kriz anında değerinin sıfıra düşmesini önleyecek
her hangi bir temel değerinin olduğunu ileri sürmek çok zor. Çok ciddi bir kriz
sonrasında bu paraların değeri sıfıra kadar düşebilir. Diğer yandan altının ya
da petrolün değeri, çalkantı yaşasa da asla sıfıra kadar düşmedi, düşmez.
Kısaca gerçek anlamda değeri olan bir
şeyin değer biriktirme aracı olabilmesi mümkün. Tıpkı 1990’lardaki ‘Beanie
Bebekler Balonu’nda görüldüğü gibi elektronik ortamda bu az sayıdaki
oyuncakların değeri binlerce dolara yükselmiş ve ilgili alış veriş sitesinin
ticaret hacminin yüzde 6,6’sına kadar yükselmişti. Bazıları yaşamları boyunca
yaptıkları tasarrufları bu bebeklere yatırmışlar ama balon patladığında iş
işten geçmişti. Bu bebekler oyuncak olarak değerliydiler ama asla binlerce
dolar etmezlerdi. Bitcoinin değer biriktirme aracı olabilmesi için önce bir
para birimi olarak kabul görmesi kaçınılmazdır (6).
Kripto paralar yeraltı dünyasında yaygınlaşıyor!
Yer altı dünyasının giderek dijital
paraları tercih etmeye başlaması, bu paranın geleceğin parası olarak
kullanımını zorlaştıran bir diğer engel. Zira blockchain teknolojinin izin
verdiği şifreleme/kodlama, oluşturulan cüzdanlar vergi kaçırmak için olduğu
kadar, gizli saklı ödemeler için de kullanılabiliyor.
Özellikle de monero, ethereum ve zsachs
gibi kripto paralar sahte kayıt kullanılmasına izin veriyor. Bu nedenle de
örneğin fidye işlerinde kullanılan moneroya olan talep ciddi olarak arttı
(bundan 3 ay önce AB’nin ilgili organı Europol yayımladığı bir rapor ile bu üç
dijital paranın popülaritesindeki belirgin artışın risklerine dikkat çekmişti
(7)).
Devam edecek…
………………
(1) “Bitcoin Could Cost Us Our Clean-Energy Future”,https://www.nakedcapitalism.com/…/bitcoin-cost-us-clean-ene…, 7 Aralık 2017.
(2) Patrick Watson, “How Bitcoin Could Crash the Markets”, Mauldin Economics
<subscribers@mauldineconomics.com, 19 Aralık 2017.
(3) “Using Blockchain to Expand Access to Real Estate”,https://media.consensys.net, 11 Ocak 2018.
(4) Paul De Grauwe , “The bitcoin is not the currency of the future”,http://escoriallaan.blogspot.com.tr/, 8 Aralık 2017.
(5) Nathaniel Popper, “How the Winklevoss Twins Found Vindication in a Bitcoin
Fortune”, https://medium.com, 20 Aralık 2017.
(6) Vili Lehdonvirta “Bitcoin isn’t a currency – and unless it becomes one it
could be worthless”, https://theconversation.com/uk, 6 Aralık 2017.
(7) Olga Kharif, “The Criminal Underworld Is Dropping Bitcoin for Another
Currency”, https://www.bloomberg.com, 2 Ocak 2018.