25 Haziran 2023 Pazar

Putin kendisiyle mi savaşıyor?

 

Putin kendisiyle mi savaşıyor?

Mustafa Durmuş

25 Haziran 2023

Şu anda Rusya’da tam olarak neler olduğu bilinmiyor ancak Rusya Devlet Başkanı V. Putin, şu ana kadar Rus devletinin vekâleten Suriye’de ve Libya'da birçok kirli işini yaptırdığı, Ukrayna cephesinde savaşan Rus özel güvenlik şirketi “Wagner Group’a ait silahlı güçlerin eylemlerinin silahlı isyan niteliğinde olduğunu belirterek sorumluların en ağır biçimde cezalandırılacağını” açıklamıştı.(1)

Sözü edilen Wagner Group’un Başkanı Y. Prigozhin ise “Rus ordusunu kendi özel silahlı kuvvetlerine saldırmakla suçlamış ve bu saldırılara karşılık vereceğini” söylemişti.

NATO’nun işi mi, Putin’in tabanı konsolide etme çabası mı?

Sosyal medyadaki çelişkili raporlara göre, Rus askeri araçları Rusya başsavcısının “silahlı bir isyan örgütleme girişimi” olarak adlandırdığı bu olay yüzünden büyük Rus kentlerinin sokaklarında dolaşıyor.

Buna karşılık, bir kaynağa göre, Voloshino kontrol noktasında yaklaşık 80 kilometre uzunluğunda Wagner kuvvetleri konuşlanmış durumda ve Rus ordusu ya da sınır muhafızları bunlara müdahale etmiyor. (2)

En son haber ise Wagner güçlerinin ilerlemesini durdurduğu ve Wagner ile Kremlin arasında bir tür ateşkesin sağlandığı yönünde. (3)

Bu çatışmada (kuşkusuz) NATO’nun rolünün (Wagner’i harekete geçirmek anlamında) olup olmadığı da ya da Ukrayna savaşı yüzünden halkın gözünde popülerliğini büyük ölçüde yitiren Putin’in bu olayı Rus halkını konsolide etmek için organize edip etmediği tartışılıyor (ne de olsa politik olarak çok sıkışan otoriter liderler her zaman bir “dış ya da iç düşman” efsanesine sarılırlar).

Diğer yandan bu gelişme Putin’e karşı bir darbe girişimi olarak da nitelenebilir. Ancak böyle bir girişimin (normalde beklenebileceği gibi) Rus ordusunun kendi içinden değil, “özelleştirilmiş” güvenlik hizmetleri veren bir büyük özel şirketten geliyor olması dikkat çekici. Bu durum tüm dünya için daha ziyade yeni bir durum.

Özelleştirmeler ve çoklu krizler işin merkezinde

İşin aslını anlamak için “özelleştirme” olgusuna değinmek gerekiyor. 1960’li ve 1970’li yıllarda batı dünyasında savunma ya da güvenlik hizmetlerinin özelleştirilmesi telaffuz dahi edilmezdi. Hatta savunma ve güvenlik hizmetlerinin (yargı ile birlikte) “kolektif hizmetler” olmalarından ötürü özelleştirilemeyeceği yönünde genel akademik bir kabul de söz konusuydu. (4)

Ancak 1980’li yıllardan itibaren devreye giren neo-liberalizmle birlikte, eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik hizmetlerinin yanı sıra savunma ve güvenlik hizmetleri de özelleştirilmeye başladı.

Resmi kolluktan daha çok sayıda “özel güvenlik görevlisi”

Örnek olarak, bugün Türkiye’deki resmi kolluk hizmetlerinden çok daha fazla sayıda olmak üzere (352 bini aktif çalışan olmak üzere 774 bine yakın) özel güvenlik görevlisi kimliğine sahip insan ve bunları istihdam eden, bir kısmının da mafyatik ilişkilere sahip olduğu ileri sürülen 1,300’e yakın özel güvenlik şirketi mevcut. (5)

Bu şirketler sadece ordu, emniyet ya da üniversiteler değil, hastaneler, belediyeler ve pek çok diğer kamu kurumunun güvenliğinden (99,000’den fazla özel güvenlik izni alan yer var) sorumlular ve bunlara her yıl onlarca milyar liralık kaynak aktarılıyor (diğer örnekler olarak FETÖ yapılanması ve SADAT gözden kaçırılmamalı).

Sonuç olarak

Rusya örneğinden de görülebileceği gibi, kapitalizmin çoklu krizleri derinleştikçe sistem içindeki resmi güçlere paralel olarak oluşturulmuş ve aslında asıl işi emekçi sınıfların olası bir isyanına karşı kullanılmak olan ya da iktidarların kirli işlerini resmi devlet yapılanması dışında yaptırabilmek için kurdurulan böyle paramiliter güçlerin ulus devletlerin resmi silahlı güçleriyle çatışma içine girdikleri bir durum yaşanıyor.

Benzer bir çatışma, tarihte Osmanlı’da Yeniçerilerle Osmanlı ordusu arasında yaşanmıştı. Keza ekonomik buhran yılları olan 1930’lu yıllarda, Alman resmi Nazi polis örgütü olan ve Nazilerin iktidar olduğu 1933 yılından itibaren ticari işletmeler kurarak bir tür sermaye örgütüne de dönüşen SS’lerle (Schutzstaffel), 1918 sonrasında bazı eski Alman ordu mensuplarınca sokakları ele geçirmek için kurulan SA’lar (Sturmabteilung) arasında yaşanmış ve SA’lar faşizmin inşasının tamamlanmasıyla birlikte kanlı bir biçimde yok edilmişlerdi. (6) Bu örnekleri başka ülkelerden örneklerle birlikte çoğaltmak mümkün.

Özcesi, kapitalist sistemin krizleri derinleştikçe ve asıl olarak da ulus devlet yapılanmaları halkın demokratik kontrolünden kaçabildiği sürece bu tür paralel örgütlenmelere ve bunların resmi yapılarla arasındaki çatışmalara daha sık tanık olacağız.

Bundan böyle Rusya’da neler olabilir, tam olarak kestirebilmek zor ama bu çatışma devam ederse bunun jeopolitik sonuçları olacağı gibi, sadece Rusya’da değil, başta Türkiye ve İran olmak üzere bazı bölge ülkelerinde de önemli siyasal sonuçları ortaya çıkacaktır.

Dip notlar:

(1)    https://tr.euronews.com/2023/06/24/rusya-lideri-putin-wagnerin-eylemi-silahli-isyan-ve-hainler-cezalandirilacak (24 Haziran 2023).

(2)    https://geopoliticalfutures.com/update-on-russias-internal-conflict (23 June 2023).

(3)    https://www.cumhuriyet.com.tr/dunya/son-dakika-wagner-lukasenkonun-dur-cagrisini-kabul-etti (24 Haziran 2023).

(4)    Mustafa Durmuş, Kamu Ekonomisi, Gazi Kitabevi, 2008, s. 131.

(5)    https://www.egm.gov.tr/ozelguvenlik/ozel-guvenlik-istatistikleri (25 Haziran 2023).

(6)    G.S. Graber, History of the SS,  Robert Hale-London, 1981,  s. 113-114.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder