4 Aralık 2022 Pazar

Fitch’in 2023 seçim senaryosu

 

Fitch’in 2023 seçim senaryosu üzerine kısa bir değerlendirme

Mustafa Durmuş

3 Aralık 2022

Dünya’daki üç büyük kredi derecelendirme kuruluşundan birisi olan Fitch’in (diğerleri Standard & Poor’s ve Moody’s)Türkiye’de gelecek yıl yapılacak olan seçimleri analiz eden bir raporunda 2023 seçimlerinin sonuçlarına ilişkin üç olası senaryoya yer veriliyor. (1)

En ağırlıkta olan senaryo altında,  (i) Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yüzde 55 olasılıkla  Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanması, buna karşılık, tekrarlanan 7 Haziran 2015 seçimlerinde olduğu gibi, AKP’nin Meclis çoğunluğunu kaybetmesi bekleniyor.

Diğer iki senaryo ise yüzde 22,5’er olasılıkla, sırasıyla: (ii) Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığını ve AKP’nin Meclis’te çoğunluğu kazandığı ve (iii) Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilemediği ve AKP’nin Mecliste birinci parti olma durumunu kaybettiği senaryolar.

Dış politika belirleyici olacak

Doğallıkla ilk senaryo daha fazla dikkat çekiyor. Bu senaryonun gerçekleşmesinde de en etkili faktörün izlenmekte olan dış politika olduğu ileri sürülüyor. Bu noktada çok önemli bir ayrıntı var.

Kuruluş, Erdoğan’ın izlediği dış politikadan (ve Suriye ve Irak’ta yürüttüğü askeri operasyonlar da dâhil) elde edeceği olası başarının onun tekrar seçilmesinde en önemli etken olacağını çünkü bu politika ve askeri operasyonların, konuyu bir “milli mesele gibi gören” bu nedenle de iktidarın yanında olan ana akım muhalefet (6’lı Masa) tarafından da desteklendiğini ileri sürüyor.

Kısaca Fitch, ilk senaryosuna göre, “2023 seçimlerinde Erdoğan'ın marjinal bir galibiyet elde edeceğini, ancak Türkiye'yi uzun süreli bir siyasi kaosa sürüklememek için milletvekilliği seçimlerinin sonuçlarını kabul etmek zorunda kalacağını” düşünüyor:

“Erdoğan muhalefete yeni kabinede görev teklif edecektir.  Eğer Erdoğan muhalefete yeni kabinede önemli mevkiler sunarsa, ana muhalefet iç politika konusunda daha büyük bir rol üstlenebilir. Bu da bazı ortodoks ekonomi politikalarına dönüşün önünü açabilir”.

Seçim sonrası ekonomik durum parlak değil

Bu senaryonun gerçekleşmesi halinde kuruluş ekonomideki durumun şöyle gelişmesini bekliyor:

2023 yılında ekonomi ılımlı bir büyüme sağlar, para politikası sıkılaştırılır (faizler yükseltilir), maliye politikası gevşetilir ve TL daha da değer kaybeder.

2024 yılında ise ekonomi iyice daralırken, para ve maliye politikası 2023’teki gibi yürütülür ancak TL biraz daha zayıflamayı sürdürürken kur oynak bir hal alır. Ekonomi ancak 2025 yılında tekrar ılımlı bir büyüme sağlar.

Kısaca bu senaryo altında önümüzdeki üç yıl ekonomide durum pek parlak görünmüyor. Her halükarda faturayı emekçiler ödeyecek gibi görünüyor.

Bazı ekonomik göstergeler

 

2023

2024

2025

Ekonomik büyüme

% 2,5

%1,4

% 2,2

Enflasyon

% 26,1

% 17,2

% 16,1

Bütçe açığı

% - 4,4

% - 4,5

% - 4,2

Cari açık

% - 4,9

% - 4,4

% - 3,8

Para politikası

Sıkı

Sıkı

Gevşek

Maliye politikası

Gevşek

Gevşek

Sıkı

Döviz kuru ($/TL)

23,2

24,6

24,5

Fitch ne anlatmaya çalışıyor?

Uluslararası finansal sermayenin sözcüsü konumundaki bir kuruluş olan Fitch’in bu değerlendirmesini nasıl yorumlamak gerekiyor? Kuruluş gönlünden geçenleri mi anlatıyor, yoksa gerçekleşmesi muhtemel bir somut durumu mu dile getiriyor?

Bir başka anlatımla, kuruluş neo-liberal politikaları sürdürerek küresel sermayeye güven veren bir yeni devlet ittifakını mı murat ediyor? Yoksa gerçekçi bir tahmin ile seçimlerin nasıl sonuçlanabileceğini mi öngörüyor?

Fitch’in bu senaryosu tartışmalı olabilir. Ancak “dış politika ve askeri operasyonlar konusunda iktidar ve muhalefetin ortak davrandığı” tespiti son derece gerçekçi.

Ciddi bir ekonomik kriz ve yüksek bir enflasyon altında, derin bir yoksulluğun ve yaygın işsizliğin yaşandığı bir ortamda, mealen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinde askeri operasyon ve dış politikada elde edeceği olası bir zaferle milliyetçi oyları artırmaktan başka yol kalmamışken, muhalefetin bu konularda iktidara vermekte olduğu destekle Erdoğan’ın işini kolaylaştıracağı yönündeki tespit gerçekçi bir tespit gibi görünüyor.

6’lı Masa durumun farkında mı?

Bu noktada asıl önemli olan 6’lı Masa’nın bu durumun ne kadar farkında olduğudur.  Bu noktada da kamuoyunda iki görüş mevcut.

İlkine göre, 6’lı Masa kendi iç çelişkileri nedeniyle (özellikle de İYİP’in talepleri üzerine) dış politikada iktidar bloku gibi davranmak durumunda kalıyor.

İkincisine göre 6’lı Masa aslında devletin içindeki bir kısım muhalefetin sözcülüğünü yapıyor. İktidara karşı bir görünüm sergilerken devletin dış politikasına sahip çıkıyor.

Nedeni hangisi olursa olsun sonuç aynı olacaktır. Eğer Fitch bu tespitlerinde haklı çıkarsa kaybeden sadece toplumsal muhalefet değil, aynı zamanda sahnede muhalefette gibi görünen siyasal partiler de kaybedecekler, hatta bazıları yok olmaya yüz tutacaktır. Demokrasi açısından böyle bir kaybın sorumluluğu da kuşkusuz bu yenilgide etkili olan bu siyasal partilere ve oluşumlara ait olacaktır.

Dip notlar:

(1)  Fitch Solutions, “Rising Risks to Turkey’s Outlook, A scenario analysis into Turkey’s 2023 elections”, (November 2022).

 

 

 

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder