27 Ekim 2015 Salı

AVRUPA’DA DEMOKRASİCİLİK OYUNU!




Mustafa Durmuş
 
26 Ekim 2015

Britanya’nın The Telegraph gazetesinde yer alan bir haber (http://www.telegraph.co.uk/finance/economics/11949701/AEP-Eurozone-crosses-Rubicon-as-Portugals-anti-euro-Left-banned-from-power.html) tam da 1 Kasım Seçimleri öncesinde bir deja vu niteliğinde. Buna göre, Portekiz Devlet Başkanı Anibal Cavaco Silva, 4 Ekim’de yapılan genel seçimlerinin sonuçlarını beğenmedi ve bu seçimlerde de % 50,7 lik bir oy çokluğu sağlayan Sol Koalisyon’a ((Merkez Sol Parti+ Komünistler+Yeşiller)  hükümeti kurma yetkisi vermeyi reddetti. Yerine bu seçimlerde oy oranını % 38,5’e düşüren eski Sağcı iktidar Koalisyonunu  (Pedro Passos Coehlo) hükümeti kurmak için görevlendirdi.

Sol Koalisyon, seçim çalışmaları sırasında Troyka’nın dayattığı kemer sıkma uygulamalarına son verileceğini açıklamıştı. Silva, “sol bir hükümet kurdurulmasının  ya da komünistlerin iktidara yaklaştırılmasının çok riskli olduğunu, tersine Sağ bir hükümetin hem Brüksel’i tatmin edeceğini, hem de yabancı finans piyasalarını sakinleştireğini” ileri sürdü.

Böylece Silva, devlet başkanlığı makamını kullanarak, küstahça demokrasiyi hiçe sayarak, Avrupa Para  Birliği ve finans kapitalin çıkarlarına hizmet eden gerici bir gündemi uyguluyor. Öyle ki “Avrupa Birliği kuralları ve üyelik taahhütleri söz konusu olduğunda demokrasinin ikinci plana atılabileceğini” söylüyor.  Ona göre, “Portekiz’in 40 yıllık demokrasi tarihinde, Avrupa, Lizbon Anlaşması, Mali Anlaşma ya da NATO karşıtı hiç bir hükümet kurdurulmadı, bundan böyle de kurdurulmayacak”.

Birkaç yıl önce halkın seçtiği demokratik hükümetler İtalya ve Yunanistan’da, Troyka’nın yaptığı parlamenter darbelerle ortadan kaldırılmış ve yerlerine Goldman Sachs ve Avrupa Merkez Bankası’nın güdümündeki teknokratlardan oluşan teknokrat hükümetler kurdurulmuştu.  Sonra Yunanistan’da kemer sıkmaya ve Avro ideolojisine karşı çıkan ve yine halkın tercih ettiği Syriza’ya diz çöktürüldü. Ardından Britanya’da iyice sağa kayan İşçi Partisi’nin liderliğine seçilen solcu Jeremy Corbyn hem medya hem de partinin sağ kanadı tarafından adeta linç edilmeye çalışıldı. Şimdi sıra Portekiz’in Sol Koalisyonu’na geldi. Anlaşılan o ki yakında İspanya’da Podemos’un zaferi söz konusu olduğunda benzer gelişmeler orada da olabilecek. Tüm bu ülkelerdeki ortak özellik bu partilerin finans kapital tarafından dayatılan kemer sıkma politikalarına karşı çıkmaları.

Bu gelişmeden çıkarılacak bazı sonuçlar olmalı. İlk olarak,  bu gelişme Avrupa Birliği ve onun parçası olan örgütlenmelerin gerçekte sağcı otoriter girişim örnekleri olduğunu gösteriyor. İkinci olarak, sisteme meydan okunduğunda sistemin egemenleri demokrasiyi askıya almaktan çekinmiyorlar. Bu da neo liberal kemer sıkma ve “Yeni Normal” dönemde kapitalizm ile demokrasinin evliliğinin fiilen bitmekte olduğnu ortaya koyuyor. Son olarak, parlamenter mücadele, çok önemli olsa da, halkların kurtuluşu için tek başına yeterli değil. Bunun  aşağıdan yukarıya doğru toplumsal yaşamın her alanında verilecek mücadelelerle güçlendirilmesi gerekiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder