Kapitalizm
ve spekülasyon: Tesla, Elon Musk ve Bitcoin
Mustafa
Durmuş
21
Şubat 2021
Küresel finans piyasaları spekülasyona doymuyor. 7 Şubat tarihinde Evrensel Gazetesi’nde yayınlanan söyleşimizde GameStop üzerinden küresel borsalarda yapılan spekülasyon ve manipülasyonu yorumlamıştık.
Finans dünyasında spekülasyon; yüksek getiri
beklentisi ile paranın bir finansal yatırım aracına yatırılması ya da hızlı ve
yüksek kâr elde etmek amaçlı kısa süreli finansal alım satım faaliyetlerinde
bulunulması olarak tanımlanıyor ve yasal bir eylem olarak kabul ediliyor. Bu
bağlamda açığa satış (shorting) borsalarda yapılan en yaygın spekülasyon
biçimlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Manipülasyonsa, yine yüksek ve çabuk getiri sağlamak
amaçlı, piyasadaki karar alıcıları yanıltarak, piyasadaki fiyat hareketlerine
suni olarak ve çeşitli tekniklerle müdahale etmek olarak tanımlanıyor ve bunun yasa
dışı bir eylem olduğu kabul ediliyor.
İşin gerçeği spekülasyon ile manipülasyonu
birbirinden ayrıştırmak çok zor. Tıpkı vergi kaçırma ile vergiden kaçınma
arasında olduğu gibi aralarında çok ince bir çizgi var.
GameStop
Bu yılın başında patlak veren GameStop spekülasyon
ve manipülasyonu şöyle gerçekleşti: Orta sınıfa mensup, genç, eğitimli ve Covid-19
yüzünden evlerine tıkılıp kalan, borsalar üzerinden para kazanmak isteyen bir
grup (gerçekte sayıları milyonu aşıyor) yatırımcı Reddit-WallStreetBet adlı
elektronik bir forum aracılığıyla örgütlendiler.
Bu yatırımcılar Robinhood adı verilen bir kuruluş
aracılığıyla GameStop adlı, bir süredir ciddi finansal sorunlar yaşayan, aynı
zamanda da hisselerinin büyük hedge fonları tarafından spekülatif amaçlı olarak
açığa satıldığı Amerikalı bir şirketin hisselerini yoğun bir biçimde satın
almaya başladılar.
Yaptıkları bu manipülatif alımların sonucunda 12
Ocak’ta 19,95 dolar olan şirketin hisse fiyatı 29 Ocak’ta 325 dolara fırladı. Bu
durum, şirket hisselerinin fiyatları birden ve çok hızlı arttığından, açığa düşen spekülatör hedge fonları 13
milyar dolar kadar büyük bir zarara soktu.
Öyle ki bu fonlardan biri yatırımcılarının ve diğer yatırım fonlarının
2,75 milyar dolarlık desteği ile kurtarılabildi. İşin enteresan yanı ise bazı
kesimlerce, bu manipülasyonu yapan küçük yatırımcıların bu davranışının
antikapitalist bir mücadele yöntemi olarak sunularak göklere çıkartılmasıydı.(1)
Tesla
Bitcoine yatırım yapıyor
Bu kez spekülasyon sahnesinde kripto para piyasası
var. Aktörleri ise Reddit-WallStreetBet Forumunun katılımcılarının da hisselerine
büyük ilgi gösterdikleri Tesla şirketi (Elon Musk) ve Bitcoin yatırımcıları.
Tesla’yı ürettiği elektrikli otomobiller kadar son
iki yılda hisselerinin değerinin 60 dolardan 835 dolara fırlamasıyla ve böylece
patronu olan Elon Musk’ı dünyanın en zengin insanı yapmasıyla tanıyoruz. Öyle
ki bu dünyanın en zengin Amerikalısının toplam serveti 194,5 milyar dolar. (2)
Kapitalist seçkinler için servet elde etmenin bir
sınırı yoktur. Hep daha fazlasını arzularlar. Nitekim Tesla geçen ay yatırım
politikasını güncelleyerek 1,5 milyar dolarlık Bitcoin satın aldı. Yani
yatırımlarının bir kısmını kripto para piyasasına yönlendirdi. Bunun sonucunda
Bitcoinin değeri birden 5 bin dolar daha arttı (yüzde 14). Tesla da bu işten ciddi kazanç sağladı zira
borsadaki değeri yüzde 3 arttı. Bu artışla birlikte başta Musk olmak üzere
büyük hissedarlar 11 milyar dolar daha kazandılar. (3)
Bitcoin
boğası serbest kaldı!
Bu büyük çaptaki alımın da etkisiyle bu hafta Bitcoinde
50 bin doların ardından 54 bin dolar seviyesi de geçildi, fiyat 60 bin dolara
doğru gidiyor. Son 24 saatte yüzde 5,6 artan fiyat, yılbaşından bu yana yüzde
77 yükseldi. Bir yatırımcı analistine göre Bitcoindeki bu ralli 170 bin dolar
seviyesine kadar sürebilir.(4)
Bitcoinin temiz enerji yatırımlarını teşvik ettiği,
dolayısıyla da ekolojiyi koruduğu savı ise boş bir sav zira bazı günlerde Bitcoin
madenciliği Polonya gibi bir ülkenin tükettiği kadar enerji tüketiyor ve her yıl
37 milyon ton CO2 emisyonuna neden oluyor.(5)
Aynı şekilde Tesla’nın büyük çapta Bitcoin alımı
yaparak bu kripto paranın fiyatını artırmasının “Bitcoin madencilerini daha
fazla yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmaya sevk edeceği”
beklentisi aşırı iyimser bir beklenti. Çünkü madenciler her zaman kâr
maksimizasyonu için en ucuz seçeneklere yönelirler. Dolayısıyla da daha fazla
Bitcoin için çok daha fazla enerji harcayacaklar. Maliyetlerini de düşürebilmek
için de en ucuz, muhtemelen doğa için en zararlı enerji kaynaklarını kullanmaya
yönelecekler.
Tesla
ve Bitcoin kazanıyor, kim kaybediyor?
Kısaca Bitcoin şahlanıp, fiyatı uçarken bundan Tesla
ve Bitcoin yatırımcıları büyük kazançlar sağlıyorlar. Kripto paralar henüz
vergilendirilmedikleri içinse devletlerin bundan bir kazancı olmuyor.
Diğer taraftan “bu spekülasyondan kim ya da kimlerin
zarar göreceği” sorusu da çok önemli. Çünkü birilerinin kazandığı bir yerde,
birilerinin de kaybetmesi kapitalizmin işleyişinin bir gereği. Yani borsa ya da
Bitcoin aracılığıyla birileri çok zengin olurken, toplumun diğer kesimlerinin
surumu sabit kalmıyor, onlar kaybediyorlar, fakirleşiyorlar.
Kaldı ki “kazan-kazan”
diye bir durumun gerçekte algıdan öte bir şey olmadığını, en son “kamu ve özel,
tüm tarafların kazançlı çıkacağı projeler olarak halkımıza sunulan Kamu Özel
İşbirliği (KOİ) ile yapılan köprü, havalimanı ve şehir hastaneleri projelerinin
neden olduğu büyük toplumsal zarardan çok iyi biliyoruz.
Kapitalist düzen böyle işliyor. Yani sosyal sınıflara
bölünmüş, emek-sermaye karşıtlığı üzerinden ücretli emek sömürüsüne dayalı
olarak varlığını sürdüren kapitalizmde zenginler daha da zenginleşiyorsa bu
fakirlerin daha da fakirleşmesiyle sonuçlanıyor.
İşçi ve patronun ikisinin de aynı anda zenginleştiği
anlar tarihte yok denecek kadar azdır. Küresel
gelir ve servet dağılımı adaletsizliğinin geldiği nokta bunun en somut kanıtı.
Öyle ki, günümüzde dünyanın en zengin yüzde 1’lik nüfusu her yıl toplam küresel
gelirin yüzde 21,5’ine ve küresel servetin yüzde 43,4’üne el koyuyor. (6)
Bu konuda örnek olarak hep, kapitalizmin ‘Altın Çağ’ı
olarak da bilinen İkinci Dünya Savaşı sonrası ABD ekonomisinde yaşananlar
gösterilir. Ancak bu dönemde sanayi kârlarının artmasının yanı sıra reel
ücretlerdeki artışın nedeni emek gücü verimliliğinin çok hızlı artması, sanayi
proletaryasının tarihte görülmemiş ölçüde güçlü örgütlülüğü ve reel sosyalizmin
varlığıydı. Kaldı ki reel ücret artışları kâr oranlarındaki artışın çok gerisinde
kaldı.
Ayrıca bu dönem uzun sürmedi ve 1980’lerin
ortalarından itibaren neo-liberalizmle birlikte neredeyse bütünüyle tersine
döndü. Bugün, kapitalizmin geldiği yüksek finansallaşma düzeyinde, artık emek
gelirleri (ücret) ile sermaye gelirlerinin (kâr) paralel gitmesi mümkün değil.
Sermaye gelirlerinin, dolar milyarderlerinin sayısının arttığı her yerde emek
gelirlerinin azaldığı ve yoksulluğun arttığı bir gerçek.
Kapitalizm
finansallaştıkça spekülasyon artıyor
Borsalarda ya da kripto para piyasalarındaki bu
gelişmeleri kapitalizme içkin bir olgu olan spekülasyon olgusundan ayrı
değerlendirmemek gerekiyor. Çünkü spekülasyon ve bu sayede elde edilen spekülatif
gelirler kapitalizmin tarihinde hiç olmadığı kadar önemli boyutlara erişti.
Öyle ki, yukarıda verilen Tesla örneğinde olduğu gibi, hem bu şirketin
hisselerinin fiyatı yükseldi, hem de Bitcoin spekülatörlerinin kazançları
milyonlarca dolar arttı.
Bu durum aslında (GameStop olayında anlatıldığı gibi),
açığa satış yapan (shorting) hedge fonların ya da çok uluslu şirketlerin ve
büyük yatırım fonlarının küresel borsalarda işlem gören kendi şirket
hisselerini satın alarak (buyback) bu hisselerin fiyatlarını yükseltmeleri ve böylece
çok büyük kazançlar sağlamaları ile aynı şey.
Emek perspektifinden Bitcoin
O halde borsa ya da Bitcoin gibi finans piyasalarındaki
bu faaliyetleri emek perspektifinden nasıl ele almak gerekiyor?
Karl Marx 19.Yüzyılda finansal varlıkları,
tahvilleri ve bunların alınıp satıldığı borsaları, kurgusal sermaye araçları
olarak tanımlamıştı. Kuşkusuz onun yaşadığı yüzyılda Bitcoin gibi kripto
paralar mevcut değildi. Marx’ın bu tür finansal araçları tanımlama biçiminden
yola çıkarak Bitcoinin bu yüzyılın kurgusal sermaye yaratan araçlardan biri
olduğunu söyleyebiliriz.
Dolayısıyla da böyle yatırımların değeri büyük çapta
bir yanılsamadan ibarettir. Spekülatörler (yatırımcılar) büyük çapta Bitcoin
satın aldıklarında bu kripto paranın fiyatı da artar (tıpkı borsalardaki hisse
senetleri gibi).
Diğer yandan, finansal spekülasyon reel ekonomideki
düşen kârlara karşı en temel karşılayıcı faktör olsa da, her çıkışın bir inişi
vardır. Dolayısıyla da yükselen fiyatlar keskin bir biçimde tekrar düşer.
Nitekim 2018 yılında Bitcoinin fiyatı bir iki ay içinde 20 bin dolardan 6 bin
dolara kadar düşmüştü.(7)
Kripto
paraları yaratan ortam
Bu noktada kripto paraların hangi ihtiyaçtan ve nasıl
bir ortamda doğduklarını da irdelemek gerekiyor.
Özetle, Bitcoinin ‘Büyük Resesyon’ olarak da
adlandırılan 2008 finansal krizi sırasında ortaya çıktığını, yani başta Fed
olmak üzere büyük merkez bankalarının uyguladığı aşırı parasal genişleme
politikalarının yol açtığı likidite bolluğunun bir sonucu olduğunu söyleyebiliriz.
Bir başka anlatımla, Bitcoin 2000’li yılların başından
itibaren şişirilen uzun vadeli konut kredisi (mortgage) ve bunun üzerinden
yaratılan menkul kıymetleştirme balonunun patlamasının ardından gündeme geldi.
Yaratılan yeni bir teknoloji (blokchain teknolojisi)
ve yaygın internet kullanımı alternatif bir para ve ödeme biçimi olarak böyle kripto
paraların kullanımını da mümkün kıldı. Yani, bir ihtiyaç ve buna uygun üretici
güçlerdeki (teknoloji) önemli bir gelişme Bitcoini yarattı.
Ayrıca; bankalar ve diğer
finansal kuruluşlar aracılığıyla yürütülen finansal işlem maliyetlerinin yüksekliği
de Bitcoinin ortaya çıkışında bir diğer teşvik edici etken oldu.
Keza 2008 krizi küresel paraların ve para
otoritelerinin meşruiyetinin sarsılmasına neden oldu. ABD doları ağırlıklı
uluslararası para ve kredi sistemi, bu paralar üzerinden işlem yapan finansal
piyasalar ve başta Fed olmak üzere küresel merkez bankaları gibi para
otoriteleri ve ulus devletlerin finansal operasyonlarının meşruiyeti (özellikle
de 2008 krizdeki rolleri bağlamında) epeyce sorgulanmaya başlayınca bu
kurumlara karşı bir güven sorunu oluştu. İşte tam da bu noktada bu güven
yitimi, alternatif para ve ödeme biçimlerinin ortaya çıkmasına yol açtı. (8)
Bitcoin: Spekülasyon ve manipülasyona uygun bir araç
Diğer taraftan teknolojik yenilik, internet, güven
sorunu vb. Bitcoinin fiyatındaki süper artışları açıklamak için yeterli değil.
Nitekim, Britanyalı iki akademisyenin 2017 yılında yapmış
oldukları bir çalışma, Bitcoin fiyatlarındaki o dönemdeki süper hızlı artışın
(ve 2018 yılındaki, yüzde 60’lık düşüşün) önemli bir nedeninin finansal
spekülasyon ve manipülasyon olduğunu ortaya koyuyor. (9)
Öyle ki o yıl sadece “balina” adı verilen 1,000 oyuncu
Bitcoin piyasasının yüzde 40’ını kontrol ediyor ve örneğin 12 Kasım 2017’de
sadece 1 oyuncu bir seferde 25,000 Bitcoini (159 milyon dolar) sisteme sokuyordu.
Bu da yapılan manipülasyonun büyüklüğünü gösteriyordu. (10) Bu örneğin geçen
ay Tesla’nın 1,5 milyar dolarlık Bitcoin
alımı yapması sırasında ortaya çıkan manipülasyondan özde hiçbir farkı yok.
Bu hareketlerin ve beraberinde oluşan balonların asıl
hazırlayıcısı ise küresel çaptaki likidite bolluğu. Başta Fed olmak üzere büyük
merkez bankaları 2008 krizi sonrasında uyguladıkları (aşırı) düşük faiz ve
büyük çaplı miktarsal ve kredi kolaylaştırma politikaları ile hem finans
seçkinlerini daha da zenginleştirdiler, hem de böyle spekülasyonlar ve
manipülasyonlar için gerekli zemini hazırladılar.
Benzer bir durum Covid-19 Salgını sonrasında gelişti.
Finans piyasalarına verilen trilyonlarca dolarlık parasal desteğin bir kısmı
küresel borsalarda spekülasyon amaçlı olarak kullanılırken, bir kısmı da
Bitcoin gibi kripto para piyasalarında spekülatif kazançlar elde etmek için
kullanıldı. Bunun sonucunda Bitcoin piyasasının değeri 1 trilyon doları aştı.(11)
Kısacası, borsaların yanı sıra, kripto para piyasası
da spekülatif kârlar elde etmenin bir alanı oldu. Bitcoine olan talepteki artış
ve fiyatındaki hızlı yükselişler küresel finans piyasalarındaki tarihsel zirve
yapmış aşırı likiditenin kaçınılmaz bir sonucuydu. Yani blockchain
teknolojisine ilave olarak, küresel likidite fazlası da Bitcoinin spekülasyon
amaçlı olarak kullanılmasına neden oluyor. (12)
Bir başka anlatımla, borsalardakine benzer bir
biçimde, tıpkı şirket hisselerinin fiyatlarının gerçek değerlerinden çok
ayrışarak çok artması (ya da düşüşü) gibi, kripto para piyasalarda da bu
paraların fiyatları hızlı ve ani yükseliş ve çöküşler yaşadığında, bu durum bu
paraların finansal spekülasyon araçlarından başka bir şey olmadıklarını gösteriyor
ki, sadece ana akım iktisatçıların büyük çoğunluğu değil, birçok Marksist
iktisatçı da Bitcoine böyle yaklaşıyor.
Spekülasyon kapitalizme içkin bir olgu
Marx kapitalistlerin nihai amacının kullandıkları para
sermayeyi daha da büyütmek olduğuna vurgu yapmıştı. Bu bağlamda kapitalizmin
olmazsa olmazı konumundaki bankaların ve kredi mekanizmasının görevi parayı
sermayeye dönüştürmektir. Böylece sermayeye dönüşen para üretim sürecinde emek
sömürüsü aracılığıyla kâr yaratır ve sonuçta daha da büyür. Birçok küçük yatırımcının
bireysel tasarrufları ise bu bankalarda toplanır. Borsaların ve diğer finansal piyasaların
bu parayı, reel yatırımları fonlamak üzere, reel ekonomiye aktardığı varsayılır.
Bu arada, son dönemlerde çok daha fazla görüldüğü
gibi, bu süreçte kurgusal sermaye oluşur. Kâr reel üretimden ziyade bir
finansal alaşımdan türetilir. Ancak asalak olsa da, finansal faaliyetin büyük
bir kısmı en azından fiilen ekonomiyle bazı bağlantılara sahiptir.
Örneğin borsalar, şirketlerin gelecekteki kârları
üzerindeki, devlet tahvilleri ise gelecekteki vergi gelirleri üzerindeki alacak
iddialarıdır. Kripto paralarda ise böyle bir çıpa yoktur. Bitcoinin fiyatını
yükselten şey, yatırımcıların fiyatın gelecekte daha da yükseleceğine olan
inançlarıdır. Bu da bir süre sonra patlamaya mahkûm finansal bir balonun temel
karakteristiğidir.
Sonuç:
Borsa da, Bitcoin de kurtuluş değil!
Sadece borsalarda değil, Bitcoin gibi kripto para
piyasalarında yatırım yapanlar, madencilik yapanların çoğunluğu emeği ile
geçinenler insanlardan ziyade servet zenginleri. Parasal servetlerini çok daha
hızlı büyütebilmek arzusuyla bu piyasalara ya da araçlara yöneliyorlar. Salgın
sırasında olduğu gibi, büyük çoğunluk yoksullukla boğuşurken, bunların bir
kısmı büyük servetler kazanabiliyorlar.
Ancak yaratılan bu servetlerin çok önemli bir
kısmının (tıpkı borsalarda olduğu gibi) spekülasyonla yaratılan kurgusal
sermaye niteliğinde olduğunun altını çizelim. 2018 yılında olduğu gibi ulus devletler
bu piyasaları kontrol altına alma girişiminde bulunduğunda, yeni önlemler
aldığında bu kripto paraların fiyatları hızla düşer. Bu da tıpkı borsa
balonunun patlamasında olduğu gibi, küçük bireysel yatırımcıların büyük
zararlar etmesiyle sonuçlanır.
Sisteme karşı örgütlü bir mücadele yerine, sistemin
finansal ve teknolojik imkânlarından yararlanarak, örneğin borsada oynayarak ya
da Bitcoin kazarak, zengin olmak isteyenler açısından borsadaki yükselişler ve
Bitcoin fiyatındaki bu baş döndürücü artış çok cazip gelse de, son derece
yanıltıcıdır. Bu oyunun kazananı sadece büyük spekülatörler olabilir (GameStop
olayında olduğu gibi onlar da kaybedebiliyorlar), emekçiler ya da gençler
değil.
Bu yüzden de sahte bireysel kurtuluş yollarını
değil, gerçek toplumsal kurtuluş yollarını denemek, zorlamak gerekiyor.
Emekçilerin, özellikle de eğitimli genç işsizlerin sistemden kaynaklanan sorunları
Bitcoin biriktirmek ya da borsada oynamak gibi bireysel eylemlerle
çözümlenebilecek kadar küçük sorunlar değil.
Enerjimizi toplumun bütününün kurtuluşu için gerçek
bir örgütlülük altında etkin ve doğru bir biçimde kullanmamız gerekiyor. Kapitalizm
türlü vesilelerle bize “tek başına kurtuluşun olamayacağını” gösteriyor. Bize
düşen bu gerçeği görerek gereğini yapmaktır.
Dip notlar:
(1) Bu
konudaki geniş bilgi için bak: https://www.evrensel.net/haber/425368/prof-dr-mustafa-durmus-borsada-kazanc-saglayarak-kurtulus-mumkun-degil
(7 Şubat 2021).
(2) https://www.bloombergquint.com/business/musk-close-to-surpassing-bezos-as-world-s-richest-person
(6 January 2021).
(3) https://www.bloombergquint.com/gadfly/elon-musk-s-tesla-buying-bitcoin-is-inevitable-and-disconcerting
(8 February 2021).
(4) https://www.dunya.com/finans/kripto-para/bitcoinde-ralli-devam-ediyor-haberi
(18 Şubat 2021).
(5) Peter Howson, “Tackling climate change with
blockchain”, National Climate Chang. 9, 644–645 (2019), https://doi.org (19 Şubat 2021).
(6) Jason Hickel, “We can’t have billionaires and
stop climate change”, https://thecorrespondent.com
(9 October 2020); Credit Suisse Research Institute, Global wealth report 2020, October
2020, https://www.credit-suisse.com
(5 December 2020), s. 29.
(7) https://www.coindesk.com/price
(19
Şubat 2021).
(8) Bitcoini bir çok yönüyle anlatan makalemiz
için bak: Mustafa Durmuş, “Bitcoin: Geleceğin parası mı, insanlığı kurtaracak
yeni bir gelişme mi, yeni bir finansal spekülasyon aracı mı?”, Düalist-Dijital Kültür Dergisi (Mayıs
2018), Sayı 3, s. 25-32.
(9) Larissa Yarovaya, Brian Lucey, “The Bitcoin
bubble – how we know it will burst”, https://theconversation.com/uk
( 6 December 2017); https://www.cnbc.com/…/bitcoin-drops-11-percent-as-south-ko
(8 December 2017).
(10)
Olga Kharif, “The Bitcoin Whales: 1,000
People Who Own 40 Percent of the Market A few massive investors can rock it with
a shrug”, https://www.bloomberg.com/…/the-bitcoin-whales-1-000-people
(8 December 2017).
(11)
https://coinmarketcap.com/all/views/all
(19 Şubat 2021).
(12)
Jack Rasmus, “Bitcoins, Crypto-Currencies and
Other Financial Asset Bubbles” (excerpt), https://jackrasmus.com/…/bitcoins-crypto-currencies-and-oth
(9 December 2017).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder