Yeni vergi ve prim düzenlemeleri: Vergi ve prim gelirleri artırılıyor, vergide adalet bir başka bahara!
Mustafa Durmuş
Toplam 36 maddeden oluşan ‘Vergi Kanunları ile Bazı
Kanunlarda ve 631 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi' nin görüşmelerine 22 Ekim tarihinde TBMM Plan ve Bütçe
Komisyonu’nda başlandı. Kanun Teklifinde vergi düzenlemeleri dışında sosyal
güvenlik alanında yapılan düzenlemeler de bulunuyor.
Toplamda 350 milyar TL’lik bir gelir
hedefleniyor
Yapılan etki analizine göre bu düzenlemelerle, 200
milyar TL'nin üzerinde ek bütçe geliri, 150 milyar TL de tasarruf öngörülüyor. Gelirler
tarafında, işveren prim oranının 1 puan artırılması 2026’da yaklaşık 111 milyar
TL, prime esas kazanç üst sınırının asgari ücretin dokuz katına çıkarılması
63,7 milyar TL ek gelir sağlayacak. Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’na iç borçlanma
yetkisi verilmesiyle taşınmaz satışları ve maliyet tasarruflarından 24,6 milyar
TL gelir öngörülüyor. Mesken kira gelirlerindeki istisnanın sınırlandırılması
2027’de yaklaşık 22 milyar TL ek gelir getirecek. Araç alım-satım işlemlerinde
noter harcı alınması ise 2026’da 13,1 milyar TL gelir yaratacak.
Giderler tarafında ise malullük, yaşlılık ve ölüm
sigortaları işveren prim teşvikinin 4 puandan 2 puana indirilmesi 97,6 milyar
TL, genç girişimci teşvikinin kaldırılması ise 11,7 milyar TL tasarruf
sağlayacak. Belediyeler ve il özel idarelerinin paylarından yapılan
kesintilerin artırılması, Cumhurbaşkanının yetkisini kullanması halinde yıllık
12 milyar TL ek tasarruf sağlaması bekleniyor. (1)
Teklifte neler var?
Kanun Teklifi ile vergi mevzuatında; “vergi dışında kalan alanların kapsama alınması”, “bazı
istisnaların kaldırılması”, “kayıt dışılıkla etkin mücadele edilmesi” ve “vergi
adaletinin güçlendirilmesi”nin amaçlandığı ileri sürülüyor.
Gelir Vergisi Kanunu kapsamındaki bazı
istisnalar kaldırılıyor
*Mesken kira gelirlerinde gelir vergisi istisnası
uygulamasının kapsamı daraltılıyor:
Mesken kira gelirlerindeki vergi istisnası
kaldırılıyor, bundan böyle sadece emekli, malul, dul ve yetim aylığı alanlar bu
istisnadan yararlanmaya devam edecek. (Madde 1- Yürürlük Tarihi: 01.01.2026).
*Kiraya verilen konutlar dolayısıyla yapılan
ve bunlara sarf olunan borçların faizlerinin gayrisafi kira hasılatından indirimine
son veriliyor:
Vergi adaletini sağlamak iddiasıyla, konut dışı
kiralamalarda kullanılan kredilere ilişkin faizlerin gider olarak indirilmesine
son veriliyor. (Madde 2- Yürürlük Tarihi: 2025 Yılı Gelir ve Kazançlarına
Uygulanmak Üzere- Kanun Yayım Tarihi). Buna göre, konutlar hariç olmak üzere
kiraya verilen mal ve haklar dolayısıyla yapılan ve bunlara sarf olunan
borçların faizleri ile konut olarak kiraya verilen bir adet gayrimenkulün iktisap
yılından itibaren 5 yıl süreyle iktisap bedelinin %5’i indirilebilecek. Bu
hüküm, 2025 yılı gelir ve kazançlarına uygulanmak üzere düzenlemenin yayımı
tarihinde yürürlüğe girecek.
Bir başka anlatımla, uzun vadeli konut kredisi kullanarak
satın aldığı gayrimenkulleri kiraya verenlerin, bu krediler için ödediği
faizleri kira gelirlerini beyan ederken gider olarak indirme imkanına sahip
olmaları nedeniyle, kiraya verilen gayrimenkulü kredili veya kredisiz alan
kişiler arasında vergi yükü açısından ortaya çıkan farklılığın ortadan
kaldırılması amaçlanıyor. Böylece tasarrufların üretken yatırımlara
yönlendirilmesi ve servet edinimi için katlanılan borç giderlerinin vergiye
tabi gelirin tespitinde gider olarak dikkate alınmak suretiyle vergi matrahında
neden olduğu erozyonun da önlenmesi hedefleniyor.
*Gerçek bedeli yakalamak
Gayrimenkul satışlarında gerçek bedelin beyanını
teşvik etmek amacıyla, eksik beyan durumunda uygulanan ceza oranı bir kat
artırılıyor. (Madde 7-Yürürlük Tarihi: Kanun Yayım Tarihi). Böylece tapuda yapılan
işlemden sonra, emlak vergisi değerinden daha düşük bir bedel üzerinden harç
ödendiğinin veya beyan edilen devir ve iktisap bedelinin gerçek durumu
yansıtmadığının tespit edilmesi halinde aradaki farka isabet eden harcın tarh
edilmesinde, vergi zıyaı cezası %25 yerine “bir kat” (%100) şeklinde
uygulanacak.
Sermaye kesimine tanınan bazı istisnalar
kaldırılıyor:
*Serbest yatırım fonlarının istisnaları
kaldırılıyor
Bilindiği üzere, sürekli olarak portföyünün en az
%51'i Borsa İstanbul’da işlem gören hisse senetlerinden oluşan yatırım
fonlarının bir yıldan fazla süreyle elde tutulan katılma paylarının elden
çıkarılmasında tevkifat uygulanmıyor ve bu katılma paylarından elde edilen
gelirler için beyanname de verilmiyor.
Bu teklifle, bu teşviki kötüye kullandığı tespit
edilen bazı serbest yatırım fonlarının ortaya çıkması nedeniyle, bir yıl elde
tutma şartına bağlı vergi istisnası kaldırılıyor. (Madde 4- Yürürlük Tarihi:
Kanun Yayım Tarihi). Teklifle portföyünün en az %51'i Borsa İstanbul'da işlem
gören hisse senetlerinden oluşan bazı serbest fon yatırımcıları, yatırımcılar
tarafından bir yıldan fazla süreyle elde tutulan katılma paylarından elde edilen
gelirlere ilişkin gelir vergisi istisnası kaldırılıyor.
Daha açık bir biçimde, sürekli olarak portföyünün en
az %51’i Borsa İstanbul’da işlem gören hisse senetlerinden oluşan fonlardan, katılma
payları sadece nitelikli yatırımcılara satılabilen, Türkiye Elektronik Fon Alım
Satım Platformu’nda (TEFAS) işlem görmeyen ve fon portföyüne alınacak varlık ve
işlemlere ilişkin herhangi bir oransal sınırlamaya tabi olmayanlar için bir
yıllık elde tutma süresine bağlı tevkifat istisnası uygulanmayacak. Bunların
dışında kalan, sürekli olarak portföyünün en az %51’i Borsa İstanbul’da işlem
gören hisse senetlerinden oluşan fonların katılma payı sahipleri ise söz konusu
istisnadan yararlanmaya devam edecek.
Bazı harçlardan muafiyetler kaldırılıyor:
*İkinci el araç satışlarında noter harç
muafiyeti sona eriyor.
Araç satışlarında, noterler satış bedeli üzerinden
binde 2 oranında, en az 1.000 TL olmak üzere harç tahsil edecek. (Madde 8-
Madde 12- Yürürlük Tarihi: Kanun Yayım Tarihini İzleyen Ayın Başı).
Vergi tabanını genişletme düzenlemeleri:
Bazı ruhsat ve yetki belgeleri için (örneğin
kuyumculuk, taşınmaz ticareti, özel sağlık kuruluşları) yıllık harç uygulaması
hayata geçiriliyor. (Madde 10- Yürürlük Tarihi: 01.01.2026).
Kanun teklifiyle, mevcut durumda harca tabi olmayan
ayakta teşhis ve tedavi yapılan özel sağlık kuruluşları ile ağız ve diş sağlığı
hizmeti sunulan özel sağlık kuruluşlarına ait belgeler, veteriner hekim
muayenehane ve poliklinikleri ile hayvan hastanelerine verilen ruhsatlar ve
kıymetli madenler kuruluş ve faaliyet izin belgeleri, kuyum, ikinci el motorlu
kara taşıtı ve taşınmaz ticareti yetki belgeleri ile ticari havayolu ve genel
havacılık işletme ruhsatlarından yıllık harç alınacak. Mevcut durumda sadece
ruhsat alımında harca tabi hususi hastaneleri ve laboratuvarları açmak için
düzenlenen ruhsatnameler ile turizm müessesesi işletme belgelerine ilişkin harç
yıllık alınacak. Buna göre, her yıl için kuyum ticareti ile
iştigal edilebilmesi için şubeler dahil kuyum işletmeleri adına düzenlenen yetki
belgelerinden 30 bin TL, ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal
edilebilmesi için şubeler dahil işletme adına düzenlenen yetki belgeleri ile
taşınmaz ticaretiyle iştigal edilebilmesi için şubeler dahil işletme ve sözleşmeli
işletmeler adına düzenlenen yetki belgelerinden 20 bin TL alınacak.
Özel hastane açma ruhsatnameleri ile laboratuvarlara
ait ruhsatnameler de her yıl için alınacak. Laboratuvarlara ait ruhsatnameler
arasına özel gıda kontrol laboratuvarlarına verilen kuruluş izin belgeleri de eklenecek.
Ayakta teşhis ve tedavi yapılan özel sağlık kuruluşlarına ait ruhsatnameler
kapsamında her yıl için muayenehane uygunluk belgesi 20 bin TL, özel poliklinik
ruhsatnamesi 30 bin TL, özel tıp merkezi ruhsatnamesi 50 bin TL olacak. Ağız ve
diş sağlığı hizmeti sunulan özel sağlık kuruluşlarına ait ruhsatnameler
çerçevesinde ise her yıl için alınacak bedel, ağız ve diş sağlığı
muayenehanelerinden 20 bin TL, ağız ve diş sağlığı polikliniklerinden 30 bin TL,
ağız ve diş sağlığı merkezlerinden 40 bin TL, ağız ve diş sağlığı
hastanelerinden 40 bin TL olacak.
Bu harçlar, büyükşehir belediyesi olan illerde, bir
önceki takvim yılının son günü itibarıyla TÜİK tarafından yayımlanmış son
verilere göre nüfusu 30 bini geçmeyen ilçeler hariç olmak üzere, bir kat
artırımlı uygulanacak. Turizm müessese belgeleri kapsamında birinci, ikinci,
üçüncü ve dördüncü sınıf turizm müessesesi işletme belgelerine ödenen harçlar
da yıllık alınacak. Hayvanların muayene edildiği, hastalıklarının teşhis ve
tedavilerinin yapıldığı muayenehane ve poliklinikler ile hastanelere verilen
ruhsatnameler kapsamında alınacak harç bedeli, her yıl için veteriner hekim
muayenehane ruhsatı 10 bin TL, veteriner hekim poliklinik ruhsatı 20 bin TL,
hayvan hastanesi ruhsatı 40 bin TL olarak uygulanacak.
Harç bedeli, kıymetli maden rafinerileri kuruluş izin
belgeleri 7 milyon 500 bin TL, kıymetli maden rafinerileri faaliyet izin
belgeleri her yıl için 7 milyon 500 bin TL, kıymetli madenler aracı kurum ve kuruluşları
faaliyet izin belgeleri her yıl için 5 milyon TL olacak.
Hava yolu ve genel havacılık işletme ruhsat harçları
da düzenleniyor. Buna göre, her yıl için alınacak harç bedeli, tarifeli ve
tarifesiz seferlerle yolcu ve yük taşımacılığı yapacak hava yolu işletmelerine
verilen ruhsatlarda 2 milyon TL, sadece tarifesiz seferlerle yolcu ve yük
taşımacılığı yapacak hava yolu işletmelerine verilen ruhsatlarda 1 milyon 500
bin TL, tarifeli ve tarifesiz seferlerle sadece yük taşımacılığı yapacak hava
yolu işletmelerine verilen ruhsatlarda 1 milyon TL, hava taksi işletmesi ruhsat
harcında 500 bin TL, genel havacılık işletme ruhsatında 100 bin TL olarak
uygulanacak. (2)
Bireysel Emeklilik Sistemine (BES)
devletin katkısı değişiyor
Sistemin etkinliğini artırmak için BES'teki devlet
katkısı oranını artırma veya azaltma yetkisi Cumhurbaşkanına veriliyor. (Madde
16- Yürürlük Tarihi: Kanun Yayım Tarihi). Teklifle, Bireysel Emeklilik Tasarruf
ve Yatırım Sistemi Kanunu’na göre, işveren tarafından ödenenler hariç Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşı katılımcılar ile Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun ilgili hükmü
kapsamındaki katılımcılar adına bireysel emeklilik hesabına ödenen katkı
paylarının %30’una karşılık gelen tutar, şirketler tarafından emeklilik gözetim
merkezine iletilen bilgiler esas alınarak devlet katkısı olarak emeklilik
gözetim merkezince hesaplanacak. Teklifle Cumhurbaşkanı’na, bu oranı %50’sine
kadar artırma, sıfıra kadar indirme yetkisi veriliyor.
Ek borçlanma yetkisi veriliyor
Deprem harcamaları ve 2025 bütçesinden kaynaklanan
artan finansman ihtiyacını karşılamak amacıyla, Hazine’nin 2025 yılı borçlanma
limitine 595 milyar TL ek borçlanma yetkisi veriliyor. (Madde 17- Yürürlük
Tarihi: Kanun Yayım Tarihi).
Öngörülen SGK düzenlemeleri
Teklifte ayrıca, sigorta prim tahsilatlarını artırmak
amacıyla, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda
yapılması öngörülen bazı düzenlemeler yer alıyor:
▪İmalat dışı sektörlerde işverenlere sağlanan Hazine prim
teşvikleri azaltılırken, genç girişimci prim desteği tamamen kaldırılıyor. (Madde
20- Yürürlük Tarihi: 2026 Yılı Ocak Ayı Başında). (Daha önce 4 puanlık indirim
5 puan olarak uygulanmaktaydı). Ayrıca genç girişimcilere bir yıl süreyle
sağlanan prim desteği sonlandırılıyor.
▪Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları işveren prim
oranları %11’den %12’ye yükseltiliyor.
▪Kısmi süreli çalışanlar ve ev hizmetleri gibi bazı
grupların MYÖ sigorta prim oranı yükseltiliyor. İsteğe bağlı sigorta, tarım
işçileri, kısmi süreli çalışanlar ve ev hizmetlerinde 10 günden az çalışanların
malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranları %20’den %21’e çıkarılıyor.
(Madde 19- Yürürlük Tarihi: 2026 Yılı Ocak Ayı Başında).
▪5510 sayılı Kanunun 82’nci maddesinde yapılan
değişiklikle, prime esas günlük kazanç üst sınırı asgari ücretin 7,5 katından 9
katına çıkarılıyor.
▪Emeklilik prim oranının işveren hissesi 1 puan
artırılıyor.
▪Sigortalılar arasında eşitliği sağlamak gerekçesiyle
askerlik hizmetinin borçlanma prim oranı %32’den %45’e çıkarılıyor. (Madde 33-
Yürürlük Tarihi: 01.01.2026).
▪BAĞ-KUR primlerinin ödenmemesi nedeniyle durdurulan
sigortalılık sürelerinin ihya prim oranının %45 olarak belirleniyor. Kanun
teklifiyle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda değişikliğe
gidilerek durdurulan sigortalılık süresinin ihya maliyetinin, yasal süresinde
ödenen prim maliyetinden yüksek tutularak sigortalıların primlerini yasal
süresinde ödeme alışkanlığının artırılması ve prim tutarlarını zamanında ödeyen
sigortalıların dezavantajlı duruma düşmemeleri amaçlanıyor. Türkiye Cumhuriyeti
Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanan sigortalılar için de borçlanma prim
oranları %45 olarak alınarak sigortalılar arasında eşitlik sağlanması
hedefleniyor.
*Gelir ve aylık bağlanmış olanlarda prim
borçlarının gelir ve aylıklarından kesilmesi sağlanıyor
Sosyal Güvenlik Kurumundan gelir veya aylık alanların,
genel sağlık sigortası primi dâhil olmak üzere prim ve prime ilişkin borçlarının,
kendilerine veya hak sahiplerine bağlanan gelir veya aylıklardan %25 oranını
geçmemek üzere kesinti yapılarak tahsil edilmesi düzenleniyor. (Madde 22-
Yürürlük Tarihi: 01.01.2026). Bunun emeklilerin durumlarını daha da
güçleştireceği çok açık.
Vergi kaybına neden olacak düzenlemeler:
Katma Değer Vergisi Kanunu’nda yapılan düzenlemeye
göre, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarının mülkiyetindeki
taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler KDV’den istisna
tutulacak.
UEFA organizasyonlarında Türkiye’de kazanç elde eden yabancı
takımlar ile Organizasyonda görevli tüzel kişilerin kazançları Gelir ve
Kurumlar Vergisinden muaf tutulacak.
Sonuç ve değerlendirme
Her ne kadar kanun teklifinin gerekçesinde öngörülen
düzenlemelerin; vergi dışında kalan alanların kapsama alınması, bazı
istisnaların kaldırılması, kayıt dışılıkla etkin mücadele edilmesi ve vergi
adaletinin güçlendirilmesi amacıyla yapıldığı ileri sürülse de düzenlemelerin
asıl olarak fiskal amaçlı yani yeni gelir yaratmak amaçlı olduğu anlaşılıyor.
Bu amaçla, vergi oranları artırılmaksızın, sırasıyla
bazı meslek gruplarına “ruhsat harcı” adı altında yeni vergiler getiriliyor.
Yani vergi tabanı genişletiliyor. Bazı istisnaların kaldırılması ise matrah
genişletme amacıyla yapılıyor. Gayrimenkul satışlarında piyasa fiyatının
altında bedel bildirilmesinin vergi ile cezalandırılması ise kayıt dışılıkla
mücadele olarak ele alınabilir.
Diğer yandan bu düzenlemelerin vergilemede adaleti
sağlamaya yönelik olduğu söylenemez. Öncelikle fonlara sağlanan istisna
kaldırılırken, konut kiralarından elde edilen gelirin vergilendirilmesinde
sağlanan istisna daraltılıyor. Bu alt-orta sınıfta yer alanların vergi yükü
artacak demektir.
Kaldı ki istisnalar daraltılsa da toplamda istisna,
muafiyet ve indirimlerden oluşan ve büyük bir kısmı sermaye kesimince
kullanılan “vergi harcamaları” adı verilen teşviklerin boyutu 2026 yılında 3
trilyon TL’den 3,600 milyar TL’ye yükseltiliyor.
Hepsinden önemlisi vergi adaletini bozan dolaylı
vergilerin ağırlığı azaltılmıyor. Oysa toplam vergi sistemi içinde üçte iki
oranında bir paya sahip olan KDV, ÖTV ve harçlar gibi vergi ve benzerleri son
derece adaletsizdir. Zira düşük gelirliler tarafından daha ağır hissedilir.
Dahası yüksek enflasyon zamanlarında mal ve
hizmetlerin fiyatları arttığında bu vergiler de otomatik olarak arttığından
halk enflasyon altında dolaylı vergiler tarafından bir kez daha ezilir. Ancak
halkımız fiyatlardaki bu artışın bir kısmının vergi artışından kaynaklandığını
bilmediğinden yani mali anestezi etkisi altında tepkisiz kalıyor.
Diğer yandan dolaysız vergilerin başında gelen Gelir
Vergisi’nin tarife yapısı ve uygulanan vergileme usulü nedeniyle emekçiler
yılın daha ilk çeyreğinden itibaren bir üst vergi dilimine giriyor.
Bu teklifte bu durumu ortadan kaldırmaya yönelik (dik
artan oranlı bir tarife düzenlemesi ve verginin hesaplanma yönteminin
değiştirilmesi gibi) düzenlemeler mevcut değil. Oysa on milyonlarca ücretli
emekçinin beklentisi tam da bu düzenlemelerin artık hayata geçirilmesidir.
Keza vergi düzenlemelerinde çok zenginlerden
alınabilecek bir servet vergisinden hiç söz edilmiyor.
Son olarak, yapılacak vergi düzenlemelerini kamu harcama
reformu ile birlikte düşünmek gerekir. Devlet başta lüks nitelikte ve ekonomik
olarak verimsiz, israf niteliğindeki faiz ve güvenlik-otoriterleşme harcamalarını
kısmadığı sürece yani kamu harcamalarının dağılımında bir adalet sağlanmadığı
sürece vergi düzenlemesi ne kadar gelir yaratıcı olursa olsun toplumsal bir
fayda sağlamayacaktır.
Dip notlar:
(1(1) https://www.odatv.com/guncel/200-milyar-liralik-yeni-vergi (22 Ekim 2025).
(2(2) Vergiye
Yönelik Düzenlemeleri İçeren Kanun Teklifi – Açıklamalar, Alomaliye.com.tr
(17 Ekim 2025).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder