VERGİ VERME, BAĞIŞ-YARDIM YAP,
“HAYIRSEVER, İTİBARLI” İŞADAMI OL!
Mustafa Durmuş
Ocak 2017
Türkiye’nin siyasal gündemi o
kadar yoğun ve o denli hızlı değişiyor ki birçok önemli konu üzerinde bir
günden fazla durulamıyor.
Üzerinde uzun uzun konuşulması
gereken bu tür konulardan biri Rizeli işadamı Mehmet Cengiz’in adının, adı daha
önce Yunus Emre olan Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne verilmesiydi.
M. Cengiz ise 2013 yılında ortaya atılan dinleme kayıtlarında "bu milletin
a... koyacağız" sözleriyle gündeme oturmuştu.
Birkaç gün önce basında yer alan
bir habere göre M. Cengiz’in isminin binaya verilmesinin nedeni, Cengiz’in
binanın yenilenme masraflarını üstlenmesiymiş.
Bilindiği gibi M. Cengiz’in ana
ortaklarından olduğu Cengiz İnşaat, Türkiye’de son yıllarda ortaya çıkan 42
küresel inşaat firmasından biri. Bu başarısını da kuşkusuz devletten aldığı
büyük çaplı otoyol, köprü, tünel, enerji (HES), maden, turizm ve baraj, liman,
metro, demiryolu, havalimanı, boru hatları ve telekomünikasyon işleri gibi alt
yapı projelerine ve ihalelerine borçlu.
Bu şirket, 3. Havalimanı
ihalesini Limak ve Kolin gibi diğer küresel inşaat şirketleri ile birlikte
kazanan, aynı zamanda da yine bu konsorsiyum içinde Akdeniz, Uludağ ve Çamlıbel
elektrik dağıtım şirketinin de sahibi olan şirket.
Toplam 12 şirketten oluşan Cengiz
Holding ise inşaattan, turizme, madencilikten (Eti Bakır ve Alüminyum) ,
enerji, sigorta ve havacılık sektörlerine kadar birçok sektörde faaliyetlerini
sürdürüyor. Öyle ki Antalya Beldibi’nde kurulan dünyanın sayılı büyük
otellerinden Sungate Port Royal Resort Hotel, Türkiye’nin ilk yedi yıldızlı
oteli.
Yani “Allah yürü ya kulum demiş”
ve Holding almış yürümüş. Hemen her büyük kamusal alt yapı, üst yapı inşaat
projesinde, aynı yerli ve yabancı ortaklarla yer alan bir şirket.
Böylece şirket bu ülkenin kendine
sunduğu bedava turistik arazi, ucuz emek gücü, milyarlarca dolarlık kamu
projesi ihalesi, her türlü finansal ve mali teşvik ile bırakınız Türkiye’yi
Dünyanın sayılı inşaat firmaları arasına girmiş durumda.
Dolayısıyla da “bu serveti bu
ülkede kazandığına göre, bir kamu binasını da bırakın yenilesin, bunun için de
elini cebine atsın” diyebilirsiniz. Öyle ya ismi bu ülke topraklarında yaşayan
herkesin istisnasız sahiplendiği Yunus Emre gibi bir değerin yerine konuluyorsa
çok önemli bir fedakârlık yapmış olmalı!
M. Cengiz, İlahiyat Fakültesi’nin
sıfırdan yapılması değil de, yenilenmesi sırasındaki masrafları üstlenmiş
gözüküyor. Masrafın miktarının ne olduğu açıklanmıyor ama haberlerde es geçilen
bir konu var: Bu yaptığı harcamaları kanuni gider olarak gösterip verginin
hesaplandığı matrahtan indirmek.
Yani Cengiz büyük bir olasılıkla
vergi kanunlarının tanıdığı imkândan yararlanarak, vergi vermek yerine binayı
yeniledi. Bu tamamen yasal bir imkân zira bu hem Gelir Vergisi Kanunu’nu (GVK),
hem de Kurumlar Vergisi Kanunu (KVK) ile düzenlenmiş.
GVK’nın 89/ 4 –ve 5. bendlerinde
gelir vergisinin matrahından indirilebilecek olan bazı giderler şöyle
sıralanıyor:
“Genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler,
köyler ile kamu yararına çalışan dernekler ve Bakanlar Kurulunca vergi
muafiyeti tanınan vakıflara yıllık toplamı beyan edilecek gelirin % 5’ini
(kalkınmada öncelikli yöreler için % 10’unu) aşmamak üzere, makbuz karşılığında
yapılan bağış ve yardımlar.
…..
Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanan okul, sağlık tesisi ve yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin ve Gençlik ve Spor Bakanlığına ait gençlik merkezleri ile gençlik ve izcilik kamplarının inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdî ve aynî bağış ve yardımların tamamı”.
…..
Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanan okul, sağlık tesisi ve yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin ve Gençlik ve Spor Bakanlığına ait gençlik merkezleri ile gençlik ve izcilik kamplarının inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdî ve aynî bağış ve yardımların tamamı”.
Böylece M. Cengiz kendi ticari
gelirinden, Özel Bütçeli bir kuruluş olan Marmara Üniversitesi’ne ait bir bina
için bu harcamayı yaptı ise o yılki gelirinin yüzde 5’ini aşmaması kaydıyla,
bunu gider olarak gösterip, buna göre daha az vergi ödeyecek.
Ya da eğer bunu şirket olarak
yaptılarsa bu kez aşağıda yer alan KVK’nın 10/1- “c” ve “ç” bendlerinin sunduğu
aynı indirim imkânından faydalanacak:
“Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine,
belediyelere ve köylere, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara
ve kamu yararına çalışan dernekler ile bilimsel araştırma ve geliştirme
faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlara makbuz karşılığında yapılan bağış ve
yardımların toplamının o yıla ait kurum kazancının % 5’ine kadar olan kısmı.
......
(c) bendinde sayılan kamu kurum ve kuruluşlarına bağışlanan okul, sağlık tesisi, 100 yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde 50 yatak) kapasitesinden az olmamak kaydıyla öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi ve bakım ve rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin ve Gençlik ve Spor Bakanlığına ait gençlik merkezleri ile gençlik ve izcilik kamplarının inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdî ve aynî bağış ve yardımların tamamı”.
......
(c) bendinde sayılan kamu kurum ve kuruluşlarına bağışlanan okul, sağlık tesisi, 100 yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde 50 yatak) kapasitesinden az olmamak kaydıyla öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi ve bakım ve rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin ve Gençlik ve Spor Bakanlığına ait gençlik merkezleri ile gençlik ve izcilik kamplarının inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdî ve aynî bağış ve yardımların tamamı”.
Benzer bir durum Katma Değer
Vergisi için de söz konusu. Yani bina bitirilip teslim edildiğinde her hangi
bir KDV doğmuyor.
Görüldüğü gibi bir
"hayırseverlik öyküsü" olarak sunulan faaliyet aslında ödenmesi
gereken verginin devlete ödenmeyip, bunun karşılığında bir yenileme inşaatının
yapılmasından ibaret.
Burada yapılmış gerçek bir
fedakârlıktan söz etmek mümkün değil. Çünkü fedakârlık ancak kişinin kendi
parasından yapılabilir, ödeyeceği vergiden tasarruf ederek değil.
Kaldı ki ettiği ileri sürülen
küfür nedeniyle çok eleştirilen birinin “hayırsever” biri olarak sunulması ne
derece etiktir?
Ancak, hemen belirtelim bu durum
sadece Cengiz’e özel bir durum değil. Bugün, yukarıda sözünü ettiğimiz vergi
kanunlarının maddeleri sayesinde birçok zengin iş insanı okul, cami, yurt,
sağlık ocağı gibi kamu binalarını hayrına yapan insanlar konumuna
yükseltiliyor.
İşletmelerinde açlık sınırının
altında ve çoğu kez çok ağır koşullarda işçi çalıştırmaktan rahatsızlık
duymayanların yaptıkları hayırlar da ancak daha az vergi ödemek karşılığında
olabiliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder