28 Ekim 2017 Cumartesi

FAİZDEN, ARBİTRAJDAN KAZAN, ÜSTELİK VERGİ KANUNLARI DA SENİN YANINDA OLSUN



 FAİZDEN, ARBİTRAJDAN KAZAN, ÜSTELİK VERGİ KANUNLARI DA SENİN YANINDA OLSUN…
Mustafa Durmuş

28 Ekim 2017
Bankaların asıl gelirlerinin para alıp satmaktan, alım-satım faizleri arasındaki farktan, yani faizden oluştuğunu biliyoruz.
Bunun dışında bankaların gelirleri arasında komisyon vb. adı altında müşterilerinden aldığı ücretler de önemli bir yer tutuyor. Öyle ki bu ücretler Yapı Kredi Bankası ve QNB Finansbank’ta faaliyet gelirlerinin % 25’ine kadar çıkabiliyor (1).
Üçüncü bir gelir türü ise bizlerin pek bilmediği, Merkez Bankası’nın bankalara sunduğu bir imkân olan lira ve döviz arbitrajı.
Yani bankalar hem lirayı hem de doları dışarıdan (offshore) daha düşük faizlerle alıp Merkez Bankası’na daha yüksek faizle satıyorlar ve bunun karşılığında yüzlerce milyon liralık kâr elde ediyorlar.
Nitekim IIF’nin raporuna göre (2), Türkiye’de faaliyet gösteren bankalar bu yılın ilk dört ayında, dışarıdan lirayı 11.50 faiz ile satın almışlar ve Merkez Bankası’na % 12.25 faizden (% 0.75 arbitraj) ve doları % 0,96’dan satın alıp Merkez Bankası’na % 1’den satmışlar, böylece oturdukları yerden milyonlar kazanmışlar. (Merkez Bankası bunu döviz kurunu dengelemek, doların ateşini düşürebilmek için yapmış olmalı).
Daha az vergi
Peki, bu bankaların 2016 yılında hangi orandan vergi ödediklerini biliyor musunuz?
Normalde bankalar da % 20 oranında Kurumlar Vergisine tabiler (yeni torba yasa ile % 22’ye çıkartılıyor). Ancak ödedikleri vergiyi faaliyet gelirlerine oranladığımızda (efektif olarak) en fazla ödeyen % 10,4 ile Akbank olmuş. Garanti’nin vergi oranı % 7,9’da; İş Bankası’nın % 6,4’te; Yapı Kredi’nin % 6,8’de; Halkbank’ın % 7,6’da; Vakıfbank’ın % 6,7’de ve QNB Finansbank’ın % 5’te kalmış (3).
Tamamen yasal
Bunun nedeni yasalara aykırı biçimde vergi kaçırmaları ya da vergi affı gibi uygulamalardan yararlanmaları değil. Tersine tamamen vergi yasalarındaki imkânlara dayanarak bunu yapıyorlar. Yani çok sayıda yasal muafiyet, istisna ve indirimden yararlanıyorlar.
Düşününki asgari geçim indirimi dışında hiçbir indirim ya da muafiyeti olmayan 1,777 liralık brüt ücret alan bir işçi % 15’ten (yeni düzenlemeye kadar % 20) vergilendirilirken, bankaların ödedikleri en yüksek oran % 10.
Ayrıca bankalarda mevduatları olan milyonlarca lira değerinde lira cinsinden faiz gelir elde edenlere uygulanan Gelir Vergisi oranı vade süresine bağlı olarak % 10-12, döviz cinsinden faiz elde edenlerin ise % 12-14 dolayında.
Yani her hangi bir emek sarf etmeden devasa gelir ve servetin sahibi olanlar bir asgari ücretli kadar vergi yükü taşımıyorlar.
Bir de bunlara emekçilerin ödediği KDV, ÖTV, MTV gibi vergileri kattığımızda ülkedeki gelir adaletsizliğinin devletin vergi politikaları eliyle daha da kötüleştiği ortaya çıkıyor.
Yani ekonominiz uluslararası finans kapitale bağımlı bir ekonomisi ise düşünceniz, inancınız (örneğin faiz karşısındaki tutumunuz) ne olursa olsun kapitalizmin ekonomi politik kanunları işliyor. Ve bu kanunlar emekçiler aleyhine işliyor.
……………………
(1) İlgili bankaların bilançolarından kendi hesaplamalarımız.
(2) IIF, Turkey Research Note, Swap Auctions Reduced Offshore Volatility, May 19, 2017.
(3) İlgili bankaların bilançolarından kendi hesaplamalarımız.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder