BUYURUN
CENAZE NAMAZINA
Mustafa
durmuş
21
Nisan 2020
Dün akşamın geç saatlerinde ham petrol vadeli
işlemler sözleşmelerinden (futures), Dow
Jones’tan ve petrole bağlı türev
piyasalardan gelen haberler (Korona
salgını sonrasında son 150 yılın toplam resesyonlarından daha fazla bir ekonomik
küçülme yaşanması öngörülen bir süreçte), piyasalarda tam da “buyurun cenaze namazına”
dedirtecek cinsten bir endişeye neden oldu.
TARİHTE
İLK KEZ HAM PETROL FİYATI EKSİDE
İlk haber ABD’deki bir petrol vadeli işlem
sözleşmesinin fiyatındaki keskin düşüşle ilgili. West Texas Intermediate
(Batı Teksas Petrolü (WTI) adlı şirketin Mayıs ayı
teslimat sözleşme fiyatı – 37,63 dolara kadar düştü (yüzde 100’den fazla bir
düşüş) . Böylece tarihte ilk kez petrolün fiyatı eksiye düştü.
Vadeli işlem sözleşmeleri (futures) aylık periyotlara göre düzenleniyor. Bu keskin
düşüş Mayıs sözleşmesiyle ilgili. Aynı şirketin Haziran teslimatlı sözleşmesi sadece
yüzde 18 düşerek 20 doların biraz üstüne kadar geriledi.
Vadeli İşlem Sözleşmeleri (Futures)
nedir?
Türev
araçların tipik örneklerinden olan bu sözleşmeler organize piyasalarda işlem
gören, belirli bir malın, dövizin veya menkul kıymetin önceden belirlenen bir
fiyattan belirli bir vadede el değiştirmesini içeren sözleşmelerdir. Vadeli
işlem sözleşmelerin organize piyasada işlem görmesi ve bu piyasalar bünyesinde
bir takas mekanizmasının bulunması nedeniyle, vade sonunda fiziki uzlaşıdan
ziyade nakdi uzlaşı geçerlidir. Yani vade sonunda taraflar sözleşmeye konu malı
(örneğin ham petrolü) ve belirlenen bedeli
takas etmez, bunun yerine önceden belirlenen fiyata göre oluşan fark bir
taraftan diğerine transfer edilir.
Kısaca, vadeli bir biçimde büyük çapta ham petrol alımı yapanlara varil başına ilave olarak 37,6 dolar para ödenecek.
Bunun nedeni petrol üretimi henüz azaltılmamışken Koronavirüs nedeniyle enerjiye (dolayısıyla da petrole) olan talebin bıçak gibi kesilmiş olması. OPEC’in 1 Mayıs’tan başlamak üzere günlük petrol üretimini 9,7 milyon varile düşürme kararının da fiyatlardaki düşüşü önlemeye yetmediği anlaşılıyor.
Üstelik çıkartılan petrolün depolanması için yeterli alan da yok. Öyle ki küresel petrol depolama alanlarının yüzde 70’inden fazlası doldurulmuş durumda. Böylece depolama alanları kıtlaşıp maliyetleri birden artınca, dev Amerikan petrol şirketleri vadeli petrol alan ve vadesi dün dolan sözleşmeler için alıcılara üstüne para vermeye başladılar.
Bir başka anlatımla, şirketin bugün sona erecek olan Mayıs vadeli sözleşmesini elinden çıkarmayan yatırımcıların (sözleşme gereği) Mayıs ayı başında bu petrolü teslim alması gerekiyor. Oysa petrol kullanımı çok düştüğünden çıkartılan petrolün ciddi depolama sorunu yaşanıyor. Depolamak için yer bulamayan yatırımcılar da bu petrolü teslim almamak için elindeki sözleşmeyi değerine değil; değerini altına yani üzerine para vermeyi göze alarak elinden çıkarmaya çalıştılar. Bu panik hali de ham petrol fiyatının maliyetinin çok altına düşmesine neden oldu.
Piyasadaki paniği anlatan bir diğer gösterge spot-vadeli fiyat farkının çok artmış olması. Öyle ki petrolün spot piyasa fiyatı ile 1 ay sonraki vadeli işlem fiyatı arasındaki fark normalde varil başına 0.40 - 0.50 doları geçmezken şu anda bu 8-10 dolara kadar çıkmış durumda.
Reuters ajansı dün konuyu şöyle bir espri ile ele
aldı: “Şu anda içi boş bir yüzme havuzunuz varsa, elinde Mayıs ayına ait vadeli
işlem sözleşmesi olan birine kiraya verebilirsiniz”.
TÜREV
ARAÇLAR ZARAR ETTİRİYOR
Petrolun fiyatı eksiye düşünce bunun üzerinden
çıkartılan menkul değerlerin fiyatları da düştü ve türev piyasalarda ticareti
yapılan türev araçlar da zarar etmeye başladılar.
Türev Araçlar (Derivatives) nedir?
Türev
araçlar getirileri (değerleri) başka bir türev araca veya menkul kıymete bağlı
olan finansal araçlardır. Faize, dövize, petrole, hisse senetlerine, emtia
fiyatlarına, kredi alacaklarına dayalı olarak düzenlenirler. Dayalı olduğu
varlığın değerindeki değişmeye bağlı olarak türev aracın değeri de değişir ve
bunun sonucunda kâr (ya da zarar) elde edilir.
Bu
araçlar dört ana kategori altında sınıflandırılıyor: (i) Future sözleşmeler
(ii) Forward sözleşmeler (iii) Opsiyonlar
(iv) Swap sözleşmeleri.
Türev
araçlarının kullanımının iki temel amacı; riskten korunmak (hedging) ve
spekülasyon sonucu kazanç elde etmektir. Riskten korunmak gelecekte ortaya
çıkacak beklenmeyen fiyat hareketlerine karşı bugünden önlem alınmasını,
spekülasyon ise farklı beklentiler sonucunda yüksek kaldıraç (yabancı kaynak) kullanarak kazanç elde edilmesinin
amaçlanmasını anlatır.
Türev
araçlar finansal krizin tetiklenmesinde önemli bir rol oynarlar zira spekülatörlere
yüksek kaldıraç kullanma imkânı verirler. Örneğin bir petrol şirketinin hisselerine
borsada yapılacak yatırımın onda biri ile aynı hisse senedine dayalı türev
araca (vadeli petrol sözleşmesine) yatırım yapılabilmekte ve bu hisse senedinin
değerindeki değişimden kaynaklanan kâr (ya da zarar) aynı tutarda elde
edilebilmektedir. Bu spekülasyon saiki ile işlem yapanların risk iştahını artırır
ve çok büyük riskler üstlenilmesine yol açar.
BORSALAR
DÜŞTÜ
Bu gelişmenin ardından borsalar sert düşüş yaşadı
(Dow Jones 500 puan düştü). Chevron, Exxon Mobil ve Conoco Phillips
Petrol gibi dev Amerikalı ham petrol üretim şirketlerini bünyesinde barındıran Energy Select
Sector SPDR Fund’un değeri yüzde 3 düştü.
Vadeli ham petrol fiyatlarının eksiye düşmesinden çıkartabileceğimiz bazı
önemli sonuçlar olmalı.
KAPİTALİZM HEM
EMEK, DOĞA KARŞITI, HEM DE ANARŞİK BİR SİSTEM
⁕Petrol üretimi küresel ısınma ve iklim krizinin ana nedeni. Kâr amaçlı
olarak bu fosil yakıtın çıkartılmaya devam edilmesi gezegeni ve onun bir
parçası olan insanlar başta olmak üzere, tüm canlıları yok olma tehlikesiyle
baş başa bırakıyor.
⁕Koronavirüsün küresel talep üzerindeki etkisi beklendiğinden çok daha sert
olacak gibi görünüyor. Kapitalist devletlerin trilyonlarca dolarlık talep
artırıcı teşvike yönelmelerinin nedeni talepte (dolayısıyla da kâr
realizasyonunda) yaşanacak bu büyük sıkıntı.
Diğer taraftan, bazı hükümetler bu sorunu hanelere doğrudan gelir transferi
yaparak aşmaya çalışırken, neo-liberalizme göbekte bağımlı hale gelmiş diğer
bazı hükümetler hanelere daha fazla kredi kullandırtma yoluna başvuruyorlar. Bu
hükümetler sorunu çözmek yerine, sorunu öteliyorlar, insanları daha da
borçlandırırken bankaları mutlu ediyorlar.
⁕Bu sorun kapitalist
krizlerin bir göstergesi olan aşırı
üretim
sorununu gün ışığına çıkarttı. Aşırı üretim piyasaya arz edilen ürüne olan talebin üzerinde bir üretimin var
olduğu bir durumdur. Bu durum fiyatların düşmesine ve stokların artmasına neden
olur. Yani, aşırı üretim satılamayan mal stoklarının birikmesi, tüketime
nazaran üretimdeki aşırılık demektir.
Ekonomik krizlere de neden olan aşırı üretim kapitalizme özgü bir durumdur. Çünkü
kapitalizm öncesi toplumlarda aşırı üretim bir refah, zenginlik artışı
göstergesidir. Buna karşılık kapitalist toplumda (üretimin kâr için yapılması nedeniyle), aşırı üretim
sonucunda bazı mallar satılamaz, dolayısıyla kâr realize edilemez, kriz çıkar. Yani zorunlu
olarak, üretim fazlalığı kârın oluşumunu sekteye uğratır, hatta petrol
örneğinde olduğu gibi zarara neden olur.
⁕Bu gelişme Klasik İktisat Kuramı içinde yer bulan
Say Kanunu’nun (18 -19.Yüzyıllar)
geçersizliğini bir kez daha doğrulatmıştır. Bu kanuna göre, talebi olan bir maldan daha fazla
üretim yapıldıkça, bu diğer mallar için daha fazla talep yaratır. Böylece her
arz kendi talebini yaratır. Bu bağlamda aşırı üretim biçiminde bir sorun
kapitalist piyasa ekonomilerinde doğmaz. Petroldeki son gelişme bu kanunun bu
çıkarımını bir kez daha çürütmüştür.
⁕Kapitalizmin temel kanunu olduğu varsayılan Arz-Talep Kanunu genel geçer
bir kanun değildir. Çünkü konut, altın ve döviz piyasalarında olduğu kadar
petrol ve petrol ürünleri piyasalarında da geçerli değildir. Öyle ki fiyatlar
düştüğünde petrole olan talep artmıyor, düşüyor. Bu gelişme bu kanunu da
sorgulatır niteliktedir.
⁕Kapitalizm (ileri sürüldüğü gibi) rasyonel bir sistem değil, irrasyonel
(akıl dışı) ve bir o kadar da anarşik bir sistemdir. Teoride sözü edilen makro
arz-talep dengesi gerçekte hiçbir zaman kurulamamaktadır.
⁕Petrol üzerinden yaratılan türev araçlar son 40 yıllık finansallaşmanın en
spekülatif araçlarıdır. Böyle bir finansallaşma
1970’lerin ortalarından itibaren kapitalizmin içine düştüğü kâr oranlarının
azalması şeklinde görülen krizlerine bir çözüm olarak getirilse de kendi bizzat
krizin tetikleyicisi olmuştur. Yani 2008 krizinde bu tetiği vadeli konut
kredisi çekerken, bugün özel sektör ve devlet borçları, öğrenci borçları bu tetikçiliğe adaydır. Yarın petrole ya da
başka ürünlere dayalı türev araçlar piyasası bu tetiği çekebilir.
⁕Bünyesinde kriz üreten mekanizmaları barındıran ve 1845 yılından bu yana
sürekli krizlere giren kapitalist sistem krizsiz, etkin- verimli,
eşitlikçi-adaletli, emek, doğa ve farklı kimliklere dost, toplumsal cinsiyet
eşitlikçi bir başka sistemle değiştirilmediği sürece iklim krizi, Koronavirüs
gibi biyolojik krizler, burjuva demokrasisinin krizi, sosyal krizler ve
ekonomik krizlerle yüzleşmeye devam edeceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder