Sonunda
IMF parası geldi!
Mustafa
Durmuş
27
Ağustos 2021
Türkiye’ye bu hafta IMF’nin Özel Çekme
Hakları adı da verilen 6,4 milyar dolar karşılığı SDR (1 SDR= 1.419 $) yani IMF
parası geldi ve bu para Merkez Bankası bilançosunda yerini aldı.
Bunun Türkiye ve dünya ekonomisi için ne
anlama geldiğini yorumlamaya çalışalım.
Bilindiği gibi, IMF 1969 yılında üye
ülkelerin rezerv pozisyonlarını destekleme gerekçesiyle SDR’yi yarattı. Böylece
IMF üyesi ülkeler, IMF'deki kotaları ile doğru orantılı olarak, bu uluslararası
rezervden yararlanabiliyorlar. Böyle
olunca da, aşağıdaki grafikten de görülebileceği gibi üyelere yapılan tahsisat
eşit olmuyor.
Özetle IMF, ihtiyaç doğduğunda parasını
(SDR) üyelerine dağıtmakla yükümlü. Yani Türkiye’ye gelen bu para Türkiye için
yaratılmış özel bir imkânın kullanılmasının ya da ülkenin IMF ile “iyi”
ilişkilerinin bir sonucu değil.
Nitekim bu yıl toplamda 650 milyar doları
bulan bu dağıtımın 275 milyar doları tüm azgelişmiş ve yükselen ekonomilere
yapıldı.(1) Türkiye’nin kotası yüzde 1
civarında olduğu için de kendisine tahsis edilen miktar 6,4 milyar dolar oldu.
Dağıtım
adaletsiz
Ancak son dağıtımdan dünyanın gelişkin
ülkeleri kategorisinde yer alan 40 ekonomisi yüzde 58 pay alırken, kalan 150 azgelişmiş
ve yükselen ekonomiye toplam 275 milyar doların düşmesi (yüzde 42) , en az
gelişmiş, yani en yoksul ülkelere verilenin ise sadece 21 milyar dolarda
kalması büyük bir adaletsizlik. Üstelik böyle bir fonlamanın faizinin sadece
yıllık yüzde 0,05 olması gelişkin ekonomilerin ne denli ucuz bir kaynak
kullandığını da ortaya koyuyor.
Diğer yandan IMF, Kovid-19 salgını
sonrasında azgelişmiş ülkelerin ekonomik olarak toparlanabilmeleri için 450
milyar dolarlık bir finansmana ihtiyaç olduğunu öngörüyor. (2)
Ortada neredeyse sıfır maliyetli bir
kaynak dururken, hem aşıya erişim hem de ekonomik sıkıntılarını aşma anlamında,
bu kaynağın en çok ihtiyaç duyanlara
değil de, bugünlerden sorumlu olan, tuzu kuru ekonomilere dağıtılmasının
kapitalizmin tipik adaletsizliklerinden biri olduğu açık.
Diğer taraftan eğer böyle fonlar
artırılmazsa, yoksul ülkeler başta olmak üzere azgelişmiş dünyada sadece
salgından değil, artan ekonomik sıkıntılardan dolayı yüzbinlerce insanın
öleceği öngörülüyor. Zira resesyonlarla ölüm oranları arasında doğrudan bir
ilişki olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış durumda.
Bu nedenle de aralarında Oxfam ve
Uluslararası Af Örgütü gibi örgütlerin de bulunduğu çok sayıda örgüt IMF’nin bu
tahsisatının 3 trilyon SDR’ye (4,3 trilyon dolar) çıkartılmasını talep ediyor.
(3)
Daha
elverişli bir kaynak ancak…
Gelelim Türkiye tarafına.
Gelen SDR’ler T.C. Merkez Bankası’nın (MB)
brüt döviz rezervlerini artıracak. Ancak bankanın net döviz rezervlerinde
belirgin bir artışın olması beklenmiyor zira paralel biçimde bankanın döviz
yükümlülükleri de artıyor.
Ülke ekonomisi açısından bu para neredeyse
sonsuz vadeli, kolayca dövize çevrilebilir ve kura müdahale amaçlı olarak
kullanılabilir nitelikte ve çok daha düşük maliyetli olduğundan döviz
rezervlerini artıran diğer operasyonlara (örneğin döviz swaplarına) göre bu
işlem çok daha elverişli.
Ancak hem gelen tutarın ülkenin ihtiyacının
çok altında olması, hem de bu operasyonun piyasalarca daha önce fiyatlanmış
olmasından dolayı, döviz kurunun sert biçimde gerilemesi söz konusu değil. Nitekim
doların kuru bu (başka faktörlerle birlikte) ancak 8.50’nin altına gerileyebildi,
8.38-8,50 bandında gezinmeyi sürdürüyor.
Dış
borçlanmayı kolaylaştırabilir ama bu sadece bir sorun ötelemesidir
Diğer yandan bu para, Merkez Bankası
bilançosuna bir makyaj gibi de olduğundan, dış borçlanmayı kolaylaştırması
beklenebilir. Ancak dünyanın neredeyse en yüksek borçlanma maliyetleriyle
dışarıdan borçlanabilen, yüzde 63’lük bir dış borç stoku /GSYH oranı ile benzer
büyüklükteki ülkeler içinde en yüksek dış borç stoku rasyosuna sahip bulunan bir
ülke için, böyle ilave bir borçlanma kolaylığı dış borç geri ödeme sıkıntının
ötelenmesinden başka bir anlam taşımaz.
IMF’nin
üyelerine dağıttığı SDR 60 yılda 49 kat arttı!
Daha önce de vurgulandığı gibi, IMF bu
parasını, ihtiyaç halinde, üyelerine dağıtmakla yükümlü. IMF geleneksel olarak bu
dağıtımı: “Uzun dönemde küresel rezerv ihtiyacını karşılamak, güveni tesis
etmek, ulusal ekonomilerin dayanıklılığını ve istikrarını sağlamak” amacıyla
yaptığını ileri sürse de, aşağıdaki grafikten de görülebileceği gibi (4), bu
dağıtılan miktardaki hızlı artış başka nedenlere işaret ediyor.
Küresel kapitalizmin içine girdiği krizlerin daha da sıklaşıp derinleşmesi bu nedenlerin başında geliyor. Nitekim 2008 Finansal Krizi sonrasında ortaya çıkan Büyük Resesyon’dan çıkabilmek için üye ülkelere 182,7 milyar SDR (yaklaşık 259 milyar dolar) dağıtıldı.
Kovid-19 Salgını ise küresel kapitalizmi
2008 krizinden çok daha derin bir krize soktu ve iki yıla yakın bir süre geçmiş
olmasına rağmen bu salgının neden olduğu ekonomik krizden hala çıkılamadı.
Virüs yeni varyantlarıyla ekonomileri sarsmaya devam ediyor.
Bu da hükümetlerin sağladığı onlarca
trilyon doları bulan parasal desteklerin yanı sıra Dünya Bankası ve IMF
desteğini de zorunlu kıldı. IMF son 11 yılda bu desteği üç kata yakın artırarak
650 milyar dolarlık tarihsel büyüklükte bir SDR dağıtmaya başladı. Ancak
(yukarıda da vurgulandığı gibi) bunun en az dört katının gerekli olduğu
belirtiliyor).
Öyle ki küresel çapta yapılan bu dağıtım
her yıl arttı, zira ihtiyaç arttı. 1970-1972 yılları arasında sadece 9,3 milyar
SDR olan bu dağıtım, 2021 yılında 456,5 milyar SDR oldu. Yani son 60 yılda
dağıtımda 49 kat artış söz konusu.
IMF
kârlı bir sermaye birikiminin sürmesi için dişlileri yağlıyor
Bu durumu, “IMF’nin yardımseverliğinin
arttığı” değil, “kapitalizmin içinde düştüğü bunalımın giderek derinleşmekte
olduğu” şeklinde yorumlamak daha doğru olur.
Kısaca IMF bu çaptaki bir parayı küresel
kapitalist sistemde para akışının sıkıntıya girmesini önlemek (dolayısıyla da kârlı
bir sermaye birikiminin kesintisiz sürmesini sağlamak), yani kapitalist
makinanın dişlileri yağlamak amacıyla yapıyor.
Diğer taraftan, dünyadaki ve Türkiye’deki
son orman yangınları ve su baskınlarından da net olarak görüldüğü gibi, bu felaketlere
yol açan asıl faktör olan iklim değişikliği yüzünden kapitalizm; bir yandan
kendi ekolojik sürdürülebilirliğini yok ediyor, öte yandan da küresel ekonomiyi
ayakta tutabilmek için giderek çok daha fazla parasal kaynak kullanmak zorunda
kalıyor.
Sonuç:
“Tavşana kaç, tazıya tut”
Üstelik IMF’nin, bilançolarını güzelleştirsin
diye bu çapta bir parasal desteği verdiği Merkez Bankaları uyguladıkları para
politikalarıyla iklim değişimine neden olan sektörleri ve faaliyetleri fonlamaya
devam ediyor. (5)
Özcesi IMF “tavşana kaç, tazıya tut”
diyor. Bir yandan iklim değişikliğine karşı uyarılarda bulunuyor, salgından
etkilenen ekonomilere destekte bulunuyor, diğer yandan ekolojiyi yok eden kapitalizmin
sürmesi için elinden geleni yapıyor.
Bir yandan fosil yakıt üretiminin
kısıtlanarak karbondioksit emisyonunun hızla azaltılması gerektiğini söylüyor,
diğer yandan bu faaliyetlere ve sektörlere devasa sübvansiyonlar veren, parasal
genişleme politikalarıyla bunları fonlayan ulusal merkez bankalarına SDR
desteği sağlıyor.
Bir yandan devasa büyüklükte kaynak dağıtıyor ama bu kaynakları asıl olarak
gelişkin ekonomilere verdiğinden, küresel eşitsizlikleri daha da derinleştiriyor.
Bu da uluslararası finans kapital ve ABD
gibi emperyalist devletlerin güdümündeki bu kurumların gerçekte dünyanın
yoksullarını, ezilenlerini düşünmediklerini, sistemin kurumakta olan dişlileri
yağlamaktan başka bir işe yaramadıklarını ortaya koyuyor.
Böyle bir gidişat, ekonomik ve ekolojik
çöküşle birlikte, ekofaşizm ve barbarlıkla sonuçlanabilir. Bunun önüne ancak antikapitalist,
antiemperyalist bir sol program ve bunu hayata geçirmeye kararlı bir politik
irade, örgütlenme ve mücadele ile geçilebilir.
Dip notlar:
(1) https://www.imf.org/pr21235-imf-governors-approve-a-historic-us-650-billion-sdr-allocation-of-special-drawing-rights
(2 August 2021).
(2) Wealthy
nations under pressure to pass IMF stimulus on to poor countries, https://www.ft.com(25 August 2021).
(3) https://cepr.net/press-release/as-imf-allocates-650-billion-worth-of-special-drawing-rights-economists-say-more-will-be-needed
(23 August 2021.
(4) https://www.imf.org/en/About/Factsheets/Sheets/Special-Drawing-Right-SDR
(5 August 2021).
(5) David
Turnbull, Central Banks Still Fueling Climate Crisis: New Report, OilChange International, www.priceofoil.org (24 August 2021).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder