KORONA
VİRÜSÜ (COVID-19) DOSYASI (4)- Kurtarma
paketleri: Faiz indirimleri ve parasal bollaştırma virüsü durdurur mu, ekonomik
krizi önler mi?
Mustafa
Durmuş
25
Mart 2020
Bir önceki yazımızda hükümetlerin Korona virüsü
sonrasında ilk başvurduğu politikalardan birinin para politikaları olduğunu
belirtmiştik.
Bu kapsamda merkez bankaları aracılığıyla sırasıyla;
faiz oranları düşürülüyor, “miktarsal kolaylaştırma” adı altında piyasalardaki
tahvil ve bonolar geri satın alınıyor ve böylece piyasaya nakit veriliyor.
Ayrıca merkez bankası karşılık oranlarının düşürülmesi, gibi piyasalardaki
likiditeyi artırmaya dönük operasyonlar yapılıyor.
Nitekim Korona ABD’de de ortaya çıktığında Merkez Bankası (FED) acilen
(normal zamanından iki hafta önce) toplanarak faiz oranlarını yüzde 0,50 puan
düşürdü (1) (ardından ikinci kez
düşürerek, sonunda yüzde 0- 0,25
bandına kadar çekti). Bununla da kalmadı 1 ay içinde 5 trilyon dolara varan bir
taze paranın finansal piyasalara verileceğini açıkladı ve hemen repo piyasaları
üzerinden bankalara ve diğer finansal kuruluşlara 1,5 trilyon dolarlık ilk
dilimi verdi. Ayrıca 750 milyar dolarlık miktarsal kolaylaştırma yapacağını da ilan
etti. (2)
TRİLYON
DOLARLIK PARASAL TEŞVİK
Benzer adımlar Avrupa Merkez Bankası (ECB), Çin
Merkez Bankası, Japonya Merkez Bankası (BoJ), Britanya Merkez Bankası (BoE ),
Avustralya ve Kanada merkez bankaları tarafından da atıldı.
ECB hali hazırda yürütmekte olduğu aylık 20 milyar
avroluk miktarsal kolaylaştırmaya ek olarak bu yılın sonuna kadar 120 milyar
avroluk daha kolaylaştırma yapacağını ilan etti. (3) BoJ yaklaşık 10 yıldır
uygulamakta olduğu miktarsal kolaylaştırmayı iki katına çıkarttı ve 12 trilyon
Yenlik bir program açıkladı. Ayrıca Mülkiyet Fonu hisselerini ve özel
kurumların tahvillerini satın alma programını genişleterek sürdüreceğinin
taahhüdünü de verdi. (4) BoE ise 11 Mart’ta faiz oranını yüzde 0,75’ten yüzde
0,25’e düşürdü. (5)
T.C.Merkez Bankası da piyasalarda likiditeyi artırmaya dönük
önlemlerin yanı sıra, bir yandan zorunlu karşılıklara uygulanan faiz oranını yüzde
8'den yüzde 6’ya, politika faiz oranını da 1 puan indirerek yüzde 9,75’e çekti.
(6)
FAİZLER NEDEN İNDİRİLDİ?
Halk sağlığından önce piyasaların sağlığını ön
planda tutan burjuva iktidarların virüsün ortaya çıkışının hemen ardından bu
politikalara başvurmalarının kendilerince haklı nedenleri var. Çünkü salgın ile
birlikte şirketlerin gelecekteki kârlılıklarına ilişkin beklenti kötüleşmeye başlayınca,
panik halinde hisse satışları başladı ve bu şirketlerin hisselerinin alınıp
satıldığı küresel borsalar ciddi değer kaybettiler.
Ayrıca küresel borsalardaki ani ve bir türlü
toparlanamayan büyük çaplı değer kayıpları finansal bir krizin de habercisidir.
Çünkü finansal krizin asıl belirleyicisi olan aşırı yüksek borç stoklarının
yanı sıra, borsalar da finansal krizin bir etkeni.
Şöyle ki borç stokları krizin ön koşulunu yaratıyor,
finansal varlıklardaki hızlı çöküş ise
krizi tetikliyor. Çünkü bu varlıkların değeri çok düştüğünde borçlu şirketlerin
borç servisi yapabilmesi imkânsız hale geliyor. Bu da bankacılık sektörünü de
içine alan bir finansal krize neden oluyor.
Bu ilişkiyi bir metaforla anlatmak gerekirse; aşırı
kredi-borç (likidite) bir tür benzin ise, onu ateşleyerek yangına sebebiyet
veren şey finansal varlıkların (borsaların) çöküşüdür.
Yapılan faiz indirimleriyle borsalardan çıkılarak
diğer yatırım araçlarına gidiş önlenmeye çalışılsa da, bu ara sıra sağlanan küçük
toparlanmalar dışında gerçekleşmedi. Petrol fiyatlarındaki tarihi düşüşle
birlikte (bu petrole bağlı türev araç piyasalarını da düşürüyor) servet
zenginlerinin trilyonlarca doları bulan servet kayıpları ortaya çıktı.
Yani dünyanın efendisi konumundaki servet zenginleri
servetlerinin bir kısmını kaybederken, daha büyük bir finansal kriz de
tetiklenmiş oldu.
Bu yüzden ne finans kapital, ne de onun güdümündeki
hükümetler buna izin veremezlerdi, nitekim vermediler. En etkili olduğuna
inandıkları silahı, yani faiz ve miktarsal-parasal kolaylaştırma silahını kullandılar.
FIRSATÇI
FİNANS KAPİTAL
Finans kapital bu yöndeki taleplerini hemen
açıkladı. Öyle ki ABD’deki bir bankacı
lobi grubu olan Bank Policy Institute, FED’in sadece faiz indirimine gitmesiyle
yetinmemesini, ayrıca bankalar üzerindeki denetimlerini gevşetmesini de istedi.
(7)
Kuruluş hem rezerv tutma oranının düşürülmesini, hem
de stres testinin yumuşatılmasını talep ediyor. Bunu da bankaların virüs
nedeniyle zora düşen şirketlere verdiği kredileri sürdürebilmesinin bir ön koşulu
olarak gündeme getiriyor.
SAHİBİNİN
SESİ BÜYÜK MEDYA
Büyük sermayenin kontrolündeki medya ise (insan
sağlığından ziyade) küresel borsalardaki hızlı düşüşleri ve buna karşı FED gibi
merkez bankalarının faiz indirimi haberlerini ön plana çıkarttı.
Çünkü finans kapitalin sözcüleri (faiz
indirimlerinin borsayı yükselteceği beklentisiyle) “faiz oranlarındaki indirimlerin
çözemeyeceği hiçbir sorunun olmadığı düşüncesini” büyük medya aracılığıyla tüm topluma
benimsetmeye çalışıyorlar.
Kısaca bu kesimler böyle felaketleri toplum ya da
insan üzerindeki etkileri açısından değil, piyasalar ve servetleri üzerindeki
etkileri bağlamında ele alıyorlar. Yani bir tür “milyonlarca insan virüsten
ölebilir, yeter ki borsalar yükselsin ve bizim servetlerimiz azalmasın, daha da
artsın” ruh hali içindeler.
KAZ
GELECEK YERDEN TAVUK ESİRGENMEZ!
Büyük servetlerin sahiplerinin bazıları ise bu
açgözlülüklerini gizleyebilmek ve siyasal iktidarları kendi istedikleri
önlemleri alma konusunda ikna edebilmek için, hastaneler gibi sağlık
kuruluşlarına yaptıkları bağışlarla, bir kez daha ne kadar hayırsever
olduklarını kanıtlamak istediler.
Örnek olarak, İtalya’da aralarında moda tasarım devi
Giorgio Armani’nin de bulunduğu 18 milyarder toplam 28 milyon doları Korona ile
mücadele için bağışladıklarını açıkladılar (tek başına Armani’nin Milan ve Roma’daki
iki hastaneye yaptığı bağış 1,4 milyon dolar civarında). (8)
Dünya e- ticaret devlerinden Ali Baba Grubunun
toplam 39 milyar dolarlık servete sahip yakın zamana kadar ki ceo’su Jack Ma da
yardımseverler arasına katıldı. ABD’ye 1
milyon maske ve 500,000 test kiti hediye etti. Ma ayrıca bugünlerde Türkçeye de
çevrilmiş olan ve Çin’deki sağlık personelinin Korona ile mücadelesini anlatan
bir elektronik kitabın da önsözünü yazdı ve tanıtımını yaptı. (9)
Keza ABD’nin en büyük
bankalarından olan Wells Fargo’nun da 175 milyon dolarlık bir bağışta
bulunacağı açıklandı. Aralarında medya devi Michael Bloomberg, medikal
ekipman firması sahibi Stryker ve Hedge fonu
kurucusu K. Griffin’in bulunduğu bir ABD’li vakıf 75 milyon dolar bağışta
bulundu. (10)
BEKLENEN
OLMUYOR, BORSALAR CANLANMIYOR, NEDEN?
Ancak bekledikleri gibi olmuyor. Öyle ki 20 Mart’ta Dow
Jones yüzde 4,55, S&P 500 yüzde 4,34 ve Nasdaq Composite yüzde 3,79
düştü. 16 Mart’ta Dow Jones’un değerinin yüzde 13 oranında düşüşü, 1987
yılından bu yana 1 günde yaşanan ikinci en sert düşüş olarak tarihe geçti. 19
Şubat tarihinden bu yana Korona virüsü S&P 500 endeksindeki servetin yüzde
32’sini (kabaca 9 trilyon dolar) sildi, süpürdü. (11)
Dünyanın iki dev yolcu uçağı üreticisinden bir olan
Boeing’in hisseleri ise sadece son beş haftada yüzde 72 değer kaybetti.
Şirketin gerçekten bir varoluş krizi yaşadığı ileri sürülüyor. (12)
Sadece borsaların değil, devlet tahvili ve hazine
bonosu piyasalarının, kurumsal kredilerin ve konut kredisi destekli menkul
kıymetler piyasasının da ciddi bir çöküş yaşayabileceği ileri sürülüyor. Öyle
ki 23 Mart’ta 10 yıllık ABD devlet tahvilinin getirisi 25 baz puan daha düşerek
binde 7’nin altına kadar geriledi.(13)
“HAYATINIZIN
EN KELEPİR ALIMLARINI YAPMAYA HAZIR OLUN!”
Diğer taraftan borsa çöküşlerinin kazananları da
var. Küresel borsalardaki çakılma Korona’dan bu yana yüzde 30’u aşınca, “akbaba
fonlar” da denilen hedge fonları ve diğer spekülatörler (yukarıda sözü edilen
“hayırseverlerin” sahibi oldukları fonlar) dibe vuran büyük şirketlerin hisselerini
satın alarak, süper servetler yapmaya hazırlanıyorlar.
Bloomberg’in bir haberine göre, Aralarında dünyanın en zenginlerinden olan
Warren Buffet’in de bulunduğu bu fonların sahipleri 1 milyar dolardan fazla nakit harcayarak bu
hisseleri toplamaya başladılar.
Bu fonların kurucularından birinin tweeti ise aç
gözlü fırsatçılığı çok güzel özetliyor: “Eğer Hükümet Korona krizini iyi
yönetebilirse, borsalar tekrar sıçrama yapar ve bizler de hayatımızdaki en
kelepir hisse alımlarını yapmış oluruz”. (14)
BANKALAR
DA RİSK POTASINA GİRDİ
Bu gelişmelerin başta gölge bankacılığı ile uğraşan
büyük yatırım bankalarını ve çok ciddi risklere sahip diğer ticari bankaları
etkileyeceği de çok açık.
Nitekim İtalyan bankacılık sisteminin çok ciddi bir risk
altında olduğu ileri sürülüyor. Korona virüsü nedeniyle adeta kapatılan ülkede
perakende, restoranlar, publar, eğlence mekânları, oteller, diğer turistik
tesisler ve zorunlu olmayan hizmet sektörleri neredeyse iflasın eşiğindeler. Bu
alanlarda faaliyet gösteren firmalar daha ziyade kobiler ve ağırlıklı olarak da
İtalyan bankalarının verdiği zombileşmiş kredilerle ayakta kalıyorlar. Bunlardaki
batık krediler çok fazla, buna karşılık ülkedeki yasalar bu kredilerin kolayca
tahsiline izin vermeyecek ölçüde katı.(15)
İtalyan bankaları
diğer Avrupalı bankalar için büyük risk oluşturuyor zira bu bankaları en fazla aralarında
Fransız, Hollanda, Almanya ve İspanya’nın da bulunduğu ülkelerin bankaları
fonluyor.
Bu bankaların
hisselerinin değeri ise 17 Şubat’ta İtalya’da patlama yapan Korona vakalarının
ardından hızla rekor bir biçimde (yüzde 45 oranında) düştü. (16)
POWELL:
KORONAYI DURDURAMASA DA FAİZLERİ İNDİRİYORUZ…
Faiz indirimlerinin (ya da daha sonra ele alınacak
olan vergi indirimlerinin) salgının yayılma hızını düşürmeye ve insanların
hayatlarını kurtarmaya yetmeyeceği çok açık.
Nitekim FED de faiz indirimine giderken açıklamasında
“birey ve yatırımcı güvenini restore etmek” gerekçesini kullanmıştı. Ama bu
açıklamayı yapan Powell şunu da vurgulamıştı: “ Faiz indirimi bulaşma hızını
azaltmaz, parçalanmış olan küresel tedarik zincirini tamir edemez”. (17)
Bu bilinmesine rağmen, neden o halde acilen faizler
indirildi? Çünkü faiz indirimleri ve diğer parasal kolaylaştırmalar insanı ve
toplumu ölümcül bir virüsün etkilerinden korumak amacıyla gündeme getirilmedi. Yukarıda
açıklandığı gibi; virüsün ortaya çıkışından sonraki birkaç hafta içinde küresel
borsalarda yüzlerce milyar dolarlık hisse değeri kaybı, yani servet kaybı yaşandı.
Daha fazla zararı önlemek amacıyla faiz oranları
düşürüldü. Bu önlemlerle; kuşkusuz borsadaki zenginler, repo piyasasının
katılımcıları, bankalar, DİBS piyasası yatırımcıları kurtarılmaya çalışıldı.
LİKİDİTE
TUZAĞI
Diğer taraftan bu indirimlerin finans
piyasalarındaki ciddi çalkantıları durdurmaya yetmediği de ortada. Çünkü faiz oranlarının sıfır civarında olduğu
(şirketlerin borçlanma maliyetlerinin en düşük olduğu) bir dönemde para-kredinin maliyetini
düşürdüğüne inanılan faiz indirimleri de, aynı gerekçe ile bol para sunumu
anlamına gelen miktarsal kolaylaştırma da işe yaramıyor. (18)
Bir başka anlatımla ‘likidite tuzağı’nda olan bir ekonomide
faiz indirimlerinin ekonomiyi toparlamaya her hangi bir faydası olmadığı gibi,
bu indirimler ciddi israf anlamına geliyor. (19)
Özetle, faiz indirimi virüsü öldürmeye yetmediği
gibi piyasaları da sakinleştiremiyor. Finans kapitalin “gümüş mermisi” de
etkisiz kalıyor. Büyük şirketler ciddi stres altındalar, tüketicilerse fiilen evden çıkamıyorlar. Yüzde
70’inin tüketimden gelen destekle büyüdüğü bir ekonomide bu durum bitiş
anlamına geliyor ve faiz indirimleri ya da bol para bunu çözmeye yetmiyor.
Bu da hükümetlerin ellerindeki son araç olan maliye
politikalarının, yani vergi indirimleri ve kamu harcaması yoluyla ekonominin
canlandırılmasını son çare olarak gündeme getiriyor.
Nitekim hükümetler bu yönde çok ciddi boyutlara
varan mali programlar açıkladılar. Bu programlara destek niteliğinde olmak
üzere IMF de trilyon doları aşan bir mali destek sözü verdi. Peki, bu mali
programlar çözüm olabilecek mi, küresel bir resesyonu (ekonomik daralma)
önleyebilecek mi?
… devam edecek: Kurtarma paketleri: Vergi indirimleri ve diğer mali teşvikler
işe yarar mı?
DİP
NOTLAR:
(1) https://uk.reuters.com/article/us-health-coronavirus-g7-exclusive/exclusive-g7-to-make-no-direct-calls-for-fiscal-monetary-support-in-coronavirus
(3 March 2020).
(2) Costas Milas, “Coronavirus:
five essential measures to bolster the global central bank ‘bazooka’, https://theconversation.com/coronavirus-five-essential-measures-to-bolster-the-global-central-bank-bazooka (17 March 2020).
(3) https://www.fxstreet.com/analysis/5-trillion-fed-injection-and-still-the-worst-day-since-1987 (13March 2020).
(4) Milas, agm.
(7) Jessica
Corbett, “You'll Never Guess How Big BanksWant the Fed to Handle the Coronavirus:
More Wall Street Deregulation”, https://www.commondreams.org(3
March 2020).
(8) https://www.forbes.com/sites/giacomotognini/2020/03/19/giorgio-armani-and-17-other-italian-billionaires-donate-more-than-28-million-to-fight-coronavirus-in-italy.
(10)
https://www.wealthx.com/intelligence-centre/daily-news/2020/wells-fargo-to-donate-175-million-for-coronavirus-relief (23 March
2020); https://www.wealthx.com/intelligence-centre/daily-news/2020/michael-bloomberg-jon-stryker-donate-to-75-million-covid-19-fund-for-new-york-city-nonprofits (22 March
2020); New York’un geçen dönem belediye başkanı da olan Michael
Bloomberg’in, belediye başkanlığı
seçiminde, seçim çalışmaları için sadece 3 ayda 936 milyon doları aşkın parayı
harcadığı ortaya çıktı. Bak: https://www.nbcnews.com/politics/2020-election/bloomberg-spent-nearly-1-billion-his-three-month-presidential-campaign
(21
March 2020).
(11)
https://www.reuters.com/article/us-usa-stocks/wall-street-notches-worst-weekly-decline-since-2008 ( 21 March
2020); FED son açıklamasında her hangi bir fiyatı olan yani “çerçöp” düzeyinde
ratinge sahip tüm kâğıtları satın alacağını açıklayınca Pazartesi günü ABD
borsalarında yukarıya doğru bir hafif kıpırdanma yaşandı. Salı günü de üç büyük
ABD borsası yükselişini sürdürdü. Yani FED son bazukasını da kullandı (bak:https://www.federalreserve.gov/…/pres…/monetary;
https://www.reuters.com/article/us-usa-stocks/dow-soars-over-11-in-strongest-one-day-performance-since-1933 (24
March 2020).
(12)
https://wolfstreet.com/2020/03/21/its-just-day-22-of-coronacrash-and-its-already-such-a-mess.
(13)
https://www.cnbc.com/2020/03/23/treasury-yields-fall-as-coronavirus-cases-rise-relief-bill-stalls.html? (23 March 2020).
(14)
Anders Melin and Benjamin Stupples,
“World’s Richest Spend $1 Billion on ‘Bargains of a Lifetime’, https://www.bloomberg.com
(19 March 2020).
(16)
Nick Corbishley, “ European Banks Face Financial Crisis 2,
Shares Hit 1988 Lows”, https://wolfstreet.com/2020/03/18.
(17)
Howard Gleckman, “ Tax Cuts Won’t
Treat the Coronavirus or Rebuild Broken Supply Chains”, https://www.taxpolicycenter.org
(3 March 2020).
(18)
Christopher Martin, Costas Milas, Quantitative easing: a
sceptical survey, Oxford Review of
Economic Policy, Volume 28, Issue 4, Winter 2012,s. 750–764, https://doi.org 10 December
2012).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder