KORONA VİRÜSÜ (COVID-19) DOSYASI (5)-
Kurtarma paketleri: Vergi indirimleri ve diğer mali teşvikler
Mustafa
Durmuş
28 Mart 2020
Finans
kapital ve onların güdümündeki hükümetler sadece finans piyasalarındaki
kayıplardan endişe etmiyorlar, aynı zamanda reel ekonominin çökmesinden de
korkuyorlar. Çünkü kârları ve kârlılığı (dolayısıyla da sermaye birikimini)
azaltacak olan asıl etkenin üretim ve tüketim kayıpları olduğunu çok iyi
biliyorlar.
Dahası
kârların çok düştüğü bir dönemde devasa boyutlara ulaşmış küresel borçların da
sistemin asıl likidite sunucusu olan küresel bankaları batırmasından endişe
duyuyorlar.
Bu yüzden de
zorunlu olmayan üretimi ve hizmetleri durdurup insanların bu şekilde evlerinde
kalarak salgınla baş etmeye çalışmak yerine, “herkesin kendi OHAL’ini ilan
etmesi gerektiğini” tavsiye ederek, sorumluluğu yine bireylere bırakıyorlar.
O halde
ekonomi ile ilgili endişelenecek bir durum mu var?
DÜNYA EKONOMİSİ YENİ BİR KRİZE
SÜRÜKLENİYOR
Korona
Virüsü dünya ekonomisini en hassas olduğu bir dönemde, yani başta merkez
ekonomiler olmak üzere birçok ekonominin resesyona girmeye başladığı bir
dönemde yakaladı (salgın başladığında Türkiye ekonomisi hali hazırda
krizdeydi).
Böyle bir
ortamda, faiz oranlarının da sıfıra kadar düşürülmüş olması nedeniyle para
politikalarının kârları restore etmede ve ekonomileri toparlamada yetersiz
kalması gözlerin (devam eden devletleştirme ve diğer kurtarma politikaları
sürerken) maliye politikalarına çevrilmesine neden oldu. Vergi indirim ve ertelemeleri
ve kamu harcamalarıyla yürütülen bu politikalarla hükümetler şimdilerde bu
krizi durdurmaya çalışıyorlar.
Ancak bu
politikaların başarılı olup olmayacağı da (krizi önleme ya da krizden en kısa
sürede çıkma anlamında) bilinmiyor. Bu yazı bu anlamda hem hükümetlerin aldığı
mali önlemleri öncelikle tanıtmayı, ardından da bunların ne kadar işe yarayıp
yaramayacağını tartışmayı hedefliyor.
Yeni bir
kriz beklentisi ile ilgili değerlendirmelere geçmeden önce iki şeyi
vurgulamakta yarar var. İlk olarak (IMF gibi kuruluşların da belirttiği gibi)
virüsten önce dünya ekonomisinin yavaşlamakta olduğu, virüsün çok yaygın bir
salgına dönüşmesinin (pandemi) bu süreci hızlandırarak krize dönüşmesini
sağladığı- ikinci olarak diğer politikalar gibi maliye politikalarının da
sınıfsal anlamda tarafsız olmadığı, asıl olarak sermayeye destek için
alındığıdır.
KRİZ KÂHİNİ AÇIK KONUŞTU !
2008 krizini
öngören ve “kriz kâhini” olarak da bilinen ünlü iktisatçı N. Roubini önümüzdeki
ekonomik yıkımın çok ağır olacağını şu sözlerle açıkladı (1):
“Korona
salgını kontrol altına alınamıyor. Bu yılki ekonomik büyümeye ilişkin en iyi
tahminim 2008 resesyonundan daha derin bir resesyon olacağı yönünde.
Hükümetlerin şu ana kadar uyguladıkları tutarsız politikalardan hareketle de çok
daha kötü bir resesyon ile karşı karşıya kalacağımızı söyleyebilirim”.
Bu yöndeki
beklentiler sadece dünyanın önde gelen iktisatçıları tarafından değil, aynı
zamanda OECD, Dünya Bankası, IMF ve UNCTAD gibi uluslararası kuruluşlar
tarafından da paylaşılıyor.
2020 SON 10 YILIN EN KÖTÜSÜ OLACAK
Örneğin OECD
bu yıla ait büyüme tahminini yüzde 2,9’dan yüzde 2,4’e indirirken (bu dünya
için resesyon eşiği anlamına geliyor), virüs ciddileşirse bunun yüzde 1,5’e
kadar düşebileceğinin altını çizdi. IMF de benzer bir öngörüde bulunarak önceki
tahminini aşağıya çekti. Bu gerçekleşirse bu yıl, ekonomik büyüme performansı
açısından son 10 yılın en kötü yılı olacak.(2)
Birleşmiş
Milletler Örgütü’ne (BM) bağlı bir kuruluş olan UNCTAD ise dünya ekonomisindeki
bu yılki hasıla kaybını 2 trilyon dolar olarak öngörüyor ve bu kaybın 220
milyar dolarlık kısmının az gelişmiş ülkelerde gerçekleşeceğini ileri sürüyor.
(3) Aynı kurum Türkiye ekonomisinin sadece dış ticaretten doğacak kaybının
yaklaşık 425 milyon dolar olacağını ileri sürüyor. (4)
Dahası, eğer
durum küresel bir ekonomik güvensizlik şeklinde bir paniğe dönüşürse çöküş reel
sektör ya da dış ticaretle de sınırlı kalmayacak, hizmetler sektörü de krize
girecek.
YENİ BİR SALGIN: İŞSİZLİK SALGINI
Örneğin
sadece turizm sektöründe küresel çapta on binlerce şirket ve konaklama tesisi
(özellikle de küçük işletmeler), önce likidite krizine girecek, sonra da
kapanacak. Bu da tüm ekonomiyi vuracak. Çünkü turizm sektörü bazı ülkeler için
(Fransa’da milli gelirin yüzde 10’unu, İtalya’da yüzde 13’ünü ve İspanya’da
yüzde 15’ini sağlayacak kadar) önemli bir sektör. (5) Bu sektördeki bir çöküş
ile birlikte bundan böyle dünyada artık bir işsizlik salgınından da söz etmek
gerekecek.
Yani böyle
bir derin kriz en çok işçi sınıfını etkileyecek. Bunu Uluslar arası Çalışma
Örgütü’nün (ILO) son raporunda yer alan veriler koyuyor. Kuruma göre; (eğer
uluslar arası bir koordinasyon altında kararlı ve hızlı önlemler alınmazsa),
küresel çapta 25 milyon işçi daha işsiz kalacak. Böylece sadece işsizlik değil,
eksik istihdam ve çalışan yoksulluğu da (35 milyon daha) artacak.(6) Buna
uzaktan, evden çalışma biçimindeki esnek ve güvencesiz çalışmanın da hızla
artacağı gerçeğini eklemek gerekiyor.
ULUSLAR ARASI KURULUŞLAR MALİYE
POLİTİKALARINI ÖNERİYOR
Böyle
karamsar bir beklenti altında, hükümetler kamu harcamalarını artırmak ve
vergileri indirmek biçiminde geniş çaplı mali önlemler almaya başladılar.
Uluslararası kuruluşların sözcüleri ve ana akım ekonomistlerin büyük bir kısmı
bu politikaları savunurken, hükümetlere de bu yönde tavsiyelerde bulunuyorlar.
Örneğin
UNCTAD’ın direktörlerinden Kozul-Wright’a göre (7); merkez bankaları küresel
ekonomideki kötüleşmeyi tersine çeviremez. Bunun için agresif maliye
politikalarına gereksinim var. Bu politikalar insan bakımı gibi sosyal
hizmetlere yapılacak yatırımlarla desteklenmeli. Ayrıca bu kamu harcamalarının
hedefi krizden etkilenen işçiler, iş sahipleri ve topluluklar olmalı. Bu
politikaların başarılı olabilmesi içinse uluslararası bir işbirliği de gerekiyor.
IMF Başkanı
Georgieva da para politikası ve regülasyonların yanı sıra, koordineli ve
senkronize olmuş küresel mali teşviklerin ve önlemlerin hayata geçirilmesi
gerektiğinin altını çiziyor.
Bu yönde
alınacak mali önlemlerin uygulanabilmesi için de IMF üye ülkeler tarafından
kullanılmak üzere 1 trilyon dolarlık bir kredi programı hazırladı. Bu paranın
50 milyar doları “yükselen ekonomilere” ve 10 milyar doları çok düşük gelirli
ülkelere; çok düşük faiz ve uygun ödeme koşullarına sahip krediler biçiminde verilecek.
(8) Dünya Bankası ise azgelişmiş ülkelere verilmek üzere 12 milyar dolarlık bir
yardım paketi hazırladı. Bu pakette de düşük faizli krediler, hibe ve teknik
yardımlar var. (9)
MALİ YARDIMIN KARŞILIĞINDA HÜKÜMETLERDEN
BEKLENENLER
IMF’nin mali
yardım karşılığında hükümetlerin almasını istediği önlemlerden belli başlıları
şöyle (10):
(i) İşlerini
salgın nedeniyle kaybeden işçiler için ya doğrudan ya da işverenleri
aracılığıyla ücret desteği sağlamak. Ücretli hastalık izninin süresini
genişletmek. Hassas gruplara verilmekte olan nakit ve ayni yardım ve
transferleri artırmak.
(ii) Vergilerini ödemekte zorlanan firmalara vergi indirimi ve kolaylıkları sağlamak.
(ii) Vergilerini ödemekte zorlanan firmalara vergi indirimi ve kolaylıkları sağlamak.
ÜLKELERDEN GENİŞ ÇAPTA MALİ ÖNLEMLER
ABD başta
olmak üzere Merkez ekonomiler ve Yükselen ekonomiler olarak da adlandırılan
azgelişmiş ülkeler IMF’nin önerilerine uygun bir biçimde maliye politikaları
kapsamında geniş çaplı önlemler almaya ya da teşvikler vermeye başladılar.
Acil mali
önlemler olarak gündeme getirilen bu önlemlerin ağırlıklı olarak vergi
indirimleri ve vergi ertelemeleri gibi vergi teşviklerinden oluştuğu görülüyor.
Hangi ülkelerin hangi vergi teşviklerini ya da acil vergisel önlemleri aldığına
ilişkin bir derleme çalışması ise Tax Foundation adlı bir kuruluş tarafından
sürekli güncellenerek yapılıyor. Bu çalışmanın şu ana kadar derlediği verilere
göre (11):
Korona
salgını nedeniyle dünyanın belli başlı ülkelerinin aldığı mali önlemler ya da
teşvikler; genelde zor duruma düşmesi beklenen şirketlerin vergi ve sigorta
primlerinin ödemelerinin 1 yıla kadar ertelenmesi, gelir ve tüketim üzerinden
alınan vergilerin geçici olarak indirilmesi ve ertelenmesi ve istihdamın
korunması amacıyla şirketlere sunulan ücret destekleri ya da
sübvansiyonlarından oluşuyor.
En büyük
boyutlu ve kapsamlı teşvik programını ise 2 trilyon dolar ile ABD uygulamayı
planlıyor. Virüsün ilk ortaya çıktığı ve ekonomik olarak en büyük zarara neden
olduğuna inanılan Çin’de ise toplamda 1,3 trilyon yuanı (182 milyar dolar)
bulacak olan bu önlemler ya da teşvikler küçük işletmeler için KDV oranının
yüzde 3’ten yüzde 1’e (Mayıs sonuna kadar) düşürülmesi ile sınırlı kaldı.
ALMANYA “DAYANIŞMA VERGİSİ” ALACAK
Beklenen
krizle ilgili olarak şu ana kadar yüksek gelirlilerden de katkı almayı
planlayan tek ülke Almanya. Alman Hükümeti bir yandan salgın nedeniyle
işyerlerinde azaltılan çalışma saatlerinin karşılığında işletmelere toplamda 50
milyar avroluk bir nakit teşviki sunarken, diğer yandan yüksek gelirlilerden
yüzde 5,5 oranında bir “Dayanışma Vergisi” almayı planlıyor (aslında bu vergi
2021’de alınacaktı, öne çekildi). Buna karşılık Norveç’te borsalardaki
hisselerinin değeri düşen şirketlerde hissesi olanlardan alınan net servet
vergisi oranı düşürülüyor.
İTALYA: 3 AŞAMALI PROGRAM
Salgının en
fazla ölüme neden olduğu ve ülke ekonomisinin ikinci çeyrekte yüzde 4,5
oranında küçülmesinin beklendiği (12) İtalya’da Hükümetinin aldığı önlemler
aşamalı olarak uygulanacak.
Bu programa
göre (13); ilk aşamada virüsten en fazla etkilenen 11 belediyeye 900 milyon
avroluk bir destek sağlanacak. Bu destek: Konut kredisi, vergi ve SGK primi
ödemelerinin ertelenmesi, işçiler için tek seferlik 1,500 avro nakit desteği ve
işverenler için kredi garanti fonu imkânlarının artırılması. İkinci aşamada
ülke ekonomisinin genel olarak desteklenmesine yönelik 3,6 milyar avroluk
destek. Bu, bütçe açığının binde 0, 2’nin üzerine çıkılmasına izin vermek,
gelirleri yüzde 25 oranında düşen şirketlere vergi iadesi yapmak, turizm ve
lojistik sektöründeki firmalar için vergi indirimine gitmek ve sağlık hizmetleri
için ilave kaynak anlamına geliyor. Üçüncü olarak eğer hastalığın yayılması
önlenemezse vergi indirimi ve kamu harcaması artışını amaçlayan ve AB düzeyinde
ortak mali teşvik politikası izlenecek. Ayrıca (14) şirketlere, hijyeni
iyileştirmek için yapacakları harcamaların yarısı tutarında bir vergi iadesi
yapılacak.
İtalya’dan
sonra en fazla ölümün gerçekleştiği İspanya’da önlemler KOBİ’ler ve kendi
hesabına çalışanlara 6 ay süreliğine gelir, kurumlar ve KDV ertelemesi imkânı
ile sınırlı kaldı.
Vergi
indirimleri açısından Yunanistan’da yüzde 24 olan KDV oranının 6 puan
düşürülmesi, Norveç’te işçilerden alınan gelir vergisinin oranının 2 aylık bir
süre için 4 puan düşürülmesi (yüzde 12’ lik KDV oranının yüzde 8’e indirilmesi)
biçimindeki örnekler göze çarpıyor. Norveç’te ayrıca şirketlere bu yılki
zararlarını önümüzdeki iki yılın kârından düşebilme imkânı tanınıyor.
Alınan bu
vergisel önlem ya da teşviklerin salgının yayılmasını durdurmak ya da ölümleri
azaltmak gibi bir amacının olmadığı, asıl amacın salgınla beraber kötüleşen
ekonominin kurtarılması olduğu açık.
ÜLKELER GÖZDE SEKTÖRLERİNİ DESTEKLİYOR
Bu önlemler
ülkelere göre özellik de kazanıyor. Örneğin Güney Kore’de otomobil satışlarını
canlandırabilmek için eski otomobillerini değiştirmek isteyenlere vergi desteği
sağlanırken, Endonezya’da talebi desteklemek amacıyla bireysel gelir vergisi
ödemeleri turistik tesislerden yerel yönetimlerce tahsil edilen yüzde 10’luk
vergi 6 aylığına iptal edildi.
İngiltere’de
perakende, eğlence ve turizm sektörlerindeki işletmelerden alınan emlak vergisi
12 ay süreyle alınmayacağı gibi bireyler
için vergi iadesi sınırı 1,000 pounda yükseltildi. Toplamda 30 milyar poundluk
bir KDV ertelendi. Türkiye’de ise uzun vadeli konut kredilerinde şart koşulan
nakit peşinat oranı yüzde 20’den yüzde 10’a düşürüldü.
KAMU HARCAMALARI BOYUTU İKİNCİ PLANDA
Kamu
harcamasını artıracak olan mali desteklerse genelde ücret destekleriyle sınırlı
kaldı. Hollanda Hükümeti sıkıntıya giren işletmelerde çalışan işçilerin
ücretini yüzde 90’ı oranında sübvanse etme (destekleme) kararını alırken,
İrlanda geçici olarak işten çıkartılan işçilere haftada 203 avroluk ücret
ödemesine karar verdi. Fransa kısa çalışma ödeneği uygulamasını başlattı. İran Hükümeti ise 3 milyon civarındaki en yoksul İranlıya nakit desteği verecek.
…devam edecek: Mali Destek Paketleri:
Bazı Ülkelerden Örnekler: ABD, Danimarka, Türkiye
DİP NOTLAR:
(1) Nouriel Roubini, “A Greater Depression?”, https://www.project-syndicate.org/commentary (24 March 2020).
(2) Ben Chu, “Coronavirus: The economic impact so far in five charts”, https://www.independent.co.uk (4 March 2020).
(3) UNCTAD (a), Coronavirus: Can policymakers avert a trillion-dollar crisis? (9 March 2020).
(4) UNCTAD (b), “Coronavirus outbreak has cost global value chains $50 billion in exports”, https://unctad.org (6 March 2020).
(5) https://wolfstreet.com/…/tourism-contributed-10-to-gdp-in-f… (7 March 2020).
(6) “Almost 25 million jobs could be lost worldwide as a result of COVID-19, says ILO”, https://www.ilo.org (18 March 2020).
(7) UNCTAD (b), agm.
(8) Kristalina Georgieva, “Policy Action for a Healthy Global Economy”, https://blogs.imf.org (16 March 2020).
(9) “Coronavirus: World Bank Pledges $12 Billion In Emergency Aid”, https://www.wealthx.com (3 March 2020).
(10) Vitor Gaspar and Paolo Mauro, “ Fiscal Policies to Protect People During the Coronavirus Outbreak”, https://blogs.imf.org (5 March 2020).
(11) “Tracking Economic Relief Plans Around the World During the Coronavirus Outbreak”, https://taxfoundation.org/coronavirus-country-by-country-re… (26 March 2020).
(12) https://www.theguardian.com/…/an-italian-financial-crisis-i….
(13) SimoneTagliapietra, “ To save the Italian economy from the Coronavirus, Rome prescribes a stimulus”, https://www.bruegel.org (3 March 2020).
(14) Tracking, agm.
(2) Ben Chu, “Coronavirus: The economic impact so far in five charts”, https://www.independent.co.uk (4 March 2020).
(3) UNCTAD (a), Coronavirus: Can policymakers avert a trillion-dollar crisis? (9 March 2020).
(4) UNCTAD (b), “Coronavirus outbreak has cost global value chains $50 billion in exports”, https://unctad.org (6 March 2020).
(5) https://wolfstreet.com/…/tourism-contributed-10-to-gdp-in-f… (7 March 2020).
(6) “Almost 25 million jobs could be lost worldwide as a result of COVID-19, says ILO”, https://www.ilo.org (18 March 2020).
(7) UNCTAD (b), agm.
(8) Kristalina Georgieva, “Policy Action for a Healthy Global Economy”, https://blogs.imf.org (16 March 2020).
(9) “Coronavirus: World Bank Pledges $12 Billion In Emergency Aid”, https://www.wealthx.com (3 March 2020).
(10) Vitor Gaspar and Paolo Mauro, “ Fiscal Policies to Protect People During the Coronavirus Outbreak”, https://blogs.imf.org (5 March 2020).
(11) “Tracking Economic Relief Plans Around the World During the Coronavirus Outbreak”, https://taxfoundation.org/coronavirus-country-by-country-re… (26 March 2020).
(12) https://www.theguardian.com/…/an-italian-financial-crisis-i….
(13) SimoneTagliapietra, “ To save the Italian economy from the Coronavirus, Rome prescribes a stimulus”, https://www.bruegel.org (3 March 2020).
(14) Tracking, agm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder